ABD'den DSG ve Güvenli Bölge açıklaması

ABD'den DSG ve Güvenli Bölge açıklaması

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda Kongre üyelerinin sorularını yanıtladı. James Jeffrey, Türkiye ile güvenli bölge görüşmeleri konusunda henüz anlaşma olmadığını, Türkiye ve Suriye Demokratik Güçleri ile görüşmelerin devam ettiğini söyledi.

James Jeffrey’nin Kongre üyelerinden gelen soruları yanıtladığı “Suriye’de Çözüm Arayışı: Trump Yönetimi’nin Stratejisi” başlıklı oturumda İdlib’deki durum ve Türkiye ile güvenli bölge görüşmeleri üzerinden Amerika’nın Suriye Demokratik Güçleri ile ortaklığı ağrılıklı olarak gündeme geldi.

James Jeffrey’ye önce Trump yönetiminin Suriye’den çekilme planı soruldu. Jeffrey, Başkan Trump’ın başlangıçta yaptığı açıklamanın ardından Şubat ayında Amerika’nın Suriye’de belirli bir miktar asker bırakma kararı aldığına atıfta bulundu. “Biz Suriye’nin kuzeydoğusundan hava kuvvetleri unsurlarımızı çekeceğimizi hiçbir zaman söylemedik. O nedenle sahadaki müttefiklerimizle iyi bir noktadayız” dedi.

“Güvenli bölge konusunda henüz anlaşma yok”

Suriye özel temsilcisi James Jeffrey’ye Türkiye ve ABD arasında Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge konusundaki görüşmelerde “ABD Başkanı Trump Erdoğan’a neyin sözünü verdi? Görüşmelerde ne gibi bir ilerleme kaydedildi?” diye soruldu.

James Jeffrey, “Başkan hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hem de kamuoyuna yaptığı açıklamada Suriye Demokratik Güçleri’nden Türkiye’ye ve Türkiye’den de Suriye Demokratik Güçleri’ne bir saldırı istemediğini net şekilde söyledi. Başkan, Suriye Demokratik Güçleri’nin çoğu unsuru ve PKK arasında geçmişe dayalı ve siyasi bağın farkında. Güvenli bölge oluşturulması için Türkler’le ve yerel ortaklarımızla çalışıyoruz. Sadece yerel kolluk gücünün görev yapacağı, bizim ve Türkler’in de yakından gözleyeceği bir plan. Türkler’le ve Suriye Demokratik Güçleri’yle görüşüyoruz ama henüz bir anlaşmaya varmadık” şeklinde konuştu.

James Jeffrey Türkiye’nin Suriye iç savaşından en çok etkilenen ülkelerden olduğunu vurguladı. Türkiye’nin Suriye kaynaklı olası tehditlerle karşı karşıya olduğunu söyleyen James Jeffrey, “PKK’nın Suriye’nin kuzeydoğusunda ya da başka bir bölgesinde saldırı kapasitesi kurması halinde ikinci bir Kandil Dağı tehdidinden söz etmiştim” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin Esat rejimine karşı düşmanlığı var, İran ile de tarihsel olarak rekabet içinde”

James Jeffrey Suriye üzerinden verdiği cevapta Türkiye’nin Esat rejimi, İran’ın bölgedeki varlığı ve Rusya’dan gelen hamleler konusundaki duruşuna da değindi. Jeffrey, “Türkiye’nin Esat rejimine karşı iç savaşın başlangıcına dayanan güçlü bir düşmanlığı var. Türkiye geleneksel olarak da İran ile Ortadoğu’da bir rekabet içinde. Türkiye genel olarak da Rusya’nın kendisine karşı hamlelerinden de memnun değil. Türkiye bu konularla baş etmek zorunda. Türkiye çeşitli yöntemler kullanarak, kuzeybatıdaki askeri varlığını kullanarak ve bizimle de kuzeydoğuda güvenli bölge oluşturulması için müzakere ederek, Rusya ile müzakere ederek bu konularla baş ediyor” dedi.

James Jeffrey son dönemde rejimin kara harekatı yürüttüğü ve Rusya’nın Türkiye üzerinde rejim karşıtı gruplar konusunda baskıyı arttırdığı İdlib konusunda da “Türkiye’nin İdlib’de askeri var. Türkiye bazı askerleri rejim ateşinde yaralanmış olmasına rağmen askerlerini çekmeyerek ve buradaki pozisyonlarını güçlendirerek Ruslar’ın ve Suriyeliler’in burada yapmak istediklerine karşı duruyor” şeklinde konuştu.

“Türkler'le neredeyse her ay irtibat halindeyiz”

Jeffrey, Türkiye, Rusya ve İran arasında Suriye konusunda yürütülen Astana sürecine de değindi. “Türkiye genel olarak bizim gibi muhalifleri destekliyor. Türkiye genel olarak Suriye hükümetinin davranışını değiştirmeye çalışıyor. Burada da hemfikiriz. Genel olarak koordineli hareket ediyoruz. Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan’la çok sayıda telefon görüşmesi yaptı. Bakan Pompeo’ya Türkiye ziyaretinde Erdoğan ile görüştüğünde ben de eşlik etmiştim. Hem Dışişleri hem de benim seviyemde Türk mevkidaşlarımızla neredeyse her ay irtibat halindeyiz” dedi.

“İdlib konusunda yoğun çaba sarf ediyoruz”

Suriye’de Esat rejimi yaklaşık iki hafta önce rejim karşıtı grupların elindeki son bölge olan İdlib yakınlarında kara harekatı başlatmıştı. James Jeffrey, “Bu kara saldırıları Rusya ve Türkiye arasında varılan Soçi anlaşmasından bu yana ki ilk saldırılar. Muhalifler pozisyonlarını güçlendiriyor. Türkiye’nin da burada askeri varlığı var. Saldırılar yüzünden yaklaşık 150 bin kişi yerlerinden oldu. Bu da insani yardım çalışmalarımız üzerine büyük yük bindiriyor” dedi.

Oturumda James Jeffrey’ye İdlib konusunda “Ruslar’a ne gibi bir mesaj veriyoruz?” sorusu yöneltildi. Jeffrey, “Ruslara ateşkese dönülmesi için baskı uyguladık. Ruslar sınırlı bir güvenilirliği olan şu argümandan söz ediyor. Heyet Tahrir El Şam’ın saldırılarına maruz kaldıklarını ve Türklerin bu grupla baş edeceğini söylediğini ancak bunu yapmadığını söylüyor. Bu doğru ancak İdlib’de ateşkese ihtiyaç var. Bunun durdurulması için yoğun çaba sarf ediyoruz” şeklinde konuştu.