Sur'da iki mahallede yıkım başlıyor

Diyarbakır Sur ilçesinde son birkaç gündür cami hoparlörlerinden yapılan "Alipaşa ve Lalabey mahallesi sakinleri, daha önce Özel İdare tarafından evleri istimlak edilip de parasını alan vatandaşların 1 Mayıs'a kadar evlerini boşaltmaları gerekmektedir" şeklindeki anonslar, yüzlerce mahalle sakininin uykusunu kaçırmış.

Sur'da iki mahallede yıkım başlıyor

Cami anoslarından sonra valilik ve kaymakamlıkla görüşen mahalle sakinlerine bir haftadan az bir zamanda evlerini boşaltmak zorunda oldukları söylenmiş.

Alipaşa Mahallesin'de görüşülen birçok kişi yıkım ve zorla çıkartılma kararına çok tepkili.

Acele kamulaştırma kararı ile hak sahipleri adına bankalara para yatırılmış ancak aileler ödenen para ile ev alamayacaklarını anlatıyorlar.

Kimisi adına yatan parayı alıp, biraz da borçlanarak apartman hayatına mecbur kalırken kimisi de mahallesini, sokağını, evini terk etmemek için bankadaki paraya dokunmadığını söylüyor. Parayı almayınca evlerini boşaltmak zorunda kalmayacaklarını düşünüyorlar.<h2>Sürecin başlangıcı kentsel dönüşüm</h2>

Bu duruma getiren süreç 2009'da başlıyor.

Kentsel dönüşüm kapsamında Alipaşa ve Lalabey mahallelerinde tescilli yapıların dışındaki yerlerin yıkım kararı alındı. TOKİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sur ve Büyükşehir Belediyeleri ortaklığıyla bölgede kentsel dönüşüm başlatıldı.

Yıkılacak 850 yapının bir bölümü çoklu hisselerden oluşuyor ve bu nedenle de hak sahibi sayısı da 1025'i buluyor. Hak sahipleri ile görüşmelere başlandı.

Yapılan görüşmelerde ev ya da para karşılığında 429 yapı için 588 hak sahibi ile anlaşma sağlandı ve evler yıkıldı. Diğer hak sahipleri de anlaşmayı kabul etmediler.

Kamulaştırma ve yıkımı o tarihlerde belediyeler üstlenmişti. Ancak bu yıkımlara halktan çok tepki gelince, belediyeler bu süreci 2013 yılının sonunda durdurdu.

4 Aralık 2012'de Sur'un tamamı, Afet yasası olarak bilinen 6306 sayılı kanun kapsamında riskli alan ilan edildi.

Böylece o bölgeyle ilgili bütün yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na geçti. Sur'da birçok mahallede olduğu gibi burda da acele kamulaştırma kararı alındı.

Yetkililere göre bu nihai karar

İstimlak edildiği için yasal olarak yapılacak hiçbir şey yok. Ev sahipleri mahkemeye başvurarak verilen paranın arttırılmasını talep edebilir. Bunun dışında karara itiraz edilemiyor.

Anonslarla evlerini boşaltmaları istenen kesim, 2009-2013 yılları arasında anlaşma yapmaya yanaşmayan hak sahipleri.

Daha önceki süreçte birebir görüşmeler yapılırken, şimdi sadece dava yoluyla bedel tespit ediliyor ve hak sahiplerinin paraları bankaya yatırılıyor.

Yani, hak sahipleri bankaya yatan parayı almasa da evlerin yıkımı gerçekleşecek.

Yapılacak yıkımlar acele kamulaştırma kararına dayandırılıyor. Yıkım kararı bakanlık tarafından alınıyor.

Yasal sürecin takibatını ise Diyarbakır Valiliği Yatırım ve İzleme Koordinasyonu (YİKOP) tarafından gerçekleşiyor.

YİKOP'tan görüştüğümüz bir yetkili mahalle sakinlerinin itirazına yönelik mahkemenin nihai kararını verdiğini söyledi.

Şubat ayından beri hak sahiplerine evlerin boşaltılması için tebligat yapıldığını ve bilirkişi raporlarına göre hak sahipleri adına bankaya paraların yatırıldığını anlattı.

Alipaşa'da daha önceki süreçte birçok ev yıkılmış. Sokaklarda önceki yıkımların izleri duruyor. Burası sokak yaşamının canlı, komşuluk ilişkilerinin çok sıcak olduğu bir mahalle.

"Sur dışında ne yaparız?"

1990'laarda Silvan'a bağlı Cumati Köyü'nden Sur'a göç etmiş olan Saime, her bir odasında bir ailenin kaldığı iki katlı derme çatma bir yapıda yaşıyor, diğer 8 kişiyle beraber. lam

Hendekler sürecinde de bir haftalık sokağa çıkma yasağında gidecek yeri olmadığı için parklarda yattığını anlatıyor.

O da birçok aile gibi bankadaki paraya karışmayınca evden çıkartılmayacağını düşünmüş ama kaymakamlıkta zorla çıkartılma kararı olduğunu öğrenince ne yapacağını şaşırmış bir vaziyette evine geri dönmüş:

"Gidecek bir yerim, başımı sokacak bir evim, hayatımı kuracak bir gelirim yok, yoksulum, açım, gidecek yerim yok. Evi başımıza yıksınlar, buradan çıksak ölürüz zaten. Bu yüzden bizi de bu evle beraber gömsünler Seçimler döneminde 'baş tacımızsınız' diyorlardı, 'evet verirseniz evlerinizde kalırsınız' diyorlardı hani nerde verilen sözler?"

Sur'da doğup büyüyen beş çocuk annesi Sabiha'nın sözleri mahalle halkının içinde bulunduğu başka bir açıdan gözler önüne seriyor:

"Sur çatışmalarında bir hafta çıktık ama sonra geri döndük, bombalar altında biz burda komşularla sofra kurup beraber kahvaltı yapıyorduk. O zaman da evlerimiz zarar gördü ama yine de çıkmadık. Şimdi bize gidin diyorlar. Buradan gidince nefesimizi kesecekler. Bir insanın nefesi kesilirse o insan yaşayabilir? Doğup büyüdüğümüz, okul okuduğumuz yer burası. Daha önce Lalebey'de yaşıyordum sonra buraya geldim. Ben Diyarbakır'da başka yer bilmiyorum ki? Ne Gaziler, ne Huzurevleri, hiçbir yeri bilmiyorum. Diyarbakır benim için sadece Suriçi. Surun dışına çıktığımzda sudan çıkmış balığa döneceğiz."