HDP'den Erdoğan'a 'Kürdistan' yanıtı: Seni tarihin çöplüğüne gömeceğiz!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’lilere yönelik olarak söylediği “Defolun, Kürdistan’a gidin” sözlerine partiden yanıt geldi.

HDP'den Erdoğan'a 'Kürdistan' yanıtı: Seni tarihin çöplüğüne gömeceğiz!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın HDP’lilere yönelik olarak söylediği “Defolun, Kürdistan’a gidin” sözlerine partiden yanıt geldi.

Şırnak’ta halkla buluşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Bize ‘Bu ülkeyi terk edin, defolun gidin’ diyorlar. Bu ülke bizim, bu topraklar bizim. Şırnak bizim, Van bizim, Ankara, İstanbul, Türkiye bizim. Gitmesi gereken tek bir insan var, o da Recep Tayyip Erdoğan. 31 Mart’ta partisiyle birlikte, AKP ile birlikte tarihin çöplüğüne, sandığın dibine hep birlikte göndereceğiz” dedi.

Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temmelli’nin "Kürdistan’da biz kazanacağız. Batıda da AK Parti ve MHP'ye kaybettireceğiz” sözlerine yönelik “İstiyorsanız Kuzey Irak'ta Kürdistan var. Defol oraya gidin. Ne diyor 'Biz sırtımızı PYD'e dayadık' diyor, 'Biz sırtımızı PKK'ya dayadık' diyor. Peki biz sırtımızı kime dayadık? Halka ve Hakka dayadık” ifadesini kullanmıştı.

Editörün yorumu:

Türkiye ve Kürdistan siyaseti son süreçlerde tamamen demagoji ve propaganda ağırlıklı bir siyasete döndü. Toplumda gerginlik ve travma o kadar büyüdü ki, insanlar en ufak bir hedef göstermeyle toplumsal bir patlama yaşayabiliyorlar.

Siyasette gerginlik yaratma, insanlara saldırganlık dürtülerini tatmin edebilecekleri hedefler vererek sonuç almaya çalışmak doğru bir politik yaklaşım değil, aksine son derece tehlikeli sonuçlar doğuracak bir şiddet girdabı yaratabilir.

AK Parti lideri Erdoğan'ın, iktidarını sürdürmek için her geçen gün Avrasyacıların ve faşistlerin çekim alanında şovenizme sarılmaktan başka çaresi yok. Aksi taktirde mum gibi eriyeceğini iyi biliyor ki denize düşen yılana sarılır misali MHP'ye her geçen gün daha bir sıkı sıkıya bağlanıyor.

Erdoğan'ı tahrik etmek geçmişte Kürtlere bir şey kazandırmadı. Sırrı Süreyya Önder'in fikir babalığını yaptığı ve sufle ile Selahattin Demirtaş'a söylettiği "Seni Başkan Yaptırmayacağız" söyleminin Kürtlere bir faydasının olmadığı pratik yaşamda görüldü. Aksine bu sözün ardından başlayan süreçte Kürt siyaseti her geçen gün ulusal ve uluslararası arenada güç ve prestij kaybetti. Geldiğimiz noktada tahrik edici "Seni Başkan Yaptırmayacağız" söyleminin en büyük kaybedeni biz Kürtler olduk, Erdoğan ise Kürtlere karşı Başkanlığı kazandı.

Şimdi bir başka tahrik edici söz ve bununla birlikte başlayan gergin bir siyaset içerisindeyiz. HDP'nin öncelikli hedefinin favori olduğu tüm yerleşim bölgelerinde Belediyeyi alabilecek siyaset yürütmek, hizmet politikaları üretmek olmalı. Ancak yine Erdoğan'ın oyununa geliniyor ve gerginlik siyasetinin tuzağına düşülüyor. Buna tuzağa düşmek demek ne derece doğru o da tartışılır. Çünkü HDP'de son süreçte gerginlik siyasetinden beslenir zihniyetine sahip politikacıların yönetiminde gibi görünüyor. Bu gerginlik siyasetinin ve kitleleri gaza getirecek ajitatif söylemlerin Kürt halkının kayıplar hanesine yazılmamasını umut etmekten başka çaremiz yok gibi görünüyor.