'15 Temmuz'da her şey halkın sokaklara dökülebilmesine göre ayarlandı'

'15 Temmuz'da her şey halkın sokaklara dökülebilmesine göre ayarlandı'

Gazeteci-yazar Ahmet Dönmez, 15 Temmuz gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğü polis telsiz kayıtlarında halkın sokaklara çıkarılmasının sağlanarak belli noktalara yönlendirildiğini belirtti. 

Dönmez, açıklamalarında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı iken merkeze çekilmesine tepki olarak istifa eden Tümamiral Cihat Yaycı'ya yeniden dikkat çekti.

Dönmez'in açıklamalarının satır başları şöyle:

Ankara Emniyet Müdürlüğü polis telsiz kayıtları ile Cihat Yaycı arasında bir bağlantı gördüm. Bağlantı şuydu: Yaycı, tanık olarak verdiği ifadesinde, o akşam yaptığı görüşmelerden bahsediyordu. Biri de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga ileydi. 

Kasırga'yı adeta talimat verir gibi arıyor. Birisi tuğamiral, diğeri Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri. Hiyerarşik olarak Kasırga çok daha yukarıda. Erdoğan'ın yanından, Marmaris'teki otelden Kasırga'yı arayan Yaycı, adeta talimat verir gibi yaptığı konuşmasında, halkın sokaklara dökülmesi, vatandaşın polisle beraber direnmesi, bu sayede iki-üç saat içinde darbenin bitirilip ve duruma el konulması gerektiğini söylüyor. Halkın sokağa çıktığında ellerinde Türk bayrakları olması ve bu görüntünün dışarıya verilmesi gerektiğini ve sivillerin darbecileri püskürtmesiyle beraber darbe girişiminin sonlandırılması gerektiğini söylüyor. 

Bu konuşma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın FaceTime üzerinden herkesi sokağa, alanlara davet ettiği konuşmadan önce oluyor.

Ondan sonra polis telsiz kayıtlarına bakıyorum. Mahkeme dava dosyalarının ek klasörlerinde mevcut bu konuşma kayıtları. Ne var o kayıtlarda?

24 saati kapsıyor kayıtlar. İlk başta polis, özellikle bazı kritik, tehlikeli noktalara sivillerin sokulmaması emrini veriyor ki can kaybı olmasın. Örneğin Genelkurmay. Erken saatlerde, silah seslerinin duyulduğu 21.00-22.00 saatleri arasında oluyor bu konuşmalar.

Sonra bir anda, vatandaşların gelmeye başlamasıyla, 'nereye yönlendirelim' diye konuşuluyor. Sonra bir anda, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı gibi çatışma yoğunluğunun olduğu yerlere kitlelerin yönlendirilmesi yönünde talimatlar veriliyor.

Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün önünde, uçaktan atılan bomba sonucu iki sivil şehit oldu. Genelkurmay'ın önü ise 15 Temmuz'un en fazla şehit verilen yeri oldu. 35 kişi hayatını kaybetti. Bunların 34'ü sivil. İlk başta araç ya da sivillerin geçişine izin verilmezken, daha sonra 'sivil araçların önü açılsın, polis araçları çekilsin, vatandaşlar buralara yönlendirilsin' talimatları verildi.

Neden bu talimatlar verildi? 

1- Polisin, darbecilerin halka ateş etmeyeceği düşüncesi ile (vatandaşları) bir nevi canlı kalkan gibi kullanma niyeti olabilir. 'O kanlı gecenin şartları içinde polis böyle bir yönteme başvurabilir, insani bir kaygıdır' denebilir ancak ben başka bir yönünü tartışacağım bu bakış açısının. 

2- Sivil araç geçişine de bazı yaralıları hastaneye yetiştirmek için izin verildiği yönünde bir savunma var. 

Fakat henüz daha sivil sivillerin geçişine izin verilmeden önce, Genelkurmay'a doğru giden ve polisin 'dur' ihtarına uymayan bir araç var. O sırada polis geçiş izni vermiyor daha. Aracın içerisinden etrafa ateş açılıyor. Bu askeri bir araç değil. İçinde askerler, darbeciler yok. Sivil bir araç ve içinde siviller var.

Polis anonslarından bu duyuluyor. Emniyet Müdürü Mahhmut Karaaslan, Emniyet Müdür Yardımcısına, 'Genelkurmay kavşağı önünde etrafa ateş açan sivil bir araç var, bunu vurun' talimatı veriyor.

Önümüzde böyle bir örnek var. Provokatörler var, silahlar var. Etrafta paramiliter unsurlar kol geziyor.

Bu kaos içerisinde polis artık bütün süzgeçlerini, eleklerini kaldırmış durumda. Alabildiğine herkesi oraya yığmaya çalışıyor ve herkes oraya yığılırken de bu kayıplar yaşanıyor maalesef. Bir yandan da, diğer polisler, 'Burada bir kalabalık var, nereye yönlendirelim' diye sorduğunda, bir başka polis müdürü, 'Bütün sivilleri Ankara Emniyet Müdürlüğü önüne yığıyoruz' anonsu geçiyor. Orada bombalama oluyor ve iki sivil hayatını kaybediyor.

Bir başka şey daha oluyor. Bir anonsta diyor ki, 'Ankamall civarından Emniyet'e ateş ediliyor' diyor. Orada darbeciler yok. Ankamall tarafından ateş edenler kim belli değil. Bu şu manaya geliyor: Farklı yerlerden, araç ya da keskin nişancı olabilir, kalabalıkların ya da polisin, askerin üzerine ateş eden meçhul, gizemli insanlar var. Kim bunlar?

Böyle bir gecede, bu noktalara ısrarla vatandaşların yığılması, iyi niyetle yorumlanabileceği gibi, bir başka açıdan başka bir niyetle sevk ve idarenin yapıldığı yorumuna neden olabilir.

 

Ahval