Güvenli Bölge konusunda ABD Türkiye'ye taviz vermiyor

ABD ile varılan "güvenli bölge" murabakatına ilişkin Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yönelik saldırısını önleme amaçlı zaman kazanma taktiği yorumları yapılırken anlaşmanın detaylarına ilişkin açıklama yapılmaması da bu tezi güçlendiriyor.

Güvenli Bölge konusunda ABD Türkiye'ye taviz vermiyor

ABD ile varılan "güvenli bölge" murabakatına ilişkin Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yönelik saldırısını önleme amaçlı zaman kazanma taktiği yorumları yapılırken anlaşmanın detaylarına ilişkin açıklama yapılmaması da bu tezi güçlendiriyor.

Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, ABD'nin bazı konularda ilk başlardaki katı tutumunu yumuşatmakla birlikte, güvenlikli bölgenin hangi bandının ve yerleşimlerin tam kontrolünde olacağı konusundaki katılığını koruduğunu söylüyor.

"Yumuşattığı en önemli alan ise sınırın genişliğine ve 'havadan sanal güvenlikli bölge' oluşmasına ilişkin" diyen Sarıkaya, ABD’li 6 kişilik askeri heyetin Şanlıurfa’da Müşterek Harekat Merkezi için yer bakarken konunun ilgili taraflarına “Sorun ne?” diye sorduğunu aktarıyor.

Sarıkaya, güvenlikli bölgenin karadan derinliği ve denetiminin nasıl olacağı konusundaki sorunların henüz aşılmadığını söylüyor.

ABD tarafı önce 140 kilometrelik uzunlukta güvenli bölgenin oluşmasını isterken, derinlik için de 9 mil (14 km) önermişti.

Sarıkaya, "Anlaşılan o ki müzakereler sonucunda ısrarından geri adım atmış ve uzunluk konusundaki tutumunu yumuşatıp, 'sınırın tamamı boyunca' güvenli bölge olmasını kabul etmiş" diyor.

Ancak ABD, bunun için de bazı şartlar koymuş.

Buna göre, “yerleşim merkezlerine aynen kağıt üzerindeki Münbiç mutabakatında olduğu gibi Türk güvenlik güçlerinden hiçbiri girmeyecek...”

Sınır boyunca Kobani, Tal Abyad, Suluk, Resulayn, Derbesiyah, Kamışlı ve Kürt nüfuslu ilçeler dahil, yerleşim birimlerinin kontrolü “aktive edilebilir güvenlik (Vating) prosedür” gereği yerel sivil ve askeri konseyler veya güçler tarafından sağlanacak.

Türkiye bu yerleşim birimlerinde PKK veya diğer suç örgütleri ile ilişkili kişileri tespit ederse, merkezden çıkarılmasını sivil veya askeri konseylerde yer almamasını isteyebilecek.

Sarıkaya'nın atardığına göre, ABD ayrıca Kobani, Derbesiyah gibi Kürt nüfusun çok yoğun yaşadığı bölgelere ve diğer ilçe yerleşimlerinde Türk güvenlik güçlerinin kesinlikle bulunmasını istemiyor; kırsalda kalması gerektiğini savunuyor.

Türkiye’nin olumlu bakmadığı ABD’nin plan önerisi bununla da kalmıyor, kontrolün farklı şekilde oluşacağı 5 km, 9 km ve 4 km kalınlığında üç de güvenlik bandı oluşturuyor.

Konuyla ilgili bir yetkilinin görüşünü aktaran Sarıkaya, ABD'nin “5 km dışında yetkiyi paylaşmayıp tam kontrolü” elinde tutmak istediğini vurguluyor.

Bir belirsizlik ortamından bahseden Sarıkaya, ABD tarafından getirilen üç bantlı güvenlikli bölgenin yapısını ise şöyle anlatıyor:

1- Ortak bant

Daha önce YPG ve SDG yetkililerinin de dile getirdiği gibi 5 kilometre olması istenen ilk bantta Türk ve ABD askerleri ortak devriye görevini yürütecek. YPG/PKK güçleri bu bant içinde kesinlikle yer alamayacak. Ancak kent merkezlerine ve Kürt yerleşimlerine Türk askeri de giremeyecek çevre sahada kalacak. Yerleşimlerde tam denetim ABD ve yerel sivil, askeri konseylerin elinde bulunacak. Türkiye tespit ettiği kişi varsa yerleşimden çıkarılmasını isteyecek. Bir anlamda kağıt üzerindeki Münbiç Mutabakatı burada hayata geçirilecek.

2- ABD’nin ağır silah kontrol bandı 

Bölgedeki neredeyse tüm büyük yerleşim birimlerini kapsama alan beş kilometredeki Türk-ABD askeri ortak devriye alanının hemen altında, 9 kilometrelik ikinci bir bant kuruyor. ABD, “üzerinde çalışmasını sürdürdüğünü” belirttiği bu bandın tam kontrolünü elinde tutuyor, Türkiye ile ortaklaşmıyor. Bu bandın içinde ise YPG güçleri ağır silahları olmadan yer alabilecek. Ancak YPG’nin tüm ağır silahları ilk banttaki 5 kilometreyle birlikte toplamda 14 kilometreye ulaşan ikinci bandın altına inecek; 5 kilometrede hiçbir şekilde, ardından gelen 9 kilometrede ağır silahlı olarak bulunamayacak.

3- İlave 4 km daha olabilir

ABD tarafı bununla birlikte Türkiye’nin ilk adımda önerdiği, ABD Başkanı Trump tarafından da dile getirilen 32 kilometrelik güvenlikli bölgenin tamamının, Müşterek Harekat Merkezinden havadan denetimine olumlu bakıyor. Ancak 5 kilometrelik ortak devriye alanı sonrasında ağır silahlardan arındırılmış 9 kilometrelik alana 4 kilometre daha ilave edilerek toplamda 18 kilometreye kadar çıkacak ve M4 otobanının yakınına kadar ulaşacak ağır silahlardan arındırılmış ikinci bandın kontrolünü tam elinde tutma konusunda kararlı.