KDP ve KYB’li komutanlar yorumladı; Peşmerge ile PKK çatışır mı?

Rudaw'ın Radyo programına

katılan komutanlardan ve Barzani’nin askeri danışmanı ve Peşmerge Batı Dicle Cephesi Sorumlusu Babekir Zebari ile Kürdistan Yurtseverler Birliği Başkanlık Divanı üyesi ve Peşmerge 70’inci Tugayı Komutanı Mustafa Çavreş, ABD’deki başkanlık seçimlerinin Kürdistan ve Kürtler için önemi ve ayrıca son günlerde PKK’nin Peşmerge’ye yönelik saldırısı nedeniyle yaşanan gerginliğe ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

 

ABD’de gerek Demokratların ve gerekse de Cumhuriyetçilerin Kürtlere karşı politikasının geçmişten beri değişmediğini dile getiren Mustafa Çavreş, “Biz fakir bir milletiz ve gözümüz büyük güçlerin alacağı kararlarda kalıyor daima. Bugün Trump gitse ve Biden gelse ABD’nin Kürt politikası değişmez diye düşünüyorum. ABD Kürtlerin hatrı için bu politikasını değiştirmez, yine Kürtler için kendi çıkarlarını tehlikeye atarak diğer devletleri karşısına almaz” dedi.

 

 

ABD’nin dış politikada uzun vadeli planlar çizdiğini ve buna göre hareket ettiğini belirten Babekir Zebari de, “Bu nedenle kısa süre içerisinde Ortadoğu’da Kürtlere ilişkin politikaları değişmez. Kürtlerin devlet sahibi olması demek Türkiye, İran ve diğer devletlerin karşı çıkması demek ki ABD Kürtler için Türkiye, İran ve Suriye ile çatışmaz. Menfaatleri gereği bunu yapmaz” ifadelerini kullandı.   

 

 

IŞİD saldırdığında Irak ordusunun Musul ve diğer kentleri bırakıp kaçtığını ve Peşmerge’nin doğrudan IŞİD’le karşı karşıya geldiğini söyleney Çavreş, “Biz Şengal’den Celawla’ya kadar cephede savaştık. Çok şehit verdik. Ancak her koşulda bizim koalisyon güçlerinin desteğine ihtiyacımız vardı. Yine biz Peşmerge güçlerinin birleştirilmesi için çalışıyoruz. Kendimizi olası tüm gelişmelere göre hazır tutmak zorundayız. Irak bizim dostumuz değil, tarihte de olmamıştı. Bu nedenle destek istiyorsak önce kendi aramızda birlik olmalı, ortak bir tavır sahibi olmalıyız” diye konuştu.

 

Aynı zamanda Irak eski Genel Kurmay Başkanı olan Babekir Zebari de, “IŞİD saldırdığında Bağdat’taydım. ABD ilk başta bu savaşın Şii-Sünni çatışması olduğuna inanıyordu. Ama daha sonra IŞİD’in sınır tanımadan herkese saldırdığını gördü ve böylece Koalisyon kurup müdahalade bulundu” dedi.

 

Peşmerge’nin IŞİD’e karşı kazanılan zaferde önemli pay sahibi olduğunu ifade eden Zebari, “Müttefiklerimizn bize verdiği destek de çok önemliydi. Bu destek Peşmerge güçlerinin birliği için de verildi. Peşmerbe birlikleri birleştirilmeli ve Peşmerge Bakanlığı çatısı altında örgütlenmeli. Birlik olmadan geçmişte yaşanan sıkıntıların tekrar etmesi olasılığı kaçınılmazdır” değerlendirmesinde bulundu.

 

 

“1998’de Mam Celal ile Kak Mesud Barzani arasında imzalanan Washington anlaşmasını hatırlayalım. O anlaşmanın ardından hepimiz Kürt’ün Kürt’e karşı savaşını suç kabul ettik. Ben de yineliyorum. Şimdi yine savaş çanları çalıyor ve hepimiz olası bir çatışmaya karşı kale olmalıyız. Özellikle de Kürt liderliği bu konuda sorumluluk almalı. Ayrıca PKK de bu durumu gözönünde bulundurmalı, Türklerin Kürdistan’a müdahalesine gerekçe sunmamalıdır. Bakın 1992’de çatıştık, yine KDP ve YNK olarak kendi aramızda çatıştık ancak sonuçta gelip aynı masada oturup anlaştık. Şimdi yine rica ediyorum; tüm Peşmerge güçleri ve Kürt liderliği olarak böyle bir savaşa karşı olalım. Böyle olmazsa büyük ihtimalle koalisyon ve müttfiklerimiz de bizden vazgeçer.”

 

 

“PKK Kürdistan Bölgesi için büyük bir sorundur. Neden mi? Çünkü PKK Kürdistan Bölgesi’nin statüsünü kabul etmiyor, iradesine saygı göstermiyor. Kendileri de bunu açıkça Kürtlerin devlet sahibi olmasını istemediklerini söylüyorlar. Halkların özgürlüğü için mücadele ettiklerini söylüyorlar. Yani Türk, Fars, Araplar PKK’nin gidip onları özgürleştimesine muhtaçmış gibi. Oysa bir ezilen bir halkız, kendi halkı için mücadele etmeli. Bu nedenle diyorum; PKK bu tavrından vaz geçmeli, Kürdistan Bölgesi’nin siyasi statüsüne, iradesine ve yönetimine saygı duymalıdır, tanımalıdır.

 

Önceki gün yine Peşmergenin önüne pusu kurmuşlar, bomba ile, roketlerle siper almışlar. Bu savaş ilanıdır ama KDP çok sabırılıdır, Kürt kardeşi istemiyor, brakuji olsun istemiyor. Sayın Başkan Barzani kaç yıldır ‘asla Kürt kanı dökülmeyecek’ diyor. Ama onlar tam da bu sözü istismar ediyor. Diledikleri gibi kimseye sormadan Gare’den Nehele’ye, oradan Behme ve Halifan üzerinden Kandil’e gidip geliyorlar. Biri onlara sorduğunda ise direk çatışıyorlar. Bunlar Kürdistan’ın huzurunu istemiyor. 1991’den bu yana 2500-2600 köyümüz onlar yüzünden boşaldı. Sınır boylarında boşaltılan köyler onların kontrolündeydi ama Türkler sınıra operasyon yaptığında bu defa o köyleri bırakıp dolu olan yerleşim yerlerine geçtiler. Neden böyle yapıyorlar, madem savaştır o boşaltılan köylerde dursunlar oraları savunsunlar. Bu büyük bir sorundur.

 

Başkan Barzani şiddetle savaşa karşıdır. O olmazsa tüm bu olanlar savaş gerekçesiydi. Kani Masi’de bir komutanımız ailesinin içerisinde, çocuklarının gözünün önünde suikastle öldürüldü, öldürdüler. Dereluk merkezinde herkesin gözü önünde gelip birini öldürdüler. Yine son olarak Çemanke’de bir Peşmergeyi şehit ettiler. Daha ne kadar bu ihlal ve saldırılar karşı tahammül edilebilir ki? Bu nedenle buradan PKK’yi yineden uyarıyorum; bu yaptıklarına bir son veresin, Kürdistan Bölgesi topraklarını istismar etmekten vazgeçsin. Böyle bir savaşa kalkışması kimsenin yararına olmaz. Savaş olursa günahsız insanlar ölür, herkes kaybeder. Kürdistan adına savaşmaya gelen gençler ölür. Fakat yine de söylüyorum; tehlike çok ciddi boyuttadır.”

 

 

YNK Başkanlık Divanı üyesi Mustafa Çavreş, “Elimizden geldiğinde olası bri çatışmayı önmelek için çabalayacağız. Zine Werte olayı boyverdiğinde de biz sağduyulu yaklaşmak için elimizden geleni yaptık. Kürdistan Parlamentosu bu yönde bir karar alırsa buna riayet edeceğiz ancak Peşmerge 70’inci Tugayı birgüne birgün Kürtler arası savaşa katılmayacak” dedi.

 

PKK’nin Pencwin’den Kandil’e kadar geniş bir coğrafyada yerleştiğini belirten Çavreş, “Fakat PKK de Kürdistan halkına ve Peşmerge’ye saygı duymalı, hesaba katmalıdır. Onlar da savaşa neden olacak tahripkar ve tahrikçi faaliyetlerden vazgeçmelidirler. Kürd siyasi liderliği de sorunun daha da derinleşmesini önlemek için her türlü çabayı sarfetmeli. Kardeş kavgası oldu ama sonunda Madeleine Albright bizi bir masa etrafında bir araya getirdi. Kürt evlatları boşu boşuna öldürülmemeli” ifadelerini kullandı.

 

 

Babekir Zebari de Kürdistan’ın her yerinde hiçbir yerel yöneticiyi dahi hesaba katmadığını belirterek, “Eminin düşmanlar onları bize karşı faaliyet yürütmek için onları teşvik ediyor. Ama yine de PDK ve YNK’nin PKK ile oturup bunu açıkça konuşması gerekiyor. Açıkça söylenmeli, dayatma ile,  kendi bildiğini yapmakla olmaz. Böyle istedikleri gibi hareket etmekle, Kürdistan Bölgesi yönetiminin iradesini kabul etmeyerek kendi bildiğini yapmakla olmaz denilmeli” şeklinde konuştu.

Kaynak / Rudaw