Demirtaş'tan, 'HDP ile AKP arasında tahliye pazarlığı' sorusuna cevabı

Selahattin Demirtaş, İrfan Aktan aracılığıyla kendisine cezaevinden tahliye edilmesi şartı ekseninde AKP ile HDP arasında bir pazarlık olup olmadığı şeklindeki soruya "İlkesiz pazarlık yapacak tıynette olsak hapiste olmazdık" şeklinde sitemkar ve tepkili bir cevap verdi.

Demirtaş'tan, 'HDP ile AKP arasında tahliye pazarlığı' sorusuna cevabı

Selahattin Demirtaş, İrfan Aktan aracılığıyla kendisine cezaevinden tahliye edilmesi şartı ekseninde AKP ile HDP arasında bir pazarlık olup olmadığı şeklindeki soruya "İlkesiz pazarlık yapacak tıynette olsak hapiste olmazdık" şeklinde sitemkar ve tepkili bir cevap verdi.

Gazete Duvar'dan İrfan Aktan, 34 yazar ve gazetecinin birer sorusunu Selahattin Demirtaş'a iletti. Demirtaş her soruya ayrı ayrı cevaplandırdı. İrfan Aktan soru ve cevapları köşesinde yayınladı.

Sorular içerisinde gazeteci Selin Girit'in sorusuna Demirtaş'ın cevabı dikkati çekti.

Selin Girit'in "23 Haziran seçimlerinden yalnızca 4-5 gün önce, halen tutukluluk halinizin devamına neden olan yargılandığınız davanın son duruşması yapılacak. Bazı medya organlarında HDP ile AKP arasında sizin tahliyeniz üzerinden bir pazarlık yürütüldüğü yönünde iddialar yer aldı. Böylesi bir pazarlık söz konusu mu? 19 Haziran’da tahliye kararı bekliyor musunuz? Olası tahliyenizin HDP seçmeninin 23 Haziran’daki tercihini nasıl etkileyeceğini öngörüyorsunuz?" şeklindeki sorusuna Demirtaş sitemkar bir cevap verdi.

Selin Hanım, dışarıdan nasıl görüyorsunuz bilmiyorum ama faşizme karşı en güçlü mücadeleyi yürütüyor olmamıza, her dönemde en ağır bedelleri ödüyor olmamıza rağmen halen bizleri ucuz, ilkesiz pazarlıkların partisi olarak görmekte ısrar edenlere söyleyecek söz bulamıyorum. Sorunuzda yer verdiğiniz türden bir pazarlığı yapacak tıynette olsaydık iki buçuk yıldır burada olmazdık zaten. Demokrasinin, barışın imkanlarını artırmak, her fırsatı ilkesel bir kazanıma dönüştürmek için de AKP dahil tüm partilerle TBMM çatısı altında görüşme yapılmasına da asla karşı değilim. Siyasi partilerin işi bir yandan kesintisiz mücadeleyi sürdürürken diğer yandan bu direnişin diplomasisini, siyasetini yapmaktır. Herkese mübah olanın HDP’ye haram kılınması asla kabul edilemez. Diğer bütün partiler her fırsatta bir araya gelerek ortak çıkarları etrafında diyaloglar geliştirirken bunun adı siyaset oluyor da HDP herhangi bir partiyle diyalog kurunca bunun adı neden pazarlık oluyor? Kaldı ki, HDP de kendi ilke ve çıkarları doğrultusunda pazarlık yapabilir, bu da onun hakkıdır. Fakat güya benim tahliyem üzerinden HDP seçmeninin iradesini peşkeş çekeceğimiz iması bile nahoştur. Bu iddia o kadar boştur ki, benim 4 yıl 8 ay uyduruk bir cezayla başka bir davadan hükümlü olduğumu bile göz ardı ediyorlar. Bu tür yaklaşımlar aşağılayıcı, küçük düşürücüdür. Biz direne direne kazanıyoruz, dilene dilene değil. Herkesin içi rahat olsun ve bize güvenmeye devam etsin diyorum.