MSD'den BM'ye açık mektup: 11 bin şehidimizi yok sayamazsınız!

MSD'den BM'ye açık mektup: 11 bin şehidimizi yok sayamazsınız!

Suriye Demokratik Meclisi (MSD), BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’e gönderdiği açık mektupta, “Kuzey ve Doğu Suriye halklarının anayasa komitesinden uzak tutulması, Suriye’nin huzur ve güvenliği, bölge ve dünya için canlarını feda eden 11 bin şehidin temsilcilerinin çözümden uzak tutulması anlamına gelmektedir” dedi.

MSD, Kuzey ve Doğu Suriye temsilcilerinin Suriye Anayasa Komitesi’ne dahil edilmemesine ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’e açık mektup yazdı.

Mektup şöyle:

“Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’e açık mektup:

Suriye krizi, BM temsilcisinin çözüm önündeki engellerin kaldırılması ve bir çözüm yolunun açılması girişimlerine rağmen 9’uncu yılında devam ediyor. En son her üç tarafın da katılımıyla bir anayasa komitesi kuruldu ancak Özerk Yönetim temsilcileri bu komiteye dahil edilmedi. Burası, DAİŞ ve El-Nusra örgütleri ile buna bağlı gruplara karşı direnen tek bölge oldu. Ayrıca bu bölge, Suriye’nin ihtiyaç duyduğu modeli geliştirdi ve huzur ve barışa ulaştı. Demokratik Suriye Güçleri, binlerce şehidiyle tüm dünya için büyük bir hastalık olan DAİŞ çetelerini sahada yendi ve Uluslararası Koalisyon ile birlikte tüm demokratik kesimler ve insanlık için büyük bir zafer kazandı. Direniş, DAİŞ’in tüm şiddet kaynakları ve kökleri kazılıncaya ve ideolojisi ile hücre yapılanmaları tamamıyla yok edilinceye kadar aynı şekilde devam edecektir. Ayrıca Suriye ve halkının birliği için çağrılarımızı sürdürüyoruz. Bu direniş ve mücadele sayesinde huzur ve güvenliğin hakim olduğu, uluslararası kanunlara saygı duyan ve komşularına hiçbir yönelimde bulunmayan bir bölge kuruldu. Suriye’nin yüzde 30’unu oluşturan ve 5 milyon aşkın kişinin yaşadığı bölgede, tüm Kuzey ve Doğu Suriye halklarının dahil olduğu bir sivil yönetim vardır. Bölge aynı zamanda savaş ve baskılar nedeniyle göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce Suriyeliye ev sahipliği yapmaktadır. Bunun yanı sıra Özerk Yönetim de yaklaşık 70 bin yabancı uyruklu DAİŞ çetesini tutuklu tutmaktadır. Bu sayı, Özerk Yönetim için büyük bir yük oluşturduğu gibi bölge ve dünya için de büyük bir tehdit oluşturmaktadır.

Tüm bunlara rağmen tartışılan siyasi çözüm ve mekanizmalara desteğimizi sürdürüyoruz. Suriye için kurulan anayasa komitesi ve kurulan komitede Kuzey ve Doğu Suriye temsilcilerinin yer almamasını bir sürpriz olarak değerlendiriyoruz. Demokratik Suriye Meclisi ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin komitede yer almaması bir hak ihlalidir. Alınan bu karar ile Suriye ve dünyada huzur ve güven ortamının hakim olması için canını feda eden 11 bin şehit de komitede temsil edilmemiş olacak. Bunu adil bir yaklaşım olarak değerlendirmemiz mümkün değildir. Komitede yer alan kimi isimlerin Suriye krizinin çözümüyle ilgisi olmadığını görüyoruz. Bizler Arap, Kürt, Süryan, Asûr, Ermeni, Çerkez ve Türkmen halklar olarak bunu iyi niyetli bir yaklaşım olarak göremeyiz. Görünen o ki Suriye’nin birliği, huzuru ve barışı anlamında iyi bir tablo görünmüyor.

Komitede yer alan kimi isimler bölge halklarını temsil etmiyor. Çoğu isim bölge halkları tarafından tanınmıyor bile ve bu isimlerin Suriye ile ilgili hiçbir sorumlulukları da yok. Bu isimlerin komitenin almak istediği sonuçları gerçekleştirecek güçleri de yok.

Sayın Guterres ve Pederson:

Sayın Pederson’un Suriye’de bulunan tüm çevrelerle danışıp, toplantılar gerçekleştirdikten sonra böyle bir uzlaşma komitesini kurmasını umut ederdik. Tüm bunlara rağmen biz halen Birleşmiş Milletler ve Sayın Pederson’un bu yaklaşımlarını gözden geçireceklerine inanıyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye halklarını destekleyeceğinizi, halkların barış, güven ve demokrasi çalışmalarına katkı sunmanızı diliyoruz.”