Aydın Selcen: En eklektik MGK bildirisi

Aydın Selcen: En eklektik MGK bildirisi

Duvar gazetesi Aydın Selcen, bugünkü yazısında eski bir dışişleri mensubu olarak bu kez MGK'nın dün akşam yayımlanan son bildirisini değerlendirdi.

"Geldik Cuma günkü üç saatlik Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından çıkan bildiriye. Herhalde en eklektik bildirilerden biri bu. Belli ki herkes çorbada tuzu bulunsun istemiş. Bazı bildik terimler yenileriyle yer değiştirmiş, bir de otopilot arızası var: “IKBY Yönetimi”.

Ülkemizde adlarının geçmesine alışık olmayan Ezidiler (hem de “Yezidi” değil”), Keldaniler ve Süryaniler burada kendilerine ‘gruplar” olarak değil adlarıyla yer bulmuş. Bu inanışlara sahip yurttaşlarıma hayırlı olsun der, kendi şaşkınlığımı “çoğulcu yapı” ibaresine saklarım.

Hani şu duvarları “tek bayrak, tek millet…” posterleriyle süslü, Sayın Cumhurbaşkanı’nın “onlar millet, siz millet” gibi veciz ifadeleri söylev sanatı kabilinden kullanmaktan çekinmediği ülkede çatık kaşlı, asık suratlı büyüklerimizin emir-komutasında yazılıyor bu bildiri.

Uzun yıllar sonra özlenen geri dönüşünü yapan “Irak Kuzeyi” ile maateessüf yeniden vedalaşmışız. “IKBY” var tekrar. Açılımı yok. Aç derseniz asker “Irak Kuzeyi” der, Dışişleri “Irak Kürt”, benim gibi mükerrer Şark görevlerine rağmen göze giremeyip artık milletin illet bölümüne tekabül ettiğini vehmeden fakirler de “Irak Kürdistanı”. Böyle incecidir benim şanlı hariciyem, karıncaya çalım atar, belini incitmez işte.

Ulusal güvenlik, “milli” olmuş. Referandum hem o milli güvenliği “doğrudan”, hiç öyle dolaylı filan değil yani, tehdit ediyormuş. Aynı zamanda o referandum komşu ülkede düzenlense de bunun “gayrımeşru” olduğunu ilan da MGK’muza düşmüş. Tabii, “kabul edilemez” de bulunmuş.

Bir başka ilginç değişiklik 2003’ten bu yana değişmeyen mantra “ulusal birlik, toprak bütünlüğü” bu defa “siyasi birlik” olmuş. Belki ilk taslağı hazırlayan arkadaş (E.) Büyükelçiler Osman Korutürk-Selim Karaosmanoğlu’nun OdaTV makalesinin etkisinde kalmış. Zira orada da var “siyasi” birlik.

“IKBY” yanında, bildik “Kuzey Irak” da var. Bu asker yaklaşımıdır. O da olsun, o da, böylece yeni yapılanmayı, Irak’ın federalliğini tanımadığımız iyi anlaşılsın. Ve haliyle “vakit varken” yapılan davet. Yani üç gün kala.

Son olarak, tüm bildirinin “dişi” olan tek bölümü (hariciyenin ciddi devlet geleneğini yansıttığı düşüncesiyle yazdığı belli olan) “ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımız mahfuzdur” yani saklıdır. Ne oldukları, hatta bugün halen olup olmadıkları yoruma bağlı, ne zaman kullanılacağı belli olmayan, öngörülemez tehdit cümlesi.

Madem o anlaşmaların arasında hem Lozan hem Ankara (1926) var, o zaman hariciyeye bir öneri de ben yapayım haddim olmayarak: Cemiyet-i Akvam’a Musul Vilayeti’nin neden yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne katılması gerektiğini olağanüstü yetkinlikte bir Fransızca ile izah ettiğimiz savunmada hangi savlara dayandığımıza bir baksınlar lütfen.

Belki Perinçekçi İslami-Kemalizmin ilk MGK bildirisidir bu kim bilir? O arada MGK ardından başlayan Bakanlar Kurulu toplantısı da bitti. Sözcü Bekir Bozdağ “Türkiye, referandumun ertelenmesine karşıdır. Türkiye’nin referanduma rızası yoktur.” açıklaması yaptı. Çin’de atılan ilk oyla referandumun başladığı da neredeyse eşanlı olarak medyaya düştü.

....

Ya biz? Kürt yurttaşlarımızın mutlu olmadığı bir ülkede hiç birimizin huzurlu yaşayamayacağını günün birinde idrak edebilecek miyiz? Meselelerimizi oturup TBMM’de karşılıklı konuşabilecek miyiz? Bizimki gibi çağdışı bir MGK yapısının sürekli “kritik” halde tuttuğu bir ülkeye belki hükmedilebileceğinin ama orada demokratik anlamında hükümet edilemeyeceğinin ayırdına varabilecek miyiz?"

yazının tamamı için: 

http://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/09/23/mgk-bildirisi-uzerine/