Ahmet Taşgetiren: Kürtlük dünyasında bağımsızlık kalp atışı halindedir

Ahmet Taşgetiren: Kürtlük dünyasında bağımsızlık kalp atışı halindedir

Star gazetesi başyazarı Ahmet Taşgetiren, dünkü (30 Ağustos) yazısında, Irak ve Suriye'deki Kürtlerle bozuşmanın Türkiye'ye bir fayda sağlamayacağını dile getirerek, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin bağımsızlık referandumunu savaş sebebi saymasını eleştirdi. İran ile Türkiye'nin, Kürtler'e karşı ittifak ilişkisi içinde görülmelerinin de sağlıklı olmadığını ifade etti. 

Taşgetiren'in yazısı ana hatlarıyla şöyle:

Çözüm süreci

"Bir dönem “Kürtlerle büyümek” gibi birjargon girmişti siyasi lügatimize. Çözüm sürecinin ürettiği umuttu bu. İçerde devreye sokulan açılım, dışardaki, özellikle Irak'taki Kürtleri de etkileyecek, böylece Türkiye'nin hinterlandı genişlemiş olacaktı. Türkler – Kürtler bu coğrafyanın en kadim kardeş toplulukları idi.

Aslında “Kürtlerle büyümek”, yine Kürtler üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan “Küçültme”ye karşı bir hamle idi. Siyasi aklımız bu hamleyi yaparak, büyük bir oyunu bozmayı amaçlıyordu.

Çözüm süreci bir başka küresel hamle ile torpillendi. Suriye – Kobani – Rojava ile bir kısım Kürt'e yeni iktidar alanı umudu verildi ve başka bir süreç başladı. Halen o süreç devam ediyor ve bizim “Kürtlerle büyümek” gündemimiz kolay hatırlanmayacak bir hafıza haline geldi.

Bağımsızlık, kalp atışı

Hatta şimdi Suriye'den sonra Irak'taki Kürt varlığı, Türkiye'yi tedirgin eden bir hareketlilik yaşıyor. 25 Eylül için planlanan “Bağımsızlık referandumu.” Bunu, Türkiye'ye en yakın, hatta “Büyüme” öngörüsünün ilk planda partneri olması umulan Barzani devreye sokuyor. Bütün Kürtlük dünyasında “Barzani bunu yapmasın” diyenin bulunmadığı düşünüldüğünde, bağımsızlığın o dünyanın kalp atışı halinde bir şey olduğu görülebilir. Şu söz Kürtler arasında en çok tedavül eden sözdür: Bütün Müslüman kavimlerin bağımsız bir devleti var, neden Kürtler'in olmasın!

"Kürtlerle büyümenin Kürtlerdeki karşılığı nasıl olur?"

“Türkiye Kürtlerle büyür”yaklaşımı nasıl bir projeyi öngörüyordu sorusunun cevabı önemli.

Ayın şekilde “Devlet aklı”nda “Türkiye Kürtlerle büyür” yaklaşımı ciddi bir karşılık bulmuş muydu, sorusunun cevabı önemli.

Eğer ikinci sorunun cevabı evet'se, o zaman “Nasıl bir büyüme?” sorusunun cevabı üzerinde de, “Bunun Kürtlerde karşılığı olur mu, nasıl olur?” sorusunun cevabı üzerinde de çalışılmış olmalıdır.

Coğrafyamızda olan bitenler konusunda belirleyiciliğimizin önemli ölçüde zayıfladığı açıktır. Evet “bize rağmen” yapılanlar da çetin gerilimlere sebep olur, ama bizim dışımızda bir oluşumun adım adım gerçekleşme süreci de yabana atılır değil.

Çok farklı aktörler devrede.

Ama bize en yakın, belki bizi en çok etkileyecek olan unsur bölgedeki Kürt varlığı.

Kuzey Irak'taki Kürtler'le bozuşmak, şüphesiz onlar için iyi değil. Ama bizim için de iyi değil.

Suriye'deki Kürtlerle bozuşmak onlar için iyi olmaz, ama Türkiye için de iyi olmaz.

Biliyoruz ki bölgedeki Kürt varlığı ile olan bütün ilişkilerimiz bizim içimizi de etkiler.

Referandum

“Bağımsızlık referandumu savaş sebebi”gibi bir yaklaşımı, MHP ile kritik işbirliği gerçeğine rağmen, Başbakan Yıldırım'ın “Olur mu öyle şey!” şeklinde cevaplandırması, Bahçeli'nin söyleminin sürdürülebilir olmaması ile alakalıdır. 25 Eylül'de referandum yapılsa, Bahçeli ordu mu gönderirdi Barzani'nin üstüne, ondan sonrası ne olurdu?

Her halükarda bölge için en kritik meseledir Kürt meselesi.

Küresel güçler oynuyor bu alanda.

Uzun vadede bir “yapılanma projeleri” var mı, yoksa, şu andaki kaosla, Türkiye dahil bölge ülkelerini boğuşturmak onlar için yeterli mi, tartışılabilir. Ama, “Kürt meselesi”nin ne bölge ülkelerinin ne de Kürtler'in inisiyatifi dahilinde gündemde olduğunu söyleme imkanı yok. İran ile Türkiye'nin “Kürtler'e karşı ittifak” gibi bir iletişim içinde görülmeleri de sağlıklı değil."