HDP'li Öcalan'dan Başkan Barzani'nin açıklamalarına destek

HDP'li Öcalan'dan Başkan Barzani'nin açıklamalarına destek

Başkan Mesud Barzani’nin “Bir daha da Kürt eliyle Kürt kanının dökülmesine izin vermeyeceğiz” sözlerine HDP Milletvekili Ömer Öcalan’dan destek geldi. Öcalan bu açıklamayı anlamlı bulduklarını ve bu konuda üstlerine düşen sorumluluğu yerine getireceklerini söyledi.

Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, Başkan Barzani’nin dün başkent Erbil’in Çoman ilçesinde bölgenin önde gelen kanaat önderleriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı açıklamaları desteklediklerini ifade etti.

Rûdaw’a konuşan Öcalan, “Sayın Barzani’nin açıklaması bizim için çok anlamlı ve kıymetlidir. Kürt kanının artık Kürt eliyle dökülmemesi gerektiğini savunan, Kürtlerin ortak değerler etrafında bütünleşmesi gerektiğini savunan bu görüşü olumlu buluyor ve destekliyoruz. Aynı zamanda bu noktada üzerimize düşen sorumluluğu da yerine getirmek isteriz” dedi.

“Sayın Barzani’nin açıklaması bizim için anlamlı ve kıymetlidir”

21’inci yüz yılda Kürtlerin kaybetmeye tahammülü olmadığını dile getiren Öcalan şunları ifade etti:

“Tabi ki Kürtlerin şu anda en büyük ihtiyaç duyduğu şey birliktir. Bu konuda her gün Kürdistan’da provokasyonlar yaşanıyor. Sayın Başkanı’nın açıklaması bizim için anlamlı ve kıymetlidir. Çünkü 21’inci yüz yılda artık Kürtlerin kaybetmeye tahammülü yoktur. Bizim için Kürdistan birdir, hiç bir parçanın diğerine kurban edilmemesi gerektiği noktasındayız. Çok anlam verdiğimiz, çok kıymet verdiğimiz bir açıklamadır. Sayın Barzani bu noktada rolünü oynamalıdır.”

HDP’li vekil, bu süreçte PKK Lideri Abdullah Öcalan ve Başkan Mesud Barzani’nin açıklamalarının örtüştüğünü, bunun da “Kürtlerin aynı noktada bütünleştiğinin bir göstergesi” olduğunu dile getirdi.

“Bu noktada bizim sayın Barzani’den beklentilerimiz vardır” diyen Öcalan şöyle devam etti:

Kendilerinin söyleyeceği her söz bizim için kıymetlidir. Kürt birliği noktasında söylenen sözler ve bir daha kardeş kavgası olmayacağı yönündeki düşünceler bizim için kıymetlidir. Sayın Öcalan da bu noktada üzerinde düşen rolünü oynamak ister, sayın Mesud Barzani’de aynı düşüncededir. Bütün Kürt partilerinin aynı noktada buluşması için çabamızı ortaya koymalıyız. Yıllardır devam eden bu savaşta artık sona gelinmelidir. Tabi ki Kürt halkının gasp edilen haklarının iadesi ve onurlu bir barış neticesinde. Yani ödenen bunca bedelden sonra bu halkın gasp edilen hakları, dil, kültür, statü bağlamında, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi anlamında, devletin de üzerinde düşen sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor.”

“Sayın Öcalan ile görüşmeler olağan olmalı”

Babası Mehmet Öcalan ile İmralı F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan’ın dünkü görüşmesinin içeriğine ilişkin soruya cevap vermekten kaçınan Öcalan, avukat ve aile görüşmelerine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

“Biz bu görüşmelerin rutin ve olağan bir şekilde yapılmasından yanayız. Devletin bu görüşmeleri bir lütuf gibi yaklaşmasını doğru bulmuyor ve kabul etmiyoruz. Türkiye anayasasında bir tutuklumun hakları ne ise sayın Öcalan’ın konusunda da devletin aynı şekilde yaklaşması lazım. Sayın Öcalan sıradan bir tutuklu değildir. Sayın Öcalan etkisi olan sözü dikkate alınan itibarı olan bir şahsiyettir. Bu tür yaklaşımlar dönemseldir, zaman zaman bir taktik belirleyip o doğrultuda izin verdiği görüşmeler de olabilir. Öcalan’ın rutin bir şekilde hem ailesi ile hem de avukatlarıyla görüşme yapabilmesi gerekiyor” dedi.

“Güvenli Bölgede uluslararası bir gücün bulunması önemli”

Türkiye ile ABD arasında kurulması beklenen “Müşterek Harekât Merkezi” kapsamında Amerikalı bir heyetin Urfa’ya gelmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Ömer Öcalan şunları kaydetti:

“Uzun süredir Türkiye’nin hem iç gündemini ve ulusal politikasını meşgul eden bir mesele. Türkiye, Kürtlerin nerde bir kazanımı olursa olsun bir engel olma peşinde ve bir alerji olma durumu vardır. Bir Urfalı vekil olarak, Türkiye’nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurabilecek, uluslararası bir koalisyon gücünün arada olmasını önemli görüyorum. Çünkü birbirine karşı alerjisi olan iki güç var. Türkiye, Kürtlerin değil Kürdistan’ın farklı bir her yerinde, dünyanın hiçbir yerinde kazanmasını istemiyor. Kürtlerin doğuştan getirdiği hakların önünde bir engel olma durumu vardı. Bu noktada artık iki tarafında bir güven sorunu vardır.”

“Uluslararası bir gücün bu iki güç arasında olması anlamlı olacaktır. Ama Türkiye’nin bahsettiği 30 km derinliğindeki bir koridorun ne akla ne de mantığa sığan bir tarafı yoktur. Kürtlerin dört beş tane şehri vardır bu şehirlerin hepsi Türkiye sınır 1 km’yi bile geçmez dolaysıyla söylenen şeyler Real politika ve insan aklına sığan bir tarafı yoktur. Türkiye’ye bu noktada sükûnete çağırıyoruz, Türkiye’nin çatışma ve savaş ortamından kazanacağı bir şey yoktur. Bu durum ne Türk halkına ne de Kürt halkına kazandırır.”