Demirtaş: Bugünleri tahmin ettim ama durdurmaya gücüm yetmedi

Genç yaşta siyasete başladığını dile getiren Selahattin Demirtaş, “Bence, gençler karar mekanizmalarında temsili değil etkili bir şekilde yer almadan gençlik ruhunu siyasete taşıyamazlar” dedi.

Demirtaş: Bugünleri tahmin ettim ama durdurmaya gücüm yetmedi

Edirne Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Halk TV’den Hazar Dost'un gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylara değinen Demirtaş, “Türkiye’de hukuk, siyaset, ekonomi, akademi, basın ve elbette eğitim alanında yaşanan trajik çöküşün tüm boyutlarını Boğaziçi olayında bir arada görmek mümkün. Yani mevcut yönetim sisteminin yol açtığı krizlerin ve bu krizlerin yol açtığı tahribatların boyutlarını anlamak için Boğaziçi çok önemli bir örnek” dedi.

Demirtaş, “Kayyum rektörün atanma biçiminden profiline, öğrencilerin ve akademisyenlerin tepkilerine; polisin, hükümetin ve medyasının yaklaşımından yargının tutumuna kadar her şey, rejimin karakterini çok net yansıtıyor. Ama aynı şekilde, Boğaziçi öğrencilerinin ve akademisyenlerinin profillerinden eylem biçimlerine, kararlılıklarından taleplerine kadar her şey de toplumsal muhalefetin çok iyi bir örneğini ortaya koyuyor” diye konuştu.

“Bana göre Boğaziçi direnişi zaten kazanmış durumdadır” diyen Demirtaş, “Bu kazanımın pratik sonuçlarını görmemiz için biraz daha zamana ihtiyaç var sadece. Bu haliyle bile Boğaziçi deneyimi, direniş kültürüne sağladığı katkıyla tarihsel rolünü oynamıştır” yorumunda bulundu.

“Siyasi partilerin gençlik politikaları ve gençlere yaklaşımı oldukça pragmatisttir”

Selahattin Demirtaş, “Gençlik bugün siyasiler için oldukça önemli bir konumda. Oy sayısı olmasının dışında ise siyasete katılım olarak oldukça geride. Öte yandan gençler, merkezi siyasetin kapsayıcılığı konusunda endişeli. Siyasi partilerin gençlere yönelik politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Siyasi partilerin gençlik politikaları ve gençlere yaklaşımı oldukça pragmatisttir. Maalesef bu, öteden beri böyle. Gençler siyasi partilerce, gönülleri hoş tutularak oyları alınması gereken haylaz, sorumsuz, toy kişiler olarak görülür. Ama tabii, bunu hiçbir zaman bu açıklıkta söylemezler. İstisnasız her parti, gençliği ne kadar önemsediğini anlatır durur. Tıpkı kadın politikalarında olduğu gibi gençlik konusunda da iki yüzlü bir yaklaşım var yani. Tüm partilerin yönetim organlarına veya TBMM’deki yaş ortalamalarına bakmak bile bu iki yüzlülüğü görmek için yeterli.

Ben siyaset için genç sayılabilecek bir yaşta, 34 yaşımda milletvekili seçildim, 37 yaşımda ise partinin eş genel başkanı oldum. Bu durum, bizim partimizde gençliğe verilen önemin bir sonucuydu. Ama o yaşta bile kendimi partide kabul ettirmek, deneyimli ve yaşça benden büyük partili arkadaşlarımla denk konuma gelebilmek için çok çaba sarf ettim. Benim için kolay olmadı. Dolayısıyla partilerde gençlerin işinin zor olduğunu deneyimlemiş bir siyasetçi olarak gençleri iyi anladığımı düşünüyorum.

“Siyaset sadece partilerde yapılmaz”

Selahattin Demirtaş, “Kürt gençleri siyasette aktif ve karar verici olmalılar. Daha azıyla yetinmemeliler. Bunun için partilerinde örgütlü olmalılar ve nicel olarak da güçlü olmalılar” diye konuştu.

“Bana karşı özel bir kin ve kasıt olduğu belli”

“Başınıza gelenlerin ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ sözüyle bağlantılı (kişisel husumetle bağlantılı) olduğu söyleniyor. Siz de öyle mi düşünüyor musunuz? Yoksa dönem değişince her koşulda bu davalar açılacak mıydı?” sorusuna Demirtaş, şu yanıtı verdi:

“Bana karşı özel bir kinin ve kastın olduğu belli zaten. Ancak bunu, bu dönemin otoriter karakterinden bağımsız ele almak yanlış olur. Tüm muhalefete baskı yapılıyor. Bununla birlikte HDP’ye ayrı, özel ve orantısız bir baskı var.

Tam bir intikam duygusu ve düşman hukukuyla yaklaşıyorlar. Mevcut iktidarın baskısı olmasaydı bize tek bir dava bile açılmazdı çünkü gerçekten hiçbir suç işlemedik. Bazı söylemlerimiz bazı kesimleri rahatsız etmiş olabilir, bunu anlıyorum ve saygıyla karşılıyorum. Ama bu, o söylemlerimizin suç olduğu anlamına gelmez. Bugünkü suçlamaların tamamı siyasidir ve konjonktüreldir.”

“Çok umutluyum, hep birlikte başaracağız”

Bugünleri tahmin ettiğini ama durdurmaya gücü yetmediğini belirten Demirtaş, “Yoksa her şey baştan belliydi. Hukuk askıya alınacaktı, demokrasi yok edilecekti, ekonomi çökecekti, toplum sefalete sürüklenecekti. Bunlar olacaktı ve oldu da ne yazık ki. Şimdi artık bütün bunları düzeltmek ve bir çıkış yolu bulmak için el ele mücadele etme zamanı. Çok umutluyum. Hep birlikte başaracağız” dedi.