TEV-DEM Başta ABD olmak üzere dünya kamuoyu ve BM görevlerini yerine getirmelidir

Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, "Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'yi işgal saldırısına karşı Kürt halkı başta olmak üzere bütün halklar bu tehditlere karşı zaman kaybetmeden tutumlarını her yerde ortaya koymalı ve işgale karşı ayağa kalkmalıdır" ifadelerini kullandı.

TEV-DEM  Başta ABD olmak üzere dünya kamuoyu ve BM görevlerini yerine getirmelidir

Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Kurulu Üyesi Aldar Xelîl, "Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'yi işgal saldırısına karşı Kürt halkı başta olmak üzere bütün halklar bu tehditlere karşı zaman kaybetmeden tutumlarını her yerde ortaya koymalı ve işgale karşı ayağa kalkmalıdır" ifadelerini kullandı.

Xelil, ‘Erdoğan halen tehditlerini devam ettiriyor. Türkiye’ye ait uçaklar bölge üzerinde uçuş yapıyor. Hiç unutmamamız gerekir ki Türkiye, mevcut anlaşmanın sonuçsuz kaldığını açıklayabilir ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırabilir” dedi.

Xelil şöyle devam etti: “SDG ile Türkiye arasında ABD’nin arabuluculuğunda varılan anlaşma, Erdoğan’ın bölgeye yönelik planları önünde engel oldu. Zaten son açıklamaları bunu en açık kanıtı. Sınır güvenliği anlaşması, onun gözünde bir tuzak gibi duruyor. Bununla birlikte anlaşmanın yürürlüğe girmesi, Kuzey ve Doğu Suriye üzerinde tehlikenin kalktığı anlamına da gelmiyor.”

‘Çünkü IŞİD’e karşı biz savaştık, Türkiye’ye izin vermemeliler’  

Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik olası operasyonu için “Çok hassas bir konu” vurgusunda bulunan Aldar Xelîl, şöyle devam etti: “Türk ordusu sınır hattında halen bulunuyor ve güç sayısını arttırıyor. Erdoğan halen tehditlerini sürdürüyor. Türkiye’ye ait uçaklar bölge üzerinde uçuş yapıyor. Hiç unutmamamız gerekir ki Türkiye, mevcut anlaşmanın sonuçsuz kaldığını açıklayabilir ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırabilir.

SDG’nin sınırdan çekilme ve noktalarını taşıma adına attığı adımlar, Türkiye üzerinde herhangi bir tehlike oluşturmadığını tüm dünyaya gösterdi. Bazı noktalardan geri çekilme yapıldığı, mevzilerin kaldırıldığı doğrudur. Ancak bu sınır savunma sistemini bırakma anlamına gelmez. Tüm dünya iyi bilmelidir ki Demokratik Suriye Güçleri ve Özerk Yönetim, ciddi adımlar atmıştır ve üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiştir. Başta ABD olmak üzere, dünya kamuoyu ve BM görevlerini yerine getirmelidir. Çünkü IŞİD’e karşı biz savaştık. Türkiye’nin bölgelerimize saldırmasına izin vermemeliler.”

‘Bölgeye yönelik her saldırı, bütün olumsuz ihtimallerin önünü açar’

“Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerine yönelik her bir saldırı, insan haklarının ve BM sözleşmelerinin çiğnenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullanan Xelîl, “Saldırıların amacı bölgeyi işgal etmektir ve bu, uluslararası hukuka ve sözleşmelere aykırıdır. Bununla birlikte Suriye topraklarını parçalamak ve başka bir ülkenin sınırları içine dahil etmek olur.

Ayrıca Suriye’nin en güvenli bölgelerinde toplumsal yaşam parçalanır; Kürt, Arap ve Süryani halkları başta olmak üzere tüm halkların güven ve huzur ortamını tehlikeye atar. Tüm bunlarla yanında çok yüksek sayıda IŞİD çetesi ve ailesi, Özerk Yönetim’in bünyesinde tutuklu. Bölgeye yönelik her saldırı, bütün olumsuz ihtimallerin önünü açar. Eğer çeteler olası bir saldırıda kaçarsa bu da tüm dünya için tehlike oluşturur” diye konuştu.