HDP: Sur, önce yakılıp yıkılmış sonra talana açılmıştır

HDP Diyarbakır İl Örgütü, Sur ilçesinde kayyım tarafından belediyeye ait 14 arsayı satışa çıkarmasına tepki göstererek, “bu tarihi kent sömürge valileri tarafından yandaşlara peşkeş çekilmek istenmektedir”açıklaması yaptı.

HDP: Sur, önce yakılıp yıkılmış sonra talana açılmıştır

 HDP Diyarbakır İl Örgütü, Sur ilçesinde kayyım tarafından belediyeye ait 14 arsayı satışa çıkarmasına tepki göstererek, “bu tarihi kent sömürge valileri tarafından yandaşlara peşkeş çekilmek istenmektedir”açıklaması yaptı.

Sur Belediyesi’ne kayyım atanan Abdullah Çiftçi, Dicle Üniversitesi sınırları içinde yer alan ve mülkiyeti belediyeye ait 14 arsayı satışa çıkardı.

 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü konuya ilişkin bir basın açıklaması yaparak kayyımın bu kararını sert bir dille eleştirdi.

 

Açıklamayı yapan HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun, 11 Eylül 2016 tarihinde 3’ü Büyükşehir, 7’si il olmak üzere 95 belediyeye kayyum atandığını hatırlatarak, “Kayyumlar, iktidar partisinden aldıkları güçle başta yolsuzluk, talan, adam kayırmacılık, işten çıkarmalar, belediyelere ait taşınır ve taşınmazların satılması gibi birçok hukuksuz fiile imza atmış, tabir-i caizse 21. yüzyılda Kürt illerine atanan sömürge valileri gibi çalışmışlardır. 2017 yılına ait Sayıştay raporlarında da bu yapılan yolsuzlukların bir kısmı tutanak altına alınmıştır” dedi.

“Yaklaşık 2 haftadır Amed’de ana caddelere asılmış olan ve üzerinde ‘Sur Belediyesi’nden satılık arsalar’ yazan pankartlar da bu talancı zihniyetin ayyuka çıkmış halidir” diyen Tosun, yerel seçimlere üç ay kala belediye mülkiyetinde bulunan taşınmazlara dair alınan bu satış kararının kabul edilemez olduğunu belirtti.

Tosun açıklamanın devamında, “Yasal olarak kendine tanınan görev ve yetki sınırlarını aşan kayyumun 3 ay sonra değişeceği gün gibi ortadayken, Sur’daki 14 parselin yangından mal kaçırır gibi satışının yapılmaya çalışılması gayri ahlaki olduğu gibi, akıllara iktidar yandaşlarının giderayak kayırılması ve Sur’un talan edilmesini de getirmektedir” dedi.

Satışa çıkarılan 14 adet parselin imar kanunun 18’inci Madde uygulaması ile elde edilen imar yollarının belediye tarafından tescili yapılmış olmasına rağmen kamu yararına kullanılması gereken bu arazilerin satışa çıkarılmasının, “hukuki ve ahlaki açıdan” yanlış olduğunu vurgulayan HDP’li vekil, açıklamanın devamında şu sözlere yer verdi:

 

“Kürdistan coğrafyasının her bir parçası toplumsallaşmanın ilk yaşandığı topraklardandır. Tarih ve doğanın birbiriyle uyumlu geliştiği bu coğrafya her zaman egemen güçlerin mücadele alanı olmuştur. Son üç yılda, bu coğrafyanın zamana ve barbarlıklara karşı en direngen parçalarından biri olan tarihi Sur kimliği yok edilmek istenmiştir. Sur, önce yakılıp yıkılmış sonrasında ise talana açılmıştır.

Kadim Sur kenti, uzun süredir ahlaki, hukuki, siyasi ve insani hiçbir kuralın kabul edemeyeceği şekilde yasaklı olmaya devam etmektedir. Topluma adeta kapatılmaya çalışılmakta, tarihi çalınmakta, Sur’da yaşayan halkımız göçe zorlanmaktadır. Kentsel dönüşüm adı altında Sur’un hafızası, sosyolojisi ve tarihi dokusu yok edilmekte, Sur ruhsuzlaştırılmaktadır. Şimdi de bu tarihi kent sömürge valileri tarafından yandaşlara peşkeş çekilmek istenmektedir.”

Sur’un yanı sıra, Diyarbakır’daki diğer belediyelerin de benzer girişimler olduğunu ve belediye mülklerinin seçim öncesi “talan edilmesinin hedeflendiğini” dile getiren Tosun, “Buna izin vermeyeceğiz. Diyarbakır’ı parsel parsel ranta açtırmayacağız ve sömürgeci zihniyete inat halkımızla birlikte omuz omuza 31 Mart’ta zafere giden yolun taşlarını döşeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Toplumu “ortak tutum almaya” çağıran Tosun, “Öncelikli çağrımız halkımızadır. Doğa, kent ve tarih katliamına karşı bulundukları her yerde bu kirli politikalara karşı demokratik haklarını kullanarak karşı çıkmalı, bu sömürgeci anlayışı kabul etmemelidir” dedi.

Remziye Tosun ayrıca muhalif siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine, ekoloji ve çevre hareketlerine, hukukçulara ve insan hakları kurum ve aktivistlerine de seslenerek, “İçinde yaşadığımız bu kentin değerlerini korumak ve savunmak, mücadele hattını onurlu bir duruşla örmek hepimizin görevidir. Bu sorunlar karşısında tüm kamuoyunu duyarlı olmaya, duyarlı olan her kesimi yarın çok geç olmadan bu politikalara karşı ahlaki ve politik sorumluluk almaya çağırıyoruz” diye konuştu.