Mısırlılar ölümününe de olsa 'fesik' yemekten vazgeçemiyorlar

Mısırlılar fesik adı verilen mayalı ve ağır kokulu balık yemeğine çok düşkünler. İyi hazırlanmadığı takdirde gıda zehirlenmesine ve ölüme yol açabilen, her yıl Mısır Sağlık Bakanlığı 'Fesik'ten uzak durun!' uyarılarına rağmen bu geleneksel yemekten vazgeçemiyorlar. Bu, geleneksel yöntemlerle hazırlanmış tuzlu, fena kokulu, mayalı tekir balığı yemeği binlerce yıl öncesine, firavunlar dönemine kadar dayanıyor.

Mısırlılar ölümününe de olsa 'fesik' yemekten vazgeçemiyorlar

Mısır Sağlık Bakanlığı 'Fesik'ten uzak durun!' uyarılarına rağmen geleneksel yöntemlerle hazırlanmış tuzlu, fena kokulu, mayalı tekir balığı yemeği binlerce yıl öncesine dayanıyor.

Doğru hazırlanmadığı halde bozuk balığın yol açacağı gıda zehirlenmesi ve ölüm tehlikesi karşısında yapılan uyarıları bazı restorancılar reklam muamelesi yapıyor.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre 1991'de fesik yiyen 18 kişi hayatını kaybetmişti. Fakat "Shahin" gibi bakanlık onaylı ve bugüne dek herhangi bir şikâyet almamış bazı fesik marketleri de var.

Bu özel balık, kepekli undan yapılan ve kalınlığı pide ile yufka ekmeği arasında olan baladi ekmeği, zeytinyağı, limon ve soğanla servis ediliyor.

Emad Iskander birçok Mısırlı gibi o da "Sevmiyorum ama yiyorum" diye açıklıyor fesik yeme alışkanlığını. Mısırlıların bu balıkla 'kişisel bir şizofreni' yaşadığını düşünüyor.

Bazı Mısırlıların fesik yemeğini alt sınıflara özgü görüp yememeye çalıştığını, ama yine de uzak duramadıklarını söylüyor.

Bu kötü kokulu balık yemeğinin geçmişi firavunlar dönemine kadar gidiyor. Nil Nehri her bahar çekilirken çürüyen balıklar bırakırmış geride. Mısırlılar bugün bile 'rüzgarı kokla' adıyla anılan bahar tatilinde geleneklerini korumak için fesik yer.

Fakat Kahirelilerin çoğu diğer tatillerde, özel günlerde ve Cuma namazından sonra da fesik ve daha az kokulu ringa balığı içeren yemekleri yemeye devam eder. Bu nedenle mayalanma işlemi hiç bitmez.

Fesik yapmak pek zor bir işlem gerektirmiyor. Tekir balığı önce güneşte kurutulur, sonra da tahta bir fıçının içinde tuzlu suda 45 gün bekletilir. Tuzu doğru oranda kullanmak önemlidir. Zira çiğ balığı 'pişiren' ve çürümeyi önleyen bu tuzdur.