Selahattin Demirtaş Salı günü tahliye edilebilir

Gazeteci, Yazar Nevzat Bingöl katıldığı bir televziyon programında Selahattin Demirtaş'ın Salı günü gerçekleşecek duruşmasında, şartlı tahliye ile serbest bırakılacağını iddaa etti.

Selahattin Demirtaş Salı günü tahliye edilebilir

Gazeteci, Yazar Nevzat Bingöl katıldığı bir televziyon programında Selahattin Demirtaş'ın Salı günü gerçekleşecek duruşmasında, şartlı tahliye ile serbest bırakılacağını iddia etti.

Katıldığı bir televizyon programında Selahattin Demirtaş'ın Salı günü yapılacak duruşmasında tahliye edilebileceği ihtimaline değinen Nevzat Bingöl konu ile ilgili görüşlerini BasNews ajansına paylaştı:

“Selahattin Demirtaş uzun bir süredir içeride. Fakat halen neden bu kadar uzun süredir içeride tutulduğuna dair ne kendisini nede toplumu doyurucu herhangi bir cevap yok. Toplumun genel vicdanında ortaya çıkan sonuç şu: Selahattin Demirtaş, sayın Erdoğan'a güçlü bir muhalefet yaptığı için, ve Erdoğan için siyasi anlamda tehlikeli görüldüğü için içeriye alındığı yönünde bir kanaat mevcut. Yani hukuki değil siyasi olduğu düşünülüyor. Yenilenen İstanbul seçimleri ve bu seçimlerde Kürtlerin kilit rolü oynaması nedeniyle de, AK Parti 31 Mart seçimleri öncesinin aksine yumuşak bir üslup kullanıyor. Sayın Binali Yıldırım Diyarbakır'a geldi, 'Kürdistan' dedi, 'Kürdistan Mebusları' vardır dedi. Hatta bölge şivesiyle 'PKK' dedi. Zira geçmişte 'PKK' diyen kişi hemen 'örgütçü yasası' ile yargılanırdı. Ama Kürt halkına sıcak gelebilmek için sayın Binali Yıldırım bütün bunları telafuz etti. Dolayısıyla AK Parti cenahında da İstanbul seçimlerine yönelik bir çaba var, bir çalışma var. Bununla ilgili de ayın 18'inde, yani Salı günü Selahattin Demirtaş'ın duruşması var. Muhtemelen tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilebilir diye bekliyorum. Kamuoyununda o yönlü bir beklentisi var. Kaldı ki emareler de onu gösteriyor.

Tabi Ak Parti için bu seçimler çok çok önemli. Zira İstanbul seçimlerinin kaybedilmesi, Türkiye'de yeni bir erken genel seçimin yani meclisin kendini feshedip, Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento'nun yenilenme durumu da olabilir. Yine bununla birlikte Devlet Bahçeli'nin 31 Mart seçimlerinden önce eğer 3 büyük ili kaybedersek , yeni Cumhurbaşkanlı seçim sistemi tartışmalı hale gelir sözünede istinaden, MHP'nin de AK Parti karşısında yer alabileceğini düşünüyorum. Tüm bunları ele aldığımızda Erdoğan'ın kendi konumunu tartışmadan uzak tutabilmesi için, işte Kürtler'den 3 yada 5 oy alabilmek amacıyla, böyle bir karar alınabilir, Selahattin Demirtaş serbest bırakılabilir.

Tabi AK Parti İstanbul'da Kürt oylarını alabilmek için Bölgeden çok sayıda Mele, kendince oluşturduğu kanaat önderleri, bölgedeki tüm ilçe başkanları ile belediye başkanlarını İstanbul'a yığıyor. Eski milletvekillerini İstanbul'a yığıyor. Burada Kürt seçmen üzerinde etkili olup seçimleri kazanmak istiyor. Ancak dikkatimizi çeken şu: kanaat önderi diye götürülenlerin toplumda hiç bir karşılığının olmadığını görüyoruz. Yani arkalarında 3 tane adam olmayan kişileri kanaat önderi olarak değerlendiriyorlar. Bunun arka planıda şu şekilde: geçmişte valiler hükümete daha şirin görünebilmek için, kendilerine yakın bir takım kişileri kanaat önderi diye Ankara'ya gönderiyordu. Kanaat önderi olarak Ankara'ya gidenler, her şeyden memnun olduklarını, her şeyin güllük gülüstanlık olduğunu söylerlerdi. Bir nevi al gülüm ver gülüm şeklinde. Geri döndüklerinde de vali tarafından hoş karşılanırlardı. Böyle suni bir kanaat önderliği yaratıldı. Ama dediğim gibi bunların arkalarında 3 adam, 5 adam yok. Toplumda çok fazla karşılığı olmayan kişiler.

Yine Meleler gitti İstanbul'a. Bir kaçını tenzih ederek söylüyorum, aralarında mutlaka iyi din adamları vardır ama diğerlerinin toplumda arkalarında namaz kılınmayan melelerin İstanbul'a gittiğini biliyoruz. Aldığımız bilgiler şu şekilde: bir takım tepkilerle karşılaşılıyor. ' neye geldiniz, hangi yüzle geldiniz' gibi. Dolayısıyla bu İstanbul seçimleri Türkiye'de yeni bir 'Milad' olabilir diye düşünüyorum. Hem yeni sistemin onaylanıp, onaylanmaması hemde Kürtlerin Türkiye'de artık siyasal bir güç olduğunu, birlikte hareket edebildiklerini göstermesi açısından önemli. Şöyle ki, sadece HDP'nin çağrısıyla, HDP tabanı değil, muhafazakar Kürtler'de bu seçimlerde genel bir Kürt ortalaması ile birlikte hareket ediyorlar. Yani ilk kez muhafazakar Kürtler'le seçilmiş Kürtler ortak bir payda da buluştu.