CHP’den Kürt Sorunu ve İstanbul Sözleşmesi Mesajı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, iktidara geldiklerinde İstanbul Sözleşmesini yeniden yürürlüğe koyacaklarını söyledi. Karaca, ayrıca, “Diyarbakırlı gençlerimiz işsizliğin pençesinde mücadele verirken, sarayın bürokratları, başdanışmanları bakan yardımcıları, 3-5 maaş ile keyif sürüyor” dedi.

CHP’den Kürt Sorunu ve İstanbul Sözleşmesi Mesajı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK) alınan karar doğrultusunda partinin  CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca başkanlığındaki 18 kişilik heyet, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Diyarbakır’a geldi.

 CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Bursa Milletvekili Nurhayat Alcata Kayışoğlu, Adıyaman Abdurrahman Tutdere, Mersin Milletvekili Alpay Antmen ve İstanbul milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Haydar Hakverdi'nin bulunduğu 18 kişilik heyet, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası kadın meclisinin yanı sıra değişik meslek gruplarından kadınlarla ve kadın derneklerini ziyaret edecek.

Heyet, ziyaretler öncesinde Yenişehir’deki Plaza Hotel’de basın açıklaması yaptı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevlendirmesi üzerine Diyarbakır’da bulunduklarını hatırlatarak, sözlerine şöyle başladı:

“Bugün medeniyetler şehri, barışın, özgürlüğün, kültürlerin, bir arada yaşamanın başkenti diyebileceğimiz kadim şehir Diyarbakır’da olmanın heyecanı ve gururu içerisindeyiz. Bugün ile Parti Meclisi Üyelerimiz, milletvekillerimiz, Genel Başkan Danışmanımız ve önceki dönem Belediye Başkanımızdan oluşan 18 arkadaşımızle birlikte 2 gün boyunca Diyarbakır’da birlikte çalışacağız. Diyarbakır’da yaşayan yurttaşlarımızın sorunlarını dinleyeceğiz. Ve CHP olarak 37’inci Olağan Kurultayımızda oy birliği ile kabul ettiğimiz, İkinci Yüzyıla Çağrı beyannamemizin  ikinci başlığı olan toplumsal barışı, Kürt sorunu başta olmak üzere tüm sorunları çözerek nasıl hayata geçireceğimizi Diyarbakırlı dostlarımızla, yurttaşlarımızla paylaşacağız.”

“İstanbul Sözleşmesi maalesef resmen yürürlükten kaldırıldı”

Karaca, "Bugün, kadın mücadelesinin uzun yıllardır verdiği, bedel ödediği ve en büyük kazanım olan İstanbul Sözleşmesi maalesef resmen yürürlükten kaldırıldı. Bizler bugün Türkiye'nin dört bir yanından 'İstanbul Sözleşmesi yaşatır', 'İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmeyeceğiz' diyen tüm yurttaşlarımıza, sizlerle birlikte güçlü bir ses vereceğiz. Danıştay'a ülkemizin dört bir yanından olduğu gibi CHP olarak, kadın kollarımızla, milletvekillerimizle dava açtık. Danıştay, yürütmenin durdurulmasına ilişkin talebin reddine karar verdi. Peki, bu karar hukuki midir? Elbette ki değildir" dedi.

 “Mücadeleden, özgürlüklerden, eşitlikten hak ve adaletten korkan bir iktidar, neden bu sözleşmeyi hedef aldı? Neden 42 milyon kadının haykırışı, itirazları yok sayıldı?” diyen Karaca, şöyle devam etti:

“Çünkü İstanbul Sözleşmesi; kadına yönelik şiddeti önle diyor, engelle diyor, önleme ve engellemeyi sağlayamamış isen şiddetin failini cezalandır diyor. Bunun için resmi nikah şartı arama, imam nikahı da olsa, hiç nikah olmasa da ev içinde kimden gelirse gelsin şiddet uygulayanı cezalandır diyor. 18 yaşından küçük çocukları evlendirmezsin diyor. Şiddete uğrayan kadın şikayetinden vazgeçse de devlet olarak savcıların soruşturmayı sürdürmesini ve şiddet uygulayanı cezalandırılmasını sağlayacaksın diyor. Çünkü kadınlar eşit haklara sahip bireylerdir diyor. Ancak bazıları kadınlara tanınan bu haklardan rahatsız, istiyorlar ki çocuklar erken yaşta zorla evlendirilsin, suç olmasın, kadına her türlü şiddeti uygulayansın ama cezalandırılmasın, kadın şiddet gördüğünü söylediğinde ispat et, yoksa suç olmaz, senin hakkında da koruma kararı verilmesin istiyor. Bu zihniyet diyor ki ya İstanbul Sözleşmesini Kaldırırsın ya da sana oy oy yok diyor. Saraydaki tek adam bu talimatı emir kabul edip bir avuç oy içini 42 milyon kadının güvencesini bir imza ile yok sayabiliyor. Çünkü korku dağları sarmış, koltuk gitti gidiyor.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, “Henüz hiçbir şey bitmemiştir. Karar kesin değildir. Karara karşı yedi gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz hakkı vardır. Kaldı ki, Danıştay’da açılan 200’ün üzerindeki diğer davalarda henüz bir karar verilmemiştir. Heyetler değişebildiği için, diğer davaların herhangi birinde de yürütmeyi durdurma kararı verilmesi hukuken mümkündür. 42 milyon kadın tek yürek Danıştaydan adalet beklemektedir” ifadelerini kullandı.

“Sarayın içinde zam yok, her şey bedava”

Elektrik zammını eleştiren Karaca, “Bugün yoksulluğa çare için umutla bekleyen başta Diyarbakırlı yurttaşlarımız olmak üzere tüm Türkiye maalesef elektrik, akaryakıt, doğalgaz gibi ürünlere yüksek zam haberi ile sarsıldı. Sarayın, saray beslemelerinin umurunda değil. çünkü onların bir eli yağda bir eli balda. Sarayın içinde zam yok, her şey bedava…” şeklinde konuştu.

Karaca, şu ifadeleri kullandı:

“Diyarbakırlı gençlerimiz işsizliğin pençesinde mücadele verirken, sarayın bürokratları, başdanışmanları bakan yardımcıları, 3-5 maaş ile keyif sürüyor. Örneğin TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, TRT’den 15 bin, TÜRKSAT Yönetim Kurulu Üyeliğinden 14 bin 500 lira maaş almakta… Bir başka ballı kaymaklı maaşa konan isim; Varlık Fonu Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Salim Arda Ermut’un aynı zamanda TÜPRAŞ Yönetim Kurulu Üyeliğinden toplamda 66 bin 917 lira maaş aldığını ortaya çıkardık. Peki asgari ücret ne kadar? 2.825 Lira 90 Kuruş… 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı ne kadar? 2.864,82. 10 milyon civarında asgari ücretliyi açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etmişken devletin kurumlarında üç-beş maaşla keyif sürenler gün gelecek bunların hesabını verecek. Bir yandaş 3-5 maaş alıyorken; işsizlikten dolayı, yaşamdan umudunu kesen binler; iş ve aştan umudunu kesen milyonlar bulun hesabını sandıkta soracak.

Üçer beşer maaş alanların çocukları, Ankara’daki beylerin yakınları kendilerine ballı maaşlı koltuklar seçerken; Diyarbakırlı gençler umutsuzluktan, çaresizlikten, kendilerine reva görülen bu hayattan vazgeçiyor. 19 yılda perişan ettikleri ülkemizde tüm değerleri yok ettikleri gibi, çürümüşlük, koku burun direklerimizi kırmaya başladı.”

CHP Heyeti olarak 2 gün boyunca Diyarbakır’da saha ziyaretlerinin yanı sıra, toplumun farklı kesimleriyle toplantılar yapacaklarını belriten Karaca, “İşsiz Diyarbakırlı gençlere iş olanağı sağlayacak yatırımlara harcamak yerine; 4,5 milyar TL’yi, eski parayla 4,5 trilyon lirayı 3-5 ucube heykele yatıran sonra da pardon diyerek heykelleri kaldıran kayyuma sesleniyorum: Diyarbakırlı gençlerin, kadınların, çocukların, yurttaşlarımızın üzerinden elinizi çekin! Biliniz ki rant düzeninizin sonu geldi, Diyarbakırlı yurttaşlarımızın önlerine en yakın zamanda sandık gelecek; çürümüş, kokuşmuş iktidarınız tarih sahnesinden silinecek! Diyarbakırlı yurttaşlarımızın rantçılara peşkeş çektiğiniz haklarını ‘söke söke’ sizden geri alacak!” dedi.

Karaca, 2 gün boyunca; Diyarbakırlı kadınları, gençleri, esnafları, işsizleri, emekçileri dinleyeceklerini ifade ederek, “Birlikte çözümler üretecek, hesap veren, şeffaf bir iktidarı birlikte kurmanın, toplumsal barışın nasıl mümkün olduğunu anlatacağız. Vatandaş evine kuru ekmek götüremezken, her gün sokakta iş ararken, alın teri ile aşını kazanmak için mücadele verirken, 4-5 maaş ile sefa sürenlerden, bir avuç tefeciye milletin alın terini peşkeş çekenlerden, çiftçiye aslan, 750 milyon dolarlık krediyi ödemeyen yandaşa kedi olanlardan, vatandaşın 128 Milyar Dolarını uçuranlardan, 42 milyon kadının güvencesi İstanbul Sözleşmesini bir avuç oy için yok sayanlardan kurtulacağımız günler inanın çok yakın” şeklinde konuştu.