‘Güvenli bölge, Kürtlerin devletleşmesine giden yolu hızlandıracak’
Türkiye ile ABD arasında uzlaşmaya varılan Rojava'da oluşturulacak güvenli bölgeye ilişkin değerlendirmeler devam ediyor. Güvenli bölgeye ilişkin detaylar tam olarak belli olmazken, söz konusu bölgenin Kürtlerin geleceğine yönelik etkisi tartışılıyor.
Kürdistan24 yazarı İbrahim Halil Baran da bugünkü yazısında bu konuyu masaya yatırıyor.
Baran, dört parçasıyla “Kürdistan”ın tarihî İpek ve Baharat yollarının modern bir versiyonu olan olan Çin’in Bir Kuşak Bir Yol (OBOR) porjesinin üzerinden geçtiğine dikkat çekiyor ve “OBOR’un İran üzerinden Akdeniz ve Avrupa’ya çıkış yollarının tam üzerinde duruyor” diyor.
“Türkiye gelişmelerin kendi ‘Beka Sorunu’nu ortaya çıkaracağını çok iyi biliyor. Türkiye yönetiminde baş gösteren Atlantikçiler ve Avrasyacılar arasındaki sorun da tam olarak bu meseleyle ilgili fikir ayrılıklarına dayanıyor ve yanlış bir adım Türkiye’nin komşu devletler gibi yıkılma sürecini hızlandıracağı söyleniyor. Türkiye, Suriye’ye müdahale ederek proje içinde daha fazla söz sahibi olmak istiyor.”
İsim vermeden PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Kürtlerin başka bir devlete ihtiyacı yok” sözlerini eleştiren Baran, “Bunu diyenlerin Türkiye’nin bütün bu çerçevede Kürtleri bir yüzyıl daha devletsiz bırakma arzusuna hizmet ettiklerini belirtmek gerekir. Kürtlerin kendi devletlerine ihtiyacı vardır ve bu kaçınılmaz olandır” diyor.
Türkiye’nin Fırat’ın doğusunu işgal etmesinin “imkânsız” olduğunu söyleyen Baran, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacağı belirtilen güvenli bölge konusunda şunları söylüyor:
“Uzunluğu ve derinliği kaç kilometre olursa olsun Türkiye’nin zorla da olsa içinde yer alacağı güvenli bölge seçenekleri tıpkı Körfez Savaşı sonrası, Türkiye’nin de içinde yer aldığı Çekiç Güç Harekâtı’nda olduğu gibi Kürtlerin devletleşmesine giden yolu hızlandıracaktır. Kürtlerin, Körfez Savaşı’nda Türkiye’nin koalisyon güçleriyle ortak hareket etmesine dair o günkü çekinceleri ile şimdiki korkuları kesinlikle aynı ve değişmeyen tek şey şu: Kürtler birlikte hareket etmeli ve bağımsız bir devlet kurmaya dair düşüncelerinden kesinlikle taviz vermemeli.”
