Mithat Sancar'dan 'seçim' uyarısı

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşma ile seçime yönelik uyarılarda bulundu. Sancar, "Onarımlarla, yüzeysel restorasyonlarla, mahcup, ürkek reformlarla bu kısır döngüden çıkamayız" ifadelerine yer verdi.

Mithat Sancar'dan 'seçim' uyarısı

 HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, altılı masadaki muhalefet liderlerinin dün açıkladığı güclendirilmiş parlamenter sistem yol haritasına ilişkin, “Şimdi muhalefetin bu programı için elbette pek çok şey söylenebilir. Bu, ancak seçimlerden sonra gerekli Meclis çoğunluğu oluşursa resmileşebilecek bir öneri. Ancak seçime kadar ne yapmak gerekir, seçime giden yolda ne yapmak gerekir sorusunun cevabı burada maalesef yok” dedi.

Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi'yi sevgi ve saygıyla andıklarını söyledi.

Elçi'nin, hayatını hukuka, insan haklarına ve barışa adadığını ifade eden Sancar, Elçi'nin yaşamını yitirdiği çatışmaya ilişkin davada hiçbir ilerleme kaydedilmediğini öne sürdü. Sancar, Tahir Elçi'nin ölümünün karanlıkta kalmaması gerektiğini belirtti.

Halkın en önemli gündeminin yoksulluk, sefalet, açlık ve işsizlik olduğunu belirten Sancar, iktidarın gündeminde ise halkın gerçek gündemini bastırmaya ve unutturmaya yönelik politikalar olduğunu söyledi. Sancar, halkın sorunlarından kopuk, ülke gerçekliğinden uzak bir iktidarın bulunduğunu ifade etti.

“Stratejik hedef Kürtleri statüsüz bırakmak”

İktidarın yeni maceralarla toplumu felaketlere sürüklemekten kaçınmadığını belirten Sancar, şunları söyledi:

" Bugün Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik bir kara operasyonu gündemde tutuluyor. İcazet arayışları var bu iktidarın büyük güçlerden. Çeşitli pazarlıklar yapılıyor. Amaç bir yandan Kürtlere ve kazanımlarına saldırmak, diğer yandan ülke içinde siyaseti ve seçim sürecini kendi lehlerine dizayn etmektir. Eğer bir kara operasyonu başlatırlarsa kiminle yapacaklar, müttefikleri kim? ÖSO çeteleri. Kim bunlar? Suriye’de yıllardır insanlık suçu işlediklerini uluslararası kuruluşların ve çıplak gözle gözlem yapanların dile getirdiği bir gerçek. Bunlarla işbirliğinin Suriye halklarına ve Türkiye halklarına hangi faturaları çıkaracağını öngörmek bu kadar zor mu? Ne için bütün bu kirli oyunlar? Bütün bu kirli oyunlar mevcut iktidarı sürdürmek, iktidarın kurmakta olduğu rejimi yerleştirmek içindir. O nedenle Taksim saldırısını da çeşitli karartmalarla bir bahaneye dönüştürdüler. Taksim’deki o vahşi saldırıyla ilgili pek çok bilgi ve veri ortaya saçılıyor. Bunların büyük kısmı ve neredeyse tamamı Suriye’deki çetelerle, hatta IŞİD ile bağlantıya işaret ederken bunların üstü karartılıyor. MHP’nin bir ilçe başkanı ile fail olarak gösterilen şahıs arasında telefon konuşması tespit edildi ve derhal gündemden düşürüldü. Ortada bir karanlık senaryo var. Bu karanlık senaryo da bugünü esir alma, geleceği zapt etme amaçlı bir operasyondur. Buna karşı açık ve net söz söylemeden, bu karanlığı aydınlatma konusunda cesur bir tutum takınmadan, bu iktidara karşı diğer alanlarda da yürütülecek mücadele inandırıcı olmayacaktır.”

“Siyaseti dizayn etme hamlesi”

Mithat Sancar, uygulanan politikanın aynı zamanda seçime giderken siyaseti dizayn etme hamlesi olarak da görülebileceğini savundu.

Bu dönemde iktidarın toplumu ayrıştırabildiğini, toplumsal muhalefetin içine ayrılık tohumlarını daha kolay ekebildiğini, siyasal muhalefeti de kendi arkalarında dizilmeye kolayca çekebildiğini belirten Sancar, "Seçimler yaklaştıkça daha neler yaşayabileceğimiz sorusunu mutlaka kendimize sormak zorundayız. Eğer bu oyunları boşa çıkarmazsak, iktidarın kurduğu oyun sahası bizim dışımızda kalan muhalefeti de içine çekmeye devam ederse, korkarız ki bu iktidar hedeflerine ulaşmakta çok fazla zorlanmayacaktır" ifadelerini kullandı.

Altılı masaya eleştiri

Altılı masanın dün açıkladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem anayasa değişikliği önerisine değinen Sancar şöyle devam etti:

“Altılı masa dün bir anayasa değişikliği taslağı önerisi sundu. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemini lağvetmeye, parlamenter sistemi yeniden yürürlüğe koymaya yönelik bir öneri bu. İçinde elbette pek çok olumlu madde var. Biz de orada öngörülen yargı bağımsızlığını ve Meclis’in güçlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ancak toplamına baktığımızda bu önerinin gerçek ve güçlü bir demokrasi için eksik ve zayıf kaldığını görebilirsiniz. Bir tür tamir programı ortaya koyuyor bu öneri. Neyin tamiratı? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürürlüğe girdikten sonra yaşanan tahribatların onarılması. Hedef bu.

Peki, sürekli kriz ve çatışma üreten sistemin kendisine dönük bir dönüştürme, bir değişiklik iradesi var mı? Ne yazık ki o iradeyi göremiyoruz. Geçmişi belli düzenlemeleri geleceğin vaadi olarak sunmak bir çıkış değildir. Demokratik, çoğulcu, katılımcı yeni bir demokratik sistemdir Türkiye’nin ihtiyacı. Bu da 2’nci yüzyılında demokratik cumhuriyete geçişle mümkün olabilir. Şimdi muhalefetin bu programı için elbette pek çok şey söylenebilir. Bu, ancak seçimlerden sonra gerekli Meclis çoğunluğu oluşursa resmileşebilecek bir öneri. Ancak seçime kadar ne yapmak gerekir, seçime giden yolda ne yapmak gerekir sorusunun cevabı burada maalesef yok. Eğer amaç güçlü bir toplumsal sözleşme, kapsayıcı bir uzlaşma ve mutabakat oluşturmak ise seçim sürecinin de bu şekilde kavranması gerekiyor. Bu esaslar üzerine kurulması gerekiyor. Öneriye dönelim, Türkiye’nin çok yakından bildiği bir örnek üzerinden değerlendirme yapayım.”