Irak Dışişleri Bakanlığı: Türkiye ile bir anlaşma yok, yasalar PKK’nin varlığına karşı...

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, geçmişte Türkiye ile Irak arasında sınır ötesi operasyonlar için kalıcı bir anlaşma olmadığını, PKK’nin Kürdistan Bölgesi toprakları içerisindeki varlığının da anayasaya aykırı olduğunu vurguladı. Irak Dışişleri Bakanı ayrıca, “İran Erbil'e füze saldırısıyla ilgili hiçbir kanıt sunamadı” dedi.

Irak Dışişleri Bakanlığı: Türkiye ile bir anlaşma yok, yasalar PKK’nin varlığına karşı...

Fuad Hüseyin, Belçika’nın başkenti Brüksel’de 10 Mayıs’ta düzenlenen "Suriye ve Bölgenin Geleceğinin Desteklenmesi Konferansı"nın ardından 11 Mayıs’ta Fas’ın Marakeş kentinde düzenlenen “IŞİD ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu Bakanlar Toplantısı”na katıldı.

Rûdaw TV’de Senger Abdurrahman’ın sunduğu bültene konuk olan Bakan Hüseyin, bu toplantılar ve gündemdeki sorulara ilişkin soruları yanıtladı.

Suriyeliler konusu

Pandemi nedeniyle iki yıl aradan sonra bir kez daha düzenlenen Suriye konulu toplantıya Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği temsilcilerinin yanı sıra 36 ülkeden temsilcilerin katıldığını belirten Hüseyin, toplantıda, Suriye halkına çeşitli alanlarda yapılacak yardımların ele alındığını söyledi.

Avrupa Birliği’nin Suriyeliler için harcayacağı 1,5 milyar euro'luk yardımın Irak’ı da kapsadığını dile getiren Hüseyin, yardımın Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) aracılığıyla Kürdistan Bölgesi’nde yaşayan 250 bin Suriyeliye ulaştırılacağını belirtti.

TSK’nın operasyonları

Fuad Hüseyin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kürdistan Bölgesi toprakları içerisinde PKK’ye yönelik askeri operasyonları hakkında Irak'ın tutumu hakkındaki soruya, “Operasyonlar başladığında Türk Dışişleri Bakanı'nı aradım ve bunu görüştük. Doğrusu bu Irak parlamentosu ve Irak siyaset arenasında önemli bir konu. Türk tarafı ile sürekli temas halindeyiz ve bu konuları görüşmeye devam edeceğiz” dedi.

1984 yılında Ankara ile Bağdat arasında, Türkiye’nin 15 kilometre kadar Irak toprakları içerisinde operasyon yapmasına imkan tanıyan bir anlaşma olup olmadığı sorusuna Hüseyin şu yanıtı verdi:

“Böyle bir anlaşma olduğu doğru değil. Dönemin dışişleri bakanı olan Tarık Aziz ile Türk mevkidaşı arasındaki bir görüşmenin tutanaklarında bu konuya değinilmiş. Yani toplantı tutanaklarında, Türkiye'nin Irak topraklarında 5 kilometre derinliğe inip 72 saat süreyle kalma hakkından söz ediliyor. Ancak, Irak topraklarına girmeden önce Irak hükümetine haber vermesi gerektiği de vurgulanıyor. Tutanağın geçerliliği bir yıldır. Yani böyle bir antlaşma yok.

Öte yandan anayasa PKK'nin Irak topraklarında kalmasına ve özellikle bu topraklarından Türkiye'ye saldırmasına izin vermiyor. Irak anayasası da hiçbir grubun Irak topraklarından herhangi bir komşu ülkeye saldırmasına izin vermiyor. Dolayısıyla PKK'nin Irak topraklarında bulunması anayasaya aykırıdır. Türkiye'nin PKK'nin varlığını bahane olarak kullandığı doğru ama öte yandan uluslararası hukuk da Türkiye'nin uluslararası bir karar olmadan Irak topraklarına girmesine izin vermiyor. Türkiye BM Şartı'nın 51. maddesine dayanıyor, ancak gerçekte bu madde duruma uymuyor. Bir devletin başka bir devlerin sınırlarını askeri olarak geçebilmesi için BM Güvenlik Konseyi bu kararı gerekiyor.”

İran’ın füze saldırısı

İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun 12 Mart’ta başkent Erbil’e yönelik balistik füze saldırısı ve ardından yaşanan soruşturma süreci hakkındaki bir soruyu da yanıtlayan Fuad Hüseyin, Parlamento komisyonuna ek hükümetin kurduğu bir komisyonun da durumu inceleyerek raporunu Bağdat hükumetine sunduğunu söyledi.

Hüseyin, “Raporların sonuçları da gösteriyor ki burası bir vatandaşın evi ve İran’ın iddiaları gerçekten uzak. Tahran tarafıyla bunu uzun uzun görüştük. Başka iddiaları vardı ama kanıtları yoktu. Kanıt vermelerini istedim. İran ve Irak arasında, Kürdistan Bölgesi ile işbirliği halinde ortak bir komite oluşturulacak ve bu olay araştırılacak. Neticesinde tavrımız ne olur ona karar vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Fuad Hüseyin, “Yani İran bir belge sunamadı mı” sorusuna, “Bu iddiayı kanıtlayan hiç bir belge görmedik, sadece iddiaydı” dedi.