Salih Müslim, Ankara’da yaptığı görüşmeleri anlattı

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim, Ankara ile görüşmelerinin, başta PYD ve onun askeri güçleri olan YPG’nin önce ENKS saflarına, daha sonra da SMDK’ya katılmasına odaklandığını söyledi. Müslüm, ancak Suriye muhalefetinin Kürt meselesinin varlığından bahsetmeyi reddettiğini ve ret kararının da “Türkiye’nin baskısıyla” olduğunu tahmin ettiğini söyledi.

Salih Müslim, Ankara’da yaptığı görüşmeleri anlattı

Şarku’l Avsat’a konuşan PYD Eş Genel Başkanı Müslim, partisinin PKK ile “organik veya örgütsel olarak” ilişkisi olmadığını ancak “ortak bir felsefenin” onları birleştirdiğini söyledi.

Müslim, “Biz PKK’nın terör örgütü olmadığına, Türkiye’nin talep ve baskılarına dayanarak terör listesine alındığına inanıyoruz. PYD’yi PKK ile ilişkilendirmeye gelince, amaçları onunla savaşmaya hazırlık olarak terör örgütü olarak göstermektir” dedi.

“Görüşmeler PYD ve YPG’nin ENSK ve SMDK’ya katılmasına odaklandı”

2012-2015 yılları arasında Ankara’ya yaptığı ziyaretler ve orada gerçekleştirilen görüşmelerin içeriği hakkında bri soruya yanıt veren Müslim, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye’yi birkaç kez ziyaret ettim. Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan üst düzey yetkililerle görüştüm. Toplantılar, aramızda ilişkiler kurmaya yönelik girişimlerdi. 2012 yılında Mısır’ın başkenti Kahire’de Türkiye’nin Şam Büyükelçisi ile ilk görüşmeme başladım. Temasların gelişmesi için Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından resmi olarak davet edildim. Görüşmelerimiz, başta PYD ve onun askeri güçleri olan YPG’nin önce Kürt Ulusal Konsey saflarına, daha sonra da Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’na (SMDK) katılmasına odaklandı. SMDK’daki yetkililerle görüştüm ve onlardan doğrudan siyasi programlarına Kürt sorununun adil, Suriye’nin toprak ve halk birliği çerçevesinde çözülmesini yazmalarını istedim. Ama Kürt meselesinin varlığından bahsetmeyi bile reddettiler ve bence bu ret kararı Türkiye’nin baskısıyla oldu.”

SMDK ile doğrudan diyaloğa girmediklerini belirten Müslim, “Ancak liderlerinin çoğuyla birçok kez görüştük. Koalisyona katılmamız da dahil olmak üzere birçok konuyu görüştük. Ancak tüm bu görüşmeler gizli yapıldı. Koalisyon saflarına katılma isteğimizi dile getirdik ama onlar Türkiye’nin reddedeceği bahanesiyle bunu kabul etmediler” diye konuştu.

“Türkiye ile rejimin görüşmeleri zoraki evlilik gibi”

Müslim, Suriye hükumeti ile Türkiye arasında yaşanan görüşmeleri “zoraki evlilik” olarak nitelendirerek, tarafların bunun uzun sürmeyeceğini ve kaçınılmaz akıbetinin “boşanma” olduğunu bildiklerini öne sürdü.

Şam yönetimi ile Demokratik Suriye Güçleri (SDG) arasında Rusların himayesinde yapılan doğrudan askeri ve güvenlik görüşmeleri dışında, Rojava Özerk Yönetimi’nin yaklaşık iki yıldır herhangi bir görüşme yapmadıklarını anlatan Salih Müslim, “Rejimle olan farklılıklarımız hizmet veya hukuki olmaktan çok siyasi, mahalli idare hukuku ve idari mevzuattır. Bu bir anayasa maddesi değildir ve görevleri hizmet boyutuyla sınırlıdır, ancak rejim kanunun ruhunu uygulamayı reddediyor” şeklinde konuştu.

Rakip olan ABD ve Rus kuvvetleri ile ilişki dengesi hakkında konuşan PYD Eş Başkanı, “Biz kimseyi ne ABD’lileri ne de Rusları davet etmedik” dedi.

“Ne ABD’lileri ne de Ruslar biz davet etmedik”

2014’te Kobani savaşında IŞİD’le ile savaşmak için Suriye ve Irak’ta Uluslararası Koalisyon kurulduğıı hatırlatan Müslim, şöyle devam etti:

“Şehri savunan YPG için bize iş birliği ve destek teklif ettiler. Uluslararası Koalisyon ayrıca diğer Suriyeli ortakları da istedi, kamplar kurdu ve muhalif grupları eğitti. Silahlanıp Suriye’ye girdikten sonra bu unsurlar ya bugün Heyetu Tahrir’uş Şam olarak bilinen Nusra Cephesi’ne ya da terör örgütü DEAŞ’a katıldı. Yani biz şehrimizi ve topraklarımızı savunurken gerçek bir ortak bulamadılar, bize DEAŞ ile mücadelede iş birliği ve ortaklık teklif ettiler. Burada Uluslararası Koalisyon güçlerinin varlığının istikrarı destekleme operasyonlarına yardımcı olduğunu ve gelecekte siyasi çözümlerin desteklenmesinde büyük rol oynayacağını belirtmek isterim. Rus kuvvetleri ise 2015’ten beri Suriye hükümetinin resmi daveti üzerine oradalar. Suriye’nin kuzeydoğusundaki varlığı ise, Türk operasyonları ve Kürt bölgelerimizin işgalinden sonra geldi.

“ENKS’nin amacı bir Kürt anlaşması yapmak değildi”

Salih Müslim, PYD ile Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasında ABD’nin arabuluculuğunda yapılan görüşmelerin neden tıkandığına ilişkin soruya, “Kürt Ulusal Konseyi’nin amacı bir Kürt anlaşması yapmak değildi. Bunun nedeni, bugüne kadar Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrolündeki alanlar için İç Güvenlik Güçleri’nin (Asayiş) korumasını tanımamalarıdır. Ayrıca Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kurumlarını, yasalarını ve idari yapılarını da tanımıyorlar. Konsey ofisleri, Devrimci Gençlik Hareketi tarafından bazı saldırılara maruz kalınca kendilerine ‘Karargahınızı korumak için İç Güvenlik Güçleri’ne gidin’ dedik. Bize onları tanımadıklarını söylediler” şeklinde yanıt verdi.

ENKS’nin “Türkiye’nin bağrında olduğunu” öne süren Müslüm, “Bunun için Kürt partileri arasındaki diyalogların engellenmesine katlanıyor” dedi.

Müslim, Suriye Kürtlerinin bugünkü durumunu hakkında ise, “Kurumlarımızı ve askeri yeteneklerimizi güçlendirmek ve desteklemek için çalışıyoruz. Kaderimiz burada yaşayan bileşenlere bağlı ve projemiz bölge halkları arasındaki uçurumları kapatmak ve ayrımcılığı önlemeye yönelik. Biz saflarımızı birleştirmeye çalışırken her kim bize saldırırsa kendimizi savunacağımızı göreceksiniz. Bu meşru bir haktır. Özerk Yönetim projesinin Suriye’nin geri kalanında uygulamaya uygun olduğunu düşünüyoruz. Suveyda halkı sivil bir öz yönetim talep ediyor. Dera halkı ise en uygun çözümün ademi merkeziyetçi bir yönetim olmasını talep etti. Bunu Suriye çevresindeki insanlardan ve iç valiliklerden duyduk. Bu proje, Suriye toprağı ve halkının birliği çerçevesinde geliyor” değerlendirmesinde bulundu