Diyarbakır Barosu'ndan "çocuk hak ihlalleri" raporu

Diyarbakır Barosu, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nde bölge ve ülke genelinde çocukların yaşadığı hak ihlalleri ile ilgili açıklama yaptı. Diyarbakır Barosu, Adli Yardım Binasında yapılan açıklamaya Baro Başkanı Ahmet Özmen ve baro yöneticileri katıldı.

 Diyarbakır Barosu'ndan "çocuk hak ihlalleri" raporu

  Diyarbakır Barosu, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nde bölge ve ülke genelinde çocukların yaşadığı hak ihlalleri ile ilgili açıklama yaptı. Diyarbakır Barosu, Adli Yardım Binasında yapılan açıklamaya Baro Başkanı Ahmet Özmen ve baro yöneticileri katıldı.
Çocuk hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporu açıklayan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Asiye Demir, "Bu yılda her yıl olduğu gibi dünya çocuk hakları gününde çocukların ne kadar acımasız bir dünyada yaşadıklarını, en yakınlarından bile kendilerine yönelen tehlikelere karşı ne kadar savunmasız olduklarını, kısaca çocuk olmanın Dünyada ve Türkiye de ne kadar zor olduğunu hatırlatmak zorunda kalmaktayız" dedi.
Çocuklara yönelen cinsel istismar vakaları son on yılda yüzde 700'lük bir oranla artış gösterdiğini anlatan Demir, sadece 2016 yılı içerisinde çocuğun cinsel istismarı suçundan 15 bin 51 dava açıldığını söyledi. Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gerçekleşen cinsel istismar vakalarının yüzde 15 ile 20 sinin adli makamlara yansıdığı göz önüne alındığında tablonun ne denli vahim olduğu açık olarak görülmektedir. Bu vahamet arz edici tablonun yanı sıra bizleri asıl kaygılandıran kayıtlara geçmeyen istismar vakalarının birçoğunun çocukların devlet koruması veya devlet çatısı altında iken uğramış oldukları istismarın yine kamu otoritesi eliyle kapatılıyor olması gerçeğidir"
2016 yılında Türkiye'de evlenen her 100 kişiden 18'inin çocuk olduğunu vurgulayan Demir, sözlerine şunları ekledi:
"Son on yılda evlendirilen kız çocuğu sayısı ise 482 bin 908'a ulaşmıştır. Yine 15-17 yaş arası 17 bin 789, 15 yaş altı 244 kız çocuğu doğum yapmıştır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de çocuk işçi kavramı artık normal bir durum haline gelmiştir. Kamunun da yanlış uygulamaları sonucu bu durum artık benimsenmiştir. Çocuk emeğinin ucuz olması, işverenlerin yasal yükümlülüklerden kaçınması çocuk işçiliğini daha da cazip hale getirmiştir. 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu ile çocuk işçisinin ismi çırak olarak değiştirilmiş ve çocuk emeğinin sömürülmesi meşru bir zemine oturtulmuştur. SGK verilerine göre 1milyon 170 bin çocuk işçi, çırak adı altında devlet eliyle çalıştırılmaktadır. Meslek edinimi amacıyla çıkarılan yasalar bunlara ait yanlış uygulamalar ile çocuk işçi kavramı daha da genişletilmiş ve içinden çıkılamayacak bir hale getirilmiştir."
2016 yılında Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre çocuk işçi sayısı 708 bine ulaştığını anlatan Demir, iş kazasında 56 çocuğun hayatını kaybettiğini söyledi.
Demir, "Çocuk işçiliği, çocuk iş cinayetlerini de beraberinde getirmiştir. Sadece 2016 yılında 56 çocuk iş kazalarında sebebiyle hayatını kaybetmiştir. Türkiye'de uzun yıllardır süregelen çocuk işçiliği sorunu, savaşın yarattığı krizden kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli mültecilerle daha da büyümüştür. 1 milyon 358 bin 904 çocuğun mülteci olarak giriş yaptığı ülkemizdeki çocukların eğitim olanaklarından yararlanamadığı düşünüldüğünde en az yarısı kayıt dışı sektörde çalıştığı bilinen bir gerçektir" ifadelerini kullandı.