Efrin'i ne kadar tanıyoruz?

Efrin'i ne kadar tanıyoruz?

Efrin, Rojava (Suriye Kürdistanı) ve Suriye’nin en zengin ve en verimli bölgelerinden biridir. Bereketli topraklarında her türlü meyve, sebze ve tahıl yetişiyor ancak en fazla zeytini ile tanınıyor. Bölgedeki en kaliteli zeytin ve zeytin yağı Efrin’de üretiliyor.

Efrin’de 800 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Sığınmacılar ile birlikte nüfusun bir milyonu aştığı belirtiliyor. Bölgenin ağırlıklı nüfusu Kürtlerden oluşuyor.

Efrin’de yazları serin, kışları ise soğuk ve yağışlı bir iklim hakim. Nadiren kar yağışının da olduğu bölgede, yaklaşık 18 milyon ağaç bulunuyor.

Her yıl 270 ton zeytin hasadı yapılıyor. Ancak son dönemlerde bu oran 75 bin tona düşmüş durumda. Efrin’de her yıl 10 bin hektar ekiliyor.

Efrin’in denizden yüksekliği 700-1269 metre arasında değişiyor. Halep’e 63 km mesafede yer alıyor.

Efrin’in 7 bölgesi bulunuyor: Efrin merkez, Bılbıle, Cındırese, Raco, Şera, Şıye (Şeyh Hedid), Mabeta (Maabetli)

2012 yılından bu yana abluka altında

Afrin Kürtlerin Suriye’nin kuzeyinde Rojava adını verdikleri bölgede ilan ettiği üç kantondan biri. Afrin, Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) özerklik inşa etmeye başladığı 2012’den beri Türkiye’nin ablukası altında. 2011 sonrası kevgire çevrilen Türkiye-Suriye sınırları Afrin tarafında PYD’yi baskılama siyasetinin bir parçası olarak geçirgenliğini yitirdi.

Her şey çok pahalı

Ablukanın günlük yaşam üzerindeki baskısı da hayli fazla. Kuşatma yüzünden tüccarların soktuğu malzeme ve erzak çok pahalıya mal oluyor. Özellikle gıda ve benzin fiyatları inanılmaz boyutlara ulaştı. Muhalif gruplar, Tişrin Barajı’ndan gelen enerji hatlarını kestikleri için elektrik ancak jeneratörlerle sağlanıyor. Yani birçok alanda ekonomik aktivite ve üretim mazota bağımlı hale geldi.

Arap tüccarlar Afrin’e ulaşıncaya kadar her bir silahlı gruba ödeme yapıyor. Bu da fiyatları artırıyor. 200 litrelik varillerle dağıtılan mazotun fiyatı 2000 Suriye lirasından 50 bin Suriye lirasına, benzinin fiyatı ise 2500 Suriye lirasından 100 bin Suriye lirasına ulaştı. Un ve şeker gibi temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları da uçtu. Afrin’in ekonomisi zeytin, zeytinyağı ve meyve üretimine dayalı. Elde ettiği tahıl tüketime yetmiyor. O yüzden dışarıdan buğday ya da un alınıyor. Bu krizde 50 kiloluk buğday çuvalının fiyatı 200-250 liradan 7 bine çıktı. 

Efrin zeytini Arap zeytini oluyor!

Abluka yüzünden zeytin ve zeytinyağından elde edilen gelir de düştü. Ürünler, Arap tüccarlar tarafından yok fiyatına alınıp Azez üzerinden yani Bab El Selame Kapısı’ndan Türkiye’ye sokuluyor. Tabi Kürt değil Arap zeytini olarak. Afrin zeytininin ulaştığı bir diğer yer de Irak pazarı.

Su ihtiyacını Meydanki Barajı’ndan (17 Nisan Barajı) temin eden Afrinliler sığınmacı sayısının artmasıyla belli köylerde su sorunu da yaşıyor. Bunun nedeni su kaynaklarından ziyade alt yapı ve şebekenin yetersizliği.

Sığınmacılarla birlikte talep patlamasına bağlı olarak ev kiraları da fırladı. 5-10 bin arasında olan kiralar şimdi 15-50 bin arasında değişiyor. Sadece sığınmacılar değil Halep’teki varlıklı aileler de güvenli bölge diye Afrin’de lüks konutlara yerleşerek emlak değerlerini artırdı.

Afrin’de ilaç sıkıntısı yaşansa da deneyimli doktorlara sahip olan sağlık kurumları durumla baş edebiliyor. Hatta üç yıl önce yapılan donanımlı bir hastane İdlib gibi civar yerlerden hasta çekiyor.



Read more: http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2016/06/turkey-syria-afrin-under-refugee-siege.html#ixzz4lkEXakgv