Türkiye ve Avrupa S-400 ve YPG'ye rağmen uzlaşabilir mi?

Türkiye ve Avrupa S-400 ve YPG'ye rağmen uzlaşabilir mi?

Türkiye ve Avrupalı müttefikleri, Rus füzeleri ve Suriye ve YPG konusunda yaşanan tansiyonu, NATO’ya zarar vermesine rağmen muhtemelen atlatacaklar.

Atlantic Council araştırma görevlilerinden Dimitar Bechev, Türkiye’nin S-400’leri satın almakla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yüzünde gülümseme meydana getiren bağımsız bir dış politika izlediği sinyali verdiğini belirtiyor.

Ahval’e konuşan Bechev, ‘Elinde bir top olduğu kesin. Türkiye büyük bir NATO üyesi ülke ve ABD ve Avrupalı müttefikleri ile fikir ayrılığı yaşaması onun umduğu en iyi şey.’ diyor.

İyi haberin, Türkiye’nin yakın zamanda NATO’dan ayrılmayacak olmasını gösteren Bechev’e göre kötü haber ise ‘NATO ile ilgili dile getirilen bir değerler, demokrasi ve liberal ilkeler toplumu yönündeki konuşmaların gerçeklerle artık uyuşmadığı. Tabiİ ki Türkiye’nin bakış açısıyla baktığımızda bu çıkarlarla kısmen örtüşme üzerine kurulu bir hareket ilişkisi.’

Salı günü Londra’da toplanan liderler toplantısında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Türkiye’nin ittifaka yönelik iki saldırısına dikkat çekti.

Birincisi Rus S-400 savunma füzelerini satın alarak NATO’nun kuruluş ilkelerine karşı çıkmak, ki ABD ve NATO yetkilileri bu durumun NATO güvenliğini baltalalayacağını açıklamıştı.

Macron’a göre Türkiye’nin ikinci saldırısı ise IŞİD’in bozguna uğratılmasında kilit bir rol oynayan Kürtlerin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ni (DSG) terörist bir grup olarak görmesi ve NATO müttefiklerinden de bunu böyle görmelerini istemesi.

DSG’yi terörist grup olarak yaftalamak için Batılı müttefiklere baskı uygulayan Türkiye, geçtiğimiz hafta NATO’nun Polonya ve Baltık ülkelerine yönelik yeni savunma planını bloke etmek istedi ancak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü bu konuda geri adım attı.

Bu hafta Erdoğan’ın danışmanlarından biri Türkiye’nin NATO’nun 5. Maddesinin YPG tehdidine karşı işletilmesi talebinde bulunacağı uyarısında bulundu.

NATO, maruz kaldığı en önemli zorluklardan birinin, üye devletlerin maruz kaldığı farklı asimetrik tehditler konusunda siyasi bir birliktelik tesis etmek olduğunu kabul ediyor. Mesela Türkiye sadece ABD’nin müttefiki YPG’yi terörist olarak görmüyor aynı zamanda 20 yıldır ABD’de yaşayan ve 2016’daki darbenin arkasındaki isim olduğunu öne sürdüğü Fethullah Gülen’I de küresel bir terör örgütünün başı olarak adlandırıyor.

‘Şu anda NATO’nun pek çok cephede çalışması gerektiğine dair bir realite var.’ diyen Bechev Rus tehdidine ek olarak pek çok terör grubu, başıboş aktör ve siber güvenlik konularına işaret ediyor ve ekliyor: NATO gelişirken, Türkiye örgütü kendi düşüncesine göre şekillendirmek ve onu bir araç kullanmak istiyor.

NATO’nun 5. Maddesinin sadece 11 Eylül 2001 terör saldırısından işleme konduğuna işaret eden Bechev, başka bir tehdit başını göstermişken Türkiye’nin bu konuyu kendi çıkarları için kullanmaya çalışmasının hiç te anlamlı olmadığının altını çiziyor.

‘Tüm iddialara rağmen IŞİD’e karşı sürdürülen savaş bitmiş değil. Yeni bir dirilme kuvvetle muhtemel.’ diyen Bechev, ‘Yarın tekrar ihtiyaç duyulacak olan YPG’nin yüzüne neden tüm kapılar kapatılsın?’ diye soruyor.