CHP heyetinin Erbil ziyareti: Partinin Kürt politikası değişiyor mu?

CHP'den üst düzey bir heyetin Erbil’e ziyaretini değerlendiren uzmanlar, CHP’nin kendi Kürt politikasını değiştirmeye çalıştığını dile getirdi.

CHP heyetinin Erbil ziyareti: Partinin Kürt politikası değişiyor mu?

Parti Örgütü, Örgüt Yönetimleri ve Yurtdışı Örgütlenmelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığındaki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) heyeti başkent Erbil’de iki günlük ziyarette bulundu.

CHP heyeti, söz konusu ziyaret kapsamında Başkan Mesud Barzani, Başbakan Mesrur Barzani ve Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani ile bir araya geldi.

Yapılan görüşmelerde bölgedeki sorunların halklar arası diyalog ve anlayışla çözülebileceği konularına değinildi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını Başkan Barzani’ye ileten heyet, Türkiye tarihindeki değişimlere vurgu yaptı; demokrasinin, bölgenin gelişmesi için bir etken olacağını belirtti.

“Son ziyaretimiz olmayacak”

Öte yandan başkentteki temaslarıyla ilgili gazetecilerin sorularına yanıt veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Erbil’de çok sıcak karşılandıkları için büyük bir mutluluk duyduklarını ifade ederek, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu bizim ilk ziyaretimiz ama emin olun son ziyaretimiz olmayacak. Bizim arkadaşlık bağımız var, dostluk bağımız var, kardeşlik bağımız var, akrabalık bağımız var. Bu bağlarımızın aramızdaki ilişkiyi daha iyi bir noktaya götürmesi için bir aşama olmasını istiyoruz” dedi.

Ruhavioğlu: CHP dönüşüm yaşıyor

CHP heyetinin Kürdistan Bölgesi ziyaretini K24’e değerlendiren araştırmacı Reha Ruhavioğlu, şunları dile getirdi:

“CHP, Kürt meselesi bağlamında yaklaşık 2018’den bu yana dönüşüm yaşıyor. Muharrem İnce’nin aday olduktan sonra HDP seçmeni ve Selahattin Demirtaş’la olumlu bir dil kurmasıyla başlayan bir süreç var. Bu, 2019’da HDP’nin kurumsal olarak CHP’nin adaylarını desteklediği bir sürece dönüştü ve bu süreç bir yandan CHP’nin Kürt politikasını gözden geçirmesini, bir yandan Kürtlerle ilgili olumlu bir dil kullanmasını beraberinde getirdi. Hala CHP ile HDP arasında resmi bir ittifaktan bahsedemezsek bile aynı ittifak blokunda birçok meselede ortaklaştıklarını biliyoruz. Öbür taraftan CHP, -eğer Türkiye’de iktidar değişecekse-, bu değişimin omurgasını temsil eden ana muhalefet partisidir.”

CHP’nin Türkiye’nin büyük sorunlarıyla ilgili ne yapacağına dair sorular sormaya başladığını kaydeden Ruhavioğlu, “Bunun bir tanesi Kürt meselesidir. CHP aktörleri gerek bölgeye geldiklerinde gerek bölgeden aktörleri davet ettiklerinde genel olarak Kürdistan Bölgesi Yönetimi’yle ilişki kurmadıkları yönünde hem eleştiriler hem de bu ilişkilerin kurulması gerektiği konusunda tavsiyeler alıyordu” diye konuştu.

“CHP kendi bölgesel politikasını hayata geçiriyor”

“Görünen o ki CHP, Kürt meselesini Türkiye’nin kendi sınırlarını aşan, daha bölgesel bir mesele olduğunu kabul etmiş ve bununla ilgili kendi politikasını hayata geçirmeye başlıyor görünüyor” ifadelerini kullanan Ruhavioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu aynı zamanda bölgesel dış politikayı çalıştıkları anlamına da geliyor. CHP iki şey söylüyor: İlkinde ‘AK Parti sonrası politikayı şekillendiriyorum’, ikincisinde de ‘Kürt meselesinde konuyu şekillendirecek, çözecek aktörlerden biri olmaya çalışıyorum’ diyor. Bu, CHP açısından son derece önemlidir. Hatırlayın daha önceki CHP, ‘Siz Barzani’den medet umuyorsunuz’ diyerek AK Parti’yi eleştiren bir partiydi. Şu an bu değişimi yaşaması olumludur.”

“Kürdistan Bölgesi için de sembolik değeri yüksek bir ziyaret”

Ziyaretin Kürdistan Bölgesi açısından öneminden de söz eden araştırmacı Reha Ruhavioğlu, şunları kaydetti:

“Bu ziyaretin Kürdistan Bölgesi Yönetimi açısından da sembolik değeri çok yüksek. Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin ilişkileri bugüne kadar AK Parti ve Erdoğan’ın tekelinde yürüyordu. Başka aktörlerle temas kurmaları çok da istenmiyordu. Burada Kürdistan Bölgesi Yönetimi de yeni bir açılım yapmış görünüyor. Ya Erdoğan sonrası bir iktidar değişimi olacağını düşündükleri için yeni iktidarın aktörleriyle bugünden ilişkiler kurmak ya da iktidar değişmeyecekse bile ilişkileri iktidar tekelinden çıkararak Türkiye’nin geneline yaymak ve Türkiye’yle yeniden ilişkiler kurmak şeklinde bir açılım yapmış görünüyorlar. Bu açılımın Türkiye hükümetini, AK Parti’yi ve Erdoğan’ı çok memnun edeceğini düşünmüyorum ancak yüksek bir tepki göreceklerini de zannetmiyorum. Ana muhalefet gibi büyük bir partinin, Kürdistan Bölgesi Yönetimi’yle ilişkisi, Kürt meselesinin daha geniş bir kesim tarafından konuşulmasını sağlıyor. Bunların tamamı önemli gelişmelerdir. Bir ziyaretle bütün dertlerimiz çözülecektir gibi beklentilere girmek yanlış, ancak stratejik bir okuma yapacak olursak bu ziyaret, CHP’nin Kürtlere verdiği mesaj açısından olumludur. CHP’nin hanesine artı yazacaktır.”

Prof. Dr. Özer: CHP altyapı oluşturmaya çalışıyor

K24’e konuşan Türkiye Irak Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TISİAD) Bilim Kurulu Başkanı ve Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer de CHP’nin iktidar hazırlığında olduğunu kaydederek, kendi Ortadoğu projesini yeniden gözden geçirdiğini söyledi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorununu ben çözerim” sözlerini anımsatan Prof. Dr. Ahmet Özer, Kürt meselesinin Kürdistan Bölgesi ve Rojava’dan ayrı tutulamayacağını, bu yüzden de görüşmenin önemli olduğuna dikkat çekti.

Ahmet Özer, “CHP iktidara geldiğinde Irak’la, Güney Kürdistan’la hem ticari hem siyasi hem de tarihi-kültürel bağlar açısından nasıl bir politika izleyeceğiyle ilgili bir altyapı oluşturmaya çalışıyor. Böyle bir ziyaretin gerçekleştirilmesi, verdiği mesaj açısından son derece önemli ve sevindiricidir. AK Parti 20 yıldır bu sorunu çözüyormuş gibi yaptı, ama çözemedi. Dilerim ve umarım CHP iktidarında bu sorun çözülür ve bölge istikrara kavuşur.”

Ortadoğu için ekonomik ve siyasi istikrarın olması gerektiğini vurgulayan Özer, geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Kürdistan Bölgesi ve Irak’a yaptığı ziyareti hatırlatarak, “Bu temasların ardından CHP heyetinin ziyareti, bölgeye verilen önemi göstermektedir. Bundan sonra ilişkilerin daha sıcak olması, istikrarın tesisi için önemlidir. Bu da iktidara gelecek partinin bu meseleye gösterdikleri ehemmiyetle ilgilidir” dedi.

Görüşme talebinin CHP’den geldiğini ve Kürdistan Bölgesi yetkililerinin de talebe olumlu cevap verdiklerini söyleyen Özer, “Dış politika kimsenin tekelinde değildir. Bugün AK Parti iktidardadır yarın CHP. Bugüne kadar AK Parti’yle ilişkiler yürütüldü ama yarın CHP ya da bir koalisyon olursa onlarla ilişki yürütmek durumundadırlar” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Erdem: CHP iç siyasete dair mesaj vermek istedi

Konuyla ilgili K24’ün sorularını yanıtlayan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Erdem ise, şu değerlendirmede bulundu:

Cumhuriyet Halk Partisi, uzun zamandır Türkiye’deki Kürt meselesi konusunda 90’lardan farklı olarak ya da 90’larda izlediği politikanın bir benzerini nasıl yaşayacağı konusunda tereddüt yaşadı. Çünkü CHP içerisindeki ‘ulusalcı’ olarak tanımladığımız kanat, CHP’nin bu konuda net bir politika izlemesini engelledi. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu, son yıllarda sadece Kürt meselesinde değil, başörtüsü ve laiklik meselelerinde izlediği politikayla hakikaten bizleri şaşırtıyor.”

Kürdistan Bölgesi’ne yapılan ziyaretin “şaşırtıcı” olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tevfik Erdem, “CHP kendisinden beklenmeyen bir girişim yaptı. CHP hem yerel seçimlerde hem de genel seçimlerde aslında HDP ile yaptığı ittifakı devam ettirme yolunda bir sinyal vermiş oldu. Bu ziyaret komşuluk ilişkileri açısından çok anlamlı, ancak CHP’nin bu ziyareti doğrudan doğruya komşuluk ilişkilerini geliştirmekle ilgili değil” dedi.

“HDP seçmenine mesaj vermeye çalıştı”

Erdem, şunları söyledi:

“CHP’nin bu ziyaretini Başkan Mesud Barzani’yle veya Başbakan Mesrur Barzani’yle olan ilişkilerini geliştirmekten çok daha fazla; iç siyasete yansımaları olabilecek, iç siyasette oya tekabül edebilecek bir girişim olarak görüyorum. İç politika için bu ziyaretin CHP için çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. HDP ile hiçbir şekilde görüntü vermeyen CHP, görüyoruz ki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni ziyaret ederek bir mesaj vermeye çalıştı. Bence muhafazakâr Kürt seçmeninden çok, HDP seçmenine bir mesaj vermeye çalıştı ve Kürt meselesinde kendilerinin de daha çok ön plana çıkabileceklerine dair bir sinyal vermeye başladı.”

“CHP cesur bir adım attı”

Başkan Mesud Barzani’nin Kürtler için etkili bir figür olduğunu kaydeden Tevfik Erdem, “CHP, geçmişte Kürt seçmenin kendisinden uzaklaşmasına sebep olacak açıklamalarda bulundu. Tabii geçmiş silinir mi? Bence silinir. Siyaset, siyasetçilerin yapacağı manevralarla yeniden şekillenir. Ancak bundan sonra Muharrem İnce’nin Kürt diliyle ilgili yaptığı açıklamalar gibi, CHP içinden de böyle bir açıklama gelirse Erbil’deki sıcak karşılamanın ve tatlı manzaranın CHP için hiçbir anlamı olmaz. Dolayısıyla CHP içerisinde açıklama yapacak kişilerin çok daha dikkatli olması ve süzgeçten geçen kelimeleri kullanmaları gerektiğini düşünüyorum.”

Erdem, “CHP içerisinde bir değişim var ve gerçek şu ki şu anda HDP’nin oyuna muhtaçlar. Dolayısıyla Kürtlere yönelik sıcak mesaj vermek zorundalar. CHP, Erbil ziyaretiyle cesur bir adım atmış oldu” dedi.

(K24)