Zaza Halk Partisi kuruluyor Kürt Aydınları, ZHP için ne diyor?

Zaza Halk Partisi kuruluyor Kürt Aydınları, ZHP için ne diyor?

Zaza Halk Partisi (ZHP) - Partiya Şarê Zazayan (PŞZ)  ismi ve logosunun duyurulmasıyla tartışmalar da başladı. Ancak partinin çalışmalarında sona doğru gelindi. Ankara’da genel merkezi kurulan Zaza Halk Partisi’nin bayrağı da üzerinde meşe palamudunun bulunduğu yeşil, kırmızı, beyazdan oluşuyor. Bayrakta yer alan meşe palamudu “uzun ömrü ” temsil etmekte. Parti gönüllüleri, “17 ilde Zaza var. Meclis’te bizim tespitlerimize göre 63 Zaza vekil bulunuyor. Zaza Partisi’ni kurarak Zaza oylarını almak istiyoruz. Bu ülkenin de Zazaların geleceği de Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet rejiminde” diyor. Geçtiğimiz hafta parti yönetim kadrosunu belirleyen Zaza Halk Partisi, 28 Mayıs’ta da İçişleri Bakanlığı’na kuruluş dilekçesini sundu.  

Parti Genel Sekreteri Mehmet Ali Şenel, kendilerine yönetilen eleştirilerden rahatsızlık duydukları için Bas’ın sorularını yanıtsız bıraktı. Ayrıca İçişlerini Bakanlığı’nın onayından sonra resmi açıklama yapacaklarını söyledi. Zazaki alanındaki çalışmalarıyla bilinen Munzur Çem, Roşan Lezgin, Süleyman Çevik ve Seid Veroj, Zaza Halk Partisi ve ona yöneltilen eleştiriler konusunda Bas’a değerlendirmede bulundu.

 

“Zaza partisinin bir boşluğu dolduracağını düşünemiyorum”

Zaza kelimesine dikkat çeken Munzur Çem, “Zaza ismiyle bir partinin kurulması, demokrasi prensiplerine aykırı değil. Buna karşı değilim. Ama ‘Zaza’ olarak nitelendirilen kesimlerde ‘Zaza’ terimi çok az kullanılıyor. Siyasi özgürlüklerin olduğu bir yerde herhangi bir isimle parti kurarsınız. Önemli olan o partinin program ve siyasi amaçları. O noktadan bakmak gerekir” “Kuzey Kürdistan’da pratikte böyle bir partinin kurulmasının bir boşluğunu dolduracağını düşünemiyorum” diyen Çem, “Bu partiyle ilgili bir bilgim yok. Sadece duyurusundan haberdar oldum. Orada Zaza oyları AKP’ye gittiğine dair garip bir belirtme vardı” diye konuştu.  Zaza Halk Partisi’nin ‘Atatürkçü bir çıkış yolu benimsediği’ için eleştiren Çem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zazaların yani Kirmancların çok az bir kısmı kendini ‘Zaza’ olarak nitelendiriyor. Zaza, kelimesi daha çok yabancıların belirlediği bir tanımlama. Bingöl’ün kuzeyi, Dersim ve Diyarbakır’ın kuzeyi kendilerini Kirmanc olarak niteliyor. Zaza ve Dimili diyenler de var. Ama Zaza ve Dimili isimleri yabancıların belirlediği isimlerdir. Dolayısıyla eğer böyle bir parti kurulacak olursa çoğunluğunun kullandığı isim olan Kirmanc’ın tercih edilmesi gerekirdi.”

Atatürk ilkeleri ve devletin 1980 sonrası politikalarına dikkat çeken Çem “Gördüğüm kadarıyla 1980’den sonrası özellikle hızlandırılan Kürtleri bölme projesinin bir parçasına benziyor. Çünkü o Atatürk ilkeleri denilen şeyden ayrı değil. Atatük ilkeleri, Zaza, Kirmanc, Kurmanc fark etmez bütün Kürtlerin dillerini ve kültürlerini yasaklayan, katliamlara, soykırımlara uğratan ve onları asili etmek isteyen ilkelerin adıdır. Dolayısıyla sizi yok etmek isteyen ilkelere sarılarak nasıl sizin haklarınız savunulur. Komik bir durum söz konusudur.” Çem, tipik bir asimilasyon ve sömürgeci Kemalist mantığı olduğunu belirtti.

“Bu ayrım bir devlet politikasıdır”

Çem, parti yöneticilerinin söylediği gibi bir dışlamanın söz konusu olmadığını belirterek, “Bu lehçeyi konuşanların büyük bir kısmı kendine Kirmanc diyor. Neden partinin ismi Kirmanc değil de Zaza? Çünkü Kirmanc, genelde Kürdistan’da Kürtler için kullanılan bir isimdir. Onlar bundan uzaklaştırmak istiyor. Ben yıllardır bu konuda çalışıyorum. Kimse yaptıklarım için beni suçlamadı. Birilerini suçluyorlar.  Ben o çevreyi 80’lerden beri tanıyorum. O çevre devletin, ‘Zazalar, Kürt değil’ diyerek Kürtleri bölme projesinin içerisinde olan kesimden oluşuyor. Bana göre bu oluşum bu o projenin bir parçası gibi…  Devlet yöneticileri diyor ki ‘Kürt ve Zaza kardeşlerim.’ Bu ayrım bir devlet politikasıdır. Bana göre bu ona doğru giden ve onu tamamlayan bir addır” dedi.  

 

“Kurmancın kendisi asimile olmuş, nasıl Zazayı asimile edecek?”

Roşan Lezgin ise Zaza Halk Partisi’ni sert bir şekilde eleştiren isimlerden. Lezgin, “Bu ‘Zazacılık faaliyetleri’ diye adlandırdığımız yani kendilerini Kürt olarak görmeyen kişiler tarafından yapılıyor. Aslında egemen devletin kimi unsurlarının, Kürtleri bölme, parçalama, yutma, kimliklerini değiştirme ve kimlik travması çerçevesinde üretilmiş politikalardır.  Önceleri direkt devletle çalışan ideologlar bu politikaları üretmişti. ‘Kürtler yoktur. ‘Kürtler, Türk’tür’ ‘Kürtlerin, Zaza Türkleri’, ‘Kurmanc Türkleri’ şeklinde yorumlar vardı. Bu söylemler 80’li yıllardan itibaren ‘Zazalar, Kürt değildir’ olarak evrildi” dedi.

Lezgin, Zaza Halk Partisi’nin söylemlerinin halka ait olmadığını belirterek daha önce dil üzerinden yapılan asimilasyon başarılı olmadığı için yeni politikaların denendiğini söyledi. Partiyi kuranları da eleştiren Roşan Lezgin, sözlerini şöyle sürdürdü: “O kişiler, bir defa Zazaca konuşmuyor, yazmıyor ve okumuyor. Türkçe konuşup yazıyorlar. Eğer Kürtçe konuşmuş olsalardı, derdik ki ‘Kürt gruplar arasında Kurmanci konuşanların sayısı daha çok olduğu için Zazaları asimile etmeye çalıştılar’. Şimdi Kürtlerin, bir topluluğu veya grubu asimile edecek bir mekanizması, yönetimi veya gücü var mı? Kurmanc, kendini koruyamıyor. Kurmancın kendisi asimile olmuş, nasıl Zazayı asimile edecek? Eğer Kurmancların, onları asimile ettiğini söylüyorsa, o zaman Kurmanci konuşması gerekiyor. Bu yalandır. Dil üzerindeki asimile çalışmaları işe yaramadı. Bu bir nevi propagandadır. Sana ‘Ne mutlu Türk’üm dedirten’ kimdir, dili yasaklayan kimdir, seni Türkçeye alıştıran kimdir?”

 

“Konuşmak için erken…”

Seid Veroj da Zaza Halk Partisi için konuşmanın erken olacağını ve parti programının beklenmesi gerektiğini söyledi. Veroj “Öncelikle programlarını ortaya koymaları gerekiyor. Kendilerini bir deşifre etsinler. Kemalistler mi, Türkçüler mi? Biz şu anda onların propagandasını yapıyoruz. Zamanı geldiğinde söyleyeceğimiz çok şey var. Tasvip etmediğimiz bir şeyin propaganda ve reklamını yapmayalım” dedi. 

 

“Zazalar, Türkiye’deki resmi ideolojinin mağduru olmuş bir halk”

Süleyman Çevik de “Türkiye’de farklı kimlikler üzerinde devletin genel bir siyaseti var. Devlet, Zazalarla ilgili de projeler geliştirdi. Özellikle 60’lardan sonra Türkiye’de, Zazalar ile ilgili çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaların en önemlisi Zazaların, Kürt olmadığını ve Kürtlerden ayrı bir halk olduğuna dair geliştirilen siyasettir” dedi. Devletin bu politikaları Zazaların bir kısmı tarafından kabul gördüğünü belirten Çevik, ancak çoğunluğun kendisini Kürt kabul ettiğini söyledi.

Çevik, “Türkiye, ‘Acaba nasıl zayıflatabilirim? Kürt meselesinin çözümünü nasıl daha geri plana atabilirim? Nasıl bunların arasında ikililik çıkarabilirim’ şeklinde politikalar yürütüyor. Bu nedenle Zazaların, Kürtlerden farklı olduğu siyaseti yürütülüyor” dedi. Süleyman Çevik, tarihsel olarak Kürt içindeki Zazaların oranına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Kürt hareketinde, Zazaların ağırlığına baktığımızda neredeyse Kurmanclar kadar Zazalar da hareketin içinde yer almıştır. Zazalar kendilerini, Kürtlerden ayrı bir halk olarak görmüyor. Bana göre, bu partinin söylemleri Zazalar arasında bir itibar bulamayacaktır. Çünkü onların tezleri Zazaların savunduğu tezler değil. Şeyh Sait ve Seyit Rıza, Zazalardan çıkan önemli iki semboldür. Bu parti bu iki sembole cephe almış bir harekettir. Zazalar, Türkiye’deki resmi ideolojinin mağduru olmuş bir halktır.”