Putin: Rojava Kürtleri'nin hakları ancak böyle savunulabilir

Ortak basın toplantısında konuşan Vladimir Putin, “Suriye ile kuzeydoğusundaki Kürtler arası diyalog başlatılması gerekiyor” dedi.

Putin: Rojava Kürtleri'nin hakları ancak böyle savunulabilir

Ortak basın toplantısında konuşan Vladimir Putin, “Suriye ile kuzeydoğusundaki Kürtler arası diyalog başlatılması gerekiyor” dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Soçi kentinde gerçekleştirdiği 4 saati aşan görüşmelerin ardından, ortak basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda konuşan Vladimir Putin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kısa bir süre önce bir telefon görüşmesi yaptık, davetimi orada dile getirdim ve bugün kalabalık bir heyetle Soçi'ye geldi. Ülkeye kuzeydoğusunda durumu ele almak için burada. Sayın Erdoğan Türkiye'nin askeri harekatının amaçları ve hedefleriyle ilgili detaylı açıklamalar yaptı. Biz defalarca Türkiye'nin adımlar atma niyetini anlayışla karşılıyoruz. Türkiye'nin endişelerini paylaşıyoruz.”

Kürtlerin hakları ancak böyle savunulabilir

“Önemli olan terör örgütlerinin Türkiye'nin gerçekleştirdiği harekattan faydalanmaması” diyen Putin, şunları ifade etti:

"Örgütlerin arasında DAİŞ var, mensupları kaçmaya çalışıyor. Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duymak ilkesel tutumumuzdur. Bu doğrultuda görüşmeler yapıyoruz. Bölgedeki barışı ve istikrarı Türkiye ve Suriye beraber sağlayacak, aralarında karşılıklı saygı olmazsa bu olmayacak. Suriye hükümeti ve bölgedeki Kürtler arasında diyalog başlaması gerekiyor. Çok uluslu Suriye halkının parçası olan Kürtlerin hakları ancak böyle savunulabilir.”

Recep Tayyip Erdoğan’la Suriye’deki siyasi sürecin ilerlemesi için atılacak adımları konuştuklarını ifade eden Vladimir Putin, şunları söyledi:

“Astana garantör ülkeleri anayasa komitesinin kurulması için uzun süre çalıştılar, sahadaki durumun komitenin kurulmasını engellememesi takdirindeyiz. Suriyeli göçmenlerin olabildiğince hızlı bir şekilde ülkelerine dönmeleri gerekiyor. Suriyelileri kabul eden ülkelerin taşıdıkları yük böylece bir hayli hafifleyecektir.  Herhangi bir ayrımcılık ve siyasallaştırma ileriye sürmeden diğer ülkeler destek sağlamalı. İkili işbirliğimizi de ele almış bulunuyoruz.”

Erdoğan: Ciddi adımlar atıyoruz

Erdoğan, söz konusu temaslarda ana gündemlerinin Suriye’deki gelişmeler olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“İkili ilişkilerimizi de ele alma fırsatımız oldu. Ekonomi alanında milli paralarla ticaretin arttırılmasına buna yönelik anlaşmayı da kısa süre önce imzalamıştık. Bu anlaşmanın 100 milyar dolarlık ikili ticaret anlaşmamızda önemli bir adım olacağını düşünüyoruz. S-400'lerle ilgili takvim çerçevesinde teslimatlar yapılıyor. Burada bu konuyu dile getirmişken savunma sanayii alanında çok ciddi adımlar atıyoruz.”

"Sayın Putin'le Suriye'de barış, huzur ve istikrarın tesisi için gerek ikili düzeyde gerekse Astana formatında çok ciddi çaba harcadık” ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları belirtti:

“Soçi muhtırası dahil pek çok önemli karara imza attık. 16 Eylül'de Anayasa Komitesi'nin kuruluşunu ilan ettik. Beklentimiz komitenin Suriyelilerin meşru ve haklı beklentileri çerçevesinde gerçek bir siyasi dönüşümün önünü açmasıdır. İdlib de görüşmelerin gündemiydi. İdlib'de nispi bir sükunetin tesis edildiğini görmek memnuniyet vericidir. Türkiye olarak gerek Rus dostlarımızın endişelerinin giderilmesi gerekse sahada sükunetin muhafazası için çalışmayı sürdüreceğiz. Bugün ağırlıklı olarak Barış Pınarı Harekatı'mızla ilgili son gelişmeleri ele aldık.”

Rojava'ya yönelik operasyon

Rojava’ya yönelik başlatılan operasyon hakkında da açıklamalarda bulunan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Harekatın ana gayesi bölgeden PKK/YPG terör örgütünü çıkarıp Suriyeli sığınmacıların dönüşünü sağlamaktır. Bizim hiçbir zaman ülkenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yoktur. Şimdiye kadar sahada attığımız tüm adımları hassasiyetle attık. Biz 350 bini Kürt, 3 milyon 650 bin Suriyeli kardeşine son 8 buçuk yıldır kucak açan bir ülkeyiz. Artık bu kardeşlerimizin vatan hasretini dindirecek adımları atmamız gerekiyor. Bir diğer hedef işte bunu temin etmektir. Harekatla güvenli hale getirebileceğimiz alana öncelikli 1 milyon Suriyelinin yerleşeceğini umuyoruz.”

“İnşallah uluslararası toplumun katkı ve desteğiyle bu planı hayata geçireceğiz” diye konuşan Erdoğan, “Bugün Sayın Putin'le terörle mücadele, Suriye'de toprak bütünlüğü konusunda tarihi bir mutabakata imza attık. Türkiye ve Rusya Suriye Topraklarında ayrılıkçı hiçbir oluşuma izin vermeyecektir” dedi.

150 saat içinde YPG silahları bölgenin dışına çıkarılacak

Halk Savunma Birlikleri’nin (YPG) 150 saat içerisinde bölgeden çıkacağını söyleyen Erdoğan, “150 saatin sonunda Barış Pınarı Harekatı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinliğinde Türk Rus devriyeleri başlayacaktır. Tel Fırat ve Münbiç'teki tüm YPG'li teröristler bu bölgenin dışına çıkarılacaktır. Muhtıranın gözetimi için ortak bir mekanizma kurulacaktır. Türkiye ve Rusya Suriye krizinin siyasi çözüme kavuşması için çabalarını sürdürecektir” dedi.

DSG ateşkes bölgesinden çekildi

Öte yandan ABD’li bir üst düzey yetkili, Demokratik Suriye Güçleri’nin (DSG) ‘güvenli bölge’den tamamen çekildiğini bildirdi.

Al Arabiya sitesinde yer alan habere göre ABD’li bir yetkili, DSG Genel Komutanı Mazlum Kobani'nin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’e birliklerini “güvenli bölge”den çektiklerini söylediğini aktardı.

ABD ve Türkiye'nin vardığı mutabakat

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Ankara'daki temasları sonrasında varılan anlaşma ile Türkiye Rojava’ya yönelik operasyonunu 120 saat boyunca durdurma kararı almıştı.

Anlaşmaya göre, bu süre içerisinde DSG, sınırdan 32 kilometre güneye çekilecek.

Ayrıca YPG'nin silahları toplanacak ve kurulacak ‘güvenli bölge’ öncelikli olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) kontrolünde olacak.