AKP'li Yavuz'dan sınırları zorlayan KHK'li söylemi

Türkiye'nin önde gelen büyükşehirlerinde seçimi kaybeden AKP'nin seçim sonrası itirazları bitmek bilmiyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, bu kez, KHK ile ihraç edilmiş yurttaşların seçme hakkının ellerinden alınması gerektiğini söyledi.

AKP'li Yavuz'dan sınırları zorlayan KHK'li söylemi

Türkiye'nin önde gelen büyükşehirlerinde seçimi kaybeden AKP'nin seçim sonrası itirazları bitmek bilmiyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, bu kez, KHK ile ihraç edilmiş yurttaşların seçme hakkının ellerinden alınması gerektiğini söyledi.

Yavuz, "Kanun hizmetinden kamu hizmetinden yasaklı olanlar seçme hakkına da sahip değildirler diyor kanun. Şimdilik böyle bir iddiada bulunmadık. Aslında hiçbir yerde oy kullanamaması gerekir" ifadelerini kullandı. 

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), haklarında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işlem yapılmış olup 31 Mart seçimlerinde başkan seçilenlere mazbatalarının vermeme kararı aldı. Bu karara göre belediye başkanı seçilen KHK'li kişiler yerine ikinci sıradaki adaylar mazbata almasına karar verildi. Böylece seçimi kazanan HDP'li adaylar yerine AKP'lilere mazbata verildi .

CHP'den karara sert tepki gelmişti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "YSK'nın kararı hukuken, siyaset ve vicdanen yanlış bir karardır" demişti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, şöyle dedi: 

“Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan ihraçların birçoğu zaten hukuksuz olarak gerçekleşti, itiraz süreci hala devam ediyor. YSK’nın aday olabilme şartları arasında ‘kamu hizmetlerinden yasaklı olmama’ maddesi var. Ve bu maddedeki ‘yasaklı olma’ hali mahkemenin verdiği mahkumiyet kararına bağlantılı olarak ifade edilir. Yani burada bahsedilen KHK ile ihraç edilmek değil. Nitekim 24 Haziran seçimlerinde KHK ile ihraç edilen yaklaşık 10 isim CHP, HDP ve Saadet Partisi’nden milletvekili seçilerek Meclis’e girdi.”

“YSK’nın kanun koyucu yerine geçip böyle bir kural koyması son derece hukuk dışı ve keyfi bir işlem" diyen Tanrıkulu,  "Ayrıca 31 Mart’ta bu insanların seçime girmesine onay vermişsin, madem yasaktı o zaman söyleseydin. Dolayısıyla bu aynı zamanda seçmene tuzak kurmaktır. Ayrıca mazbatayı ikinci sıradaki isme veremezsin, mazbata kazanana verilir eğer vermiyorsan seçimi yenilemen gerekir. Bu gasp ve tuzak. YSK, İçişleri Bakanlığı’nın yerine geçip kayyum gibi belediye başkanı atıyor. Türkiye böyle berbat bir YSK yönetimini 1950’lerden beri görmemişti" ifadelerini kullandı.