Rojava Kürtleri'nin birleşmesi önündeki 8 engel

ABD, uluslararası koordinasyon eşliğinde Suriye’deki Kürt hareketleri arasındaki ihtilaflı konuların çözümü için harekete geçti.

Rojava Kürtleri'nin birleşmesi önündeki 8 engel

ABD, uluslararası koordinasyon eşliğinde Suriye’deki Kürt hareketleri arasındaki ihtilaflı konuların çözümü için harekete geçti.

Suriye’nin Haseke kentinde bulunan askeri üste Kürt siyasi parti liderleriyle toplantıların düzenlenmesine öncülük eden ABD, Kürt partiler arasında diyalog yoluyla safların sıklaştırılması, ortak bir yönetim ve Suriye kriziyle ilgili uluslararası toplantılarda Kürtlerin birlik fotoğrafını vermesini sağlayacak bir heyet oluşturmaya odaklanmış durumda.

PYD liderliğindeki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi geçen hafta yayınladığı açıklamada, etkili bir ortaklık kurmaya hazır olduğunu vurgularken, bu çağrı muhalif Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) kanadında memnuniyetle karşılandı. ENKS, söz konusu çağrıyı ‘olumlu bir adım’ şeklinde niteleyerek, gerçek anlamda bir ortaklıkla sonuçlanacak birlik fotoğrafı vermeye hazır olduğunu duyurdu.

Şarkul Awsat'ta yer alan bir haberde, Suriye’deki Kürt hareketleri arasındaki anlaşmazlık konuları 8 başlıkta sıralandı:

1- ENKS’ye bağlı siyasi tutuklular:

Şarku’l Avsat’ın ENKS’li kaynaklardan edindiği tutuklular listesine göre, hâlihazırda ENKS’ye bağlı 10 muhalif siyasetçi Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi cezaevlerinde tutulmakta. Özerk Yönetim, söz konusu iddia ile ilgili daha önceki açıklamasında, tutukluların akıbetini ortaya çıkarmak için bir komisyon kuracaklarını ilan etmişti.

2- Anlaşmaların uygulanmaması:

2011 Suriye krizinin patlak vermesinin akabinde Kürt siyasi partiler 2012 yılında birlikte hareket edilmesini öngören Erbil Anlaşması’nı (Hewler) imzaladı. Ancak ENKS aynı yılın sonunda Özerk Yönetimi gücü kendi tekeline almakla suçlayarak, anlaşmadan çekildi. 2015’te Kürt Birlik Partisi lideri Muhyiddin Şeyh Âli ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Eski Başkanı Mesud Barzani’nin girişimi ile ENKS ve Özerk Yönetim Duhok Anlaşması’nı imzaladı. Bu anlaşma, iki tarafın ortak yönetim kurmasını öngörüyordu ancak sahada pek bir karşılığı olmadı.

3- Rejimle şüpheli ilişkiler

Özerk Yönetim’i Suriye rejimiyle şüpheli ilişkiler kurmakla suçlayan ENKS, Suriye muhalefetiyle olan siyasi ittifaklarını da hesaba katarak rejimle doğrudan müzakereleri reddediyor. Buna karşılık Özerk Yönetim de ENKS’yi Türkiye merkezli muhalif güçlerle işbirliği yapmakla suçluyor. Nitekim muhalif Milli Ordu daha önce Türk ordusunun da desteğiyle, Kürt nüfusunun yoğunlukta olduğu Afrin ve Rasulayn’da kontrolü ele geçirmişti. Uluslararası örgüt ve kuruluşlar, askeri operasyonlar sonrasında bölgedeki Kürtlere karşı ağır ihlallerin gerçekleştiğini, göç etmeye zorlandıklarını ve bu yolla demografik değişimin hedeflendiğine işaret etmişlerdi.

4- Askeri güçlerin aynı çatı altında birleştirilmesi

PYD, bölgede askeri başarılar elde etmek için 2012’nin sonlarına doğru silahlı kanadı olan YPG’yi kurdu.

YPG, rejim güçlerinin bölgeden çekilmesinin ardından Kürt nüfusunun yoğunlukta olduğu Ayn El Arab (Kobani), Haseke ve Afrin’de kontrolü ele geçirdi. 2014’te DEAŞ’la mücadele amacıyla ABD’nin liderliğinde kurulan Uluslararası Koalisyon güçleri, ana omurgasını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne destek verdi. SDG’ye bağlı savaşçıların sayısının yaklaşık 80 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.

ENKS ise Mart 2012’de Suriye rejim ordusundan kaçan, zorunlu askerlik hizmetine karşı çıkan genç Kürtlerden oluşan Rojava Peşmerge gücünü kurdu. Rojava Peşmerge birliklerinde silah taşıyanların sayısı yaklaşık 7 bine ulaşırken, eğitim görenlerin sayısı 20 bin civarında. ENKS ve Özerk Yönetim arasında, söz konusu iki askeri gücü aynı çatı altında nasıl birleştirileceği hususunda anlaşmazlık bulunuyor.

5- Karşılıklı suçlamalar

ENKS, Özerk Yönetimi PKK’nın uzantısı olmakla suçlarken, PYD, ENKS çatısı altındaki siyasi partileri Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) itaat etmekle suçluyor.

6- Kürt kimliği

ENKS, anayasada Kürt ulusal kimliğinin ve halkının tanınmasını, toprak bütünlüğü çerçevesinde yönetimde Adem-i merkeziyetçilik anlayışının benimsenmesini talep ediyor. SDG’nin siyasi kanadı Suriye Demokratik Meclisi (SDM) ve PYD ise Suriye’nin kuzeydoğusunda Özerk Yönetimin kontrolündeki 7 bölgede sivil yönetimin ve demokratik adem-i merkeziyetçiliğin tanınmasını, toprak bütünlüğü ve istikrarın korunmasını ve Türk işgalinin sonlandırılmasını istiyor. Yani ENKS, Kürt halkının ulusal haklarının güvence altına alınması çağrısında bulunurken, PYD ise demokratik millet anlayışını ve Suriye halkının bileşenleri arasına eşitliğin güçlendirilmesi gerektiğini savunuyor.

7- Eğitim müfredatı

Özerk Yönetim ilanı sonrasında PYD’nin 2013’te kontrolündeki bölgelerde bulunan okullarda kendi ideolojisi doğrultusunda hazırladığı eğitim müfredatını dayatması hem rejim hem de ENKS’nin tepkisini çekti. Suriye Hükümeti ve Eğitim Bakanlığı, bu program dahilinde eğitimini tamamlayanların diplomasını tanımayacağını ilan etti. ENKS ise Kürtçe dil dersi haricinde eğitim-öğretim sahasının nüfuz alanlarından uzak tutulması gerektiğini dillendiriyor.

8- Zorunlu askerlik

PYD, Özerk Yönetim ilanının ardından zorunlu askerlik yasasını kabul etti. Bu duruma karşı çıkan ENKS’li üyelerin ve destekçilerinin büyük bir kısmı IKBY’ye yerleşti. ENKS, yasanın iptal edilmesini, savaşçıların Arap bölgelerinden çekilmesini ve eldeki Kürt bölgelerin korunmasını talep ediyor.