Erdoğan’dan İsveç ve Finlandiya’ya yine DSG şartı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı çıkmaya devam edecelerini belirterek yine Demokratik Suriye Güçleri (DSG)’ne desteği kesmeleri şartını koştu.

Erdoğan’dan İsveç ve Finlandiya’ya yine DSG şartı

Erdoğan, konuyla ilgili bir soru üzerine “Gösteriler yaptıkları sürece ve bunu da İsveç polisinin güvencesinde yaptıkları sürece, İsveç devlet televizyonunda teröristlerin liderlerinin özellikle söyleşileri yayınlandığı sürece biz bunlara, 'Buyurun devam edin' diyemeyiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Beştepe’de baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan, Venezuela'nın, Türkiye'nin, Latin Amerika ve Karayipler bölgesindeki en önemli ortaklarından olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Nisan ayında Karakas'ı ziyareti vesilesiyle Ortak İşbirliği Komisyonunun Üçüncü Toplantısı'nın icra edildiğini ve hemen ardından Maduro'nun bu ziyaretinin de iş birliğine büyük ivme kazandırdığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"2019 senesinde 150 milyon dolar düzeyinde olan ticaret hacmimizi 2020'de 2 kat, geçtiğimiz yıl ise neredeyse 3 kat artırarak, 850 milyon dolar seviyesine çıkardık. Mevcut rakamlar, bu sene 1 milyar dolara rahatlıkla ulaşabileceğimize işaret ediyor. Hedefimiz, inşallah bu rakamı en kısa sürede 3 milyar dolara çıkarmaktır."

Erdoğan Temmuz’da Venezuela’ya gidecek

Erdoğan, temmuz ayı içinde Venezuela'ya iadeiziyaret yapacaklarını belirterek, bakanların da muhataplarıyla irtibatlarını kurarak ilişkileri geliştireceklerini ifade etti.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "NATO üyelik başvurusunda bulunan ve Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duyan İsveç ve Finlandiya liderlerinin sizinle bir görüşme talebi oldu mu? Henüz olmadıysa da olduğu takdirde sizin yanıtınız ne olur?" sorusunu, şöyle yanıtladı:

'Buyurun NATO'ya girin diyemeyiz'

"Aslında bu konuyla ilgili yanıtlarımı çok verdim. İsveç ve Finlandiya ile ilgili heyetler geldiler, buradaki bizim heyetlerle görüşmeler yaptılar. Arkadaşlar şunu bir defa çok iyi bilmemiz lazım, NATO bir güvenlik teşkilatıdır. NATO, teröre çanak tutan bir örgüt değildir. Şu anda İsveç bildiğiniz gibi PKK, PYD/YPG gibi tüm terör örgütlerinin cirit attığı bir ülke konumunda. Hatta bunların kendi parlamentoları içerisinde bile teröristler var ve bu teröristler bunların parlamentoları içerisinde yer aldığı sürece ve caddelerinde Stockholm'ün sürekli bu terör örgütleri, terör örgütü liderlerinin posterleriyle gösteriler yaptıkları sürece ve bunu da İsveç polisinin güvencesinde yaptıkları sürece, İsveç devlet televizyonunda teröristlerin liderlerinin özellikle söyleşileri yayınlandığı sürece biz bunlara, 'Buyurun devam edin' diyemeyiz. 'Buyurun NATO'ya girin diyemeyiz.' Aynı şey Finlandiya için de geçerli. Maalesef Finlandiya da şu anda bunun benzeri birçok yapılanmanın içerisindedir."

“Yunanistan silahlandırılıyor”

Türkiye'nin, Yunanistan ve Fransa'nın NATO üyeliği konusunda yaşadıklarını İsveç ve Finlandiya ile tekrar yaşamak istemediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Yunanistan, NATO'dan çıktı, girişine bizden öncekiler yol verdi. NATO'ya tekrar girdi. Fransa tekrar girdi. Ne oldu? İşte şu anda 5+4, 9 Amerikan üssü nerede? Yunanistan'da kuruldu. Peki bu üsler kime karşı kuruluyor? Verdikleri cevap şu, 'Rusya'ya karşı.' Bunu yemezler, kusura bakmasınlar. Şu anda elimizdeki rakamlar 400 milyar avro Yunanistan'ın Avrupa'ya borcu var. Buna rağmen Avrupa ülkeleri, isimlerini vermeyeceğim, ciddi manada Yunanistan'a silah desteği, uçaklar, ve helikopterler veriyorlar. Aynı şekilde Amerika'nın bu noktada desteği var, bunları veriyor. Kime karşı? Geçenlerde benimle yaptığı çalışma yemeği görüşmesinde, 'Artık aramıza başkalarını sokmayalım, ikimiz bütün görüşmelerimizi yapalım, üçüncü ülkeler aramızda olmasın.' demesine rağmen görüşmemizden 2-3 hafta sonra Amerika'da gidip senatoda yaptığı açıklamalarla sanki biz bu görüşmeleri yapmamışız gibi orada maalesef Türkiye aleyhinde, Türkiye'nin menfaatleri aleyhinde konuşmalar yaptı. Ondan sonra geldi Davos'ta yine benzer şeyleri yaptı. Kusura bakmasınlar, biz şahsiyetli siyasetten yanayız, şahsiyet yoksunu siyasete Türkiye olarak evet demiyoruz."