Elçi: Kürtler Kılıçdaroğlu'nun gücüne, fikirlerine ve şahsına inanıyor

Cumhuriyet Halk Partisi Genel (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Avukat Nuşirevan Elçi, Kürt sorununu çözme arzusu gösterdiği için bu partiye katıldığını söyledi.

Elçi: Kürtler Kılıçdaroğlu'nun gücüne, fikirlerine ve şahsına inanıyor

CHP’nin 20 yıl önceki CHP olmadığını vurgulayan Elçi, bugün parti yönetiminin de farklı bir zihniyete sahip olduklarını belirtti.

Bugün Kürt sorunun çözümünün daha kolay olduğunu belirten Elçi, “Türkiye’deki Kürtler arasında bağımsızlık isteyenlerin sayısı çok az. Bağımsızlık, ayrılık  olmadığı sürece sistem içerisinde Kürtlerin haklarını elde etmesi de gayet kolaydır” dedi.

Nuşirevan Elçi, muhalefetin cumhurbaşkanlığı adayı için en uygun ismin Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu ifade ederek, “Kürtler de onun gücüne, fikirlerine, şahsına, demokratlığına inanıyor, muhafazakarlar da, ülkücüler de inanıyor” ifadelerini kullandı.

Eski Şırnak Baro Başkanı Elçi önümüzdeki seçimlerde CHP’nin bölgede oylarını arttıracağını da vurguladı.

Nuşirevan Elçi, Rûdaw'ın sorularını yanıtladı.

İlk olarak şunu sormak istiyorum, CHP’ye katılmanız belki de bir çok kişi için sürpriz oldu. Neden CHP’ye katıldınız? HDP ve diğer Kürdistani partilerle de ilişkileriniz iyiydi fakat CHP'den yana tercihinizi kullandınız. Bunun nedeni nedir?

Bütün Kürt partileri ile ilişkilerimiz vardı. Diyaloğumuz iyi. CHP'ye yakın olmamın sebebi Kürt sorunun çözülmesi arzusudur. CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu da onun yol arkadaşları da iktidara geldiklerinde bu sorunun çözüleceğine dair umut vaat ediyor. Türkiye'nin büyük sorunlarını da çözecekleri umudunu veriyorlar. İkinci sebep ise hizmet odaklı, insan odaklı politikaya geri getirmek istiyoruz. Türkiye'nin siyaset kültürü bugün yerlerde sürünüyor adeta. Çünkü siyaset rant ve menfaatlerin yeri değil. Maalesef bugün Türkiye’de siyaset bu noktaya gelmiş durumda.

Ancak Kürtlerin hafızasında CHP'nin imajı pek iyi değil. Birçok Kürdün hafızasında özellikle cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında, örneğin Dersim’de, Zilan Deresi’nde Kürtlerin yaşadığı felaketlerde CHP’nin rolü olmuş, ismi katliamlarla anılıyor. Bununla ilgili ne diyeceksiniz?

CHP Türkiye’nin ilk partisi. Diğer partiler kurulmadan evvel hepsi CHP’liydi. O bahsettiğiniz Dersim’de, Zilan'da yaşanan katliamlar sırasında maalesef CHP iktidardaydı fakat böyle bir şey de var: Çok partili sisteme geçildiğinde o demokrat partililer de muhafazakar partililer de CHP'den ayrılanlardı, ondan çıkanlardı; yani hepsi bu günaha ortaktı. CHP de o zamanın CHP’si olsaydı bugün ben de katılmazdım.

Siz bugünkü CHP ile 1920'lerdeki CHP arasında özellikle de Kürtlere yaklaşım ve zihniyet bakımından büyük bir fark görüyor musunuz?

Evet epeyce fark görüyorum. Kendi adıma şunu söyleyebilirim; Bundan 20 yıl önceki CHP olsa katılmazdım. Ancak şimdi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının zihniyetleri farklı. Bir yıldan fazla bri süredir özeleştiri de yapıyorlar. Toplumla helalleşmeden, öncelikle de Kürtlerden Türkiye’de ne CHP iktidara gelebilir, ne de Türkiye’nin önü açılır diyorlar. Çünkü bugün aklı başında olanlar bunu anlamıştır. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’nin önünün açılmayacağını, demokrasinin de gelmeyeceğini görüyorlar. Türkiye’de demokrasi geriye gittiğinde biz Kürtleri gerekçe yapıyorlar. Bunlar Türkiye'yi bölecek, parçalayacak fobisini insanların kafasına yerleştiriyorlar ve demokrasi de böylece gelişmiyor. Fakat biz inanıyoruz ki Kürt sorunu çözüldüğünde Türkiye rahat bir ortamda nefes alacak, demokrasi de ilerleyecek. Kürt sorumu çözülmeyinceye kadar Türkiye demokrasisi ilerlemeyecek.

CHP'nin şu an Kürt hakları konusundan ne tür bir projesi bulunuyor? Yani programında Kürtlerin haklarının verilmesi konusunda nasıl bir programı var CHP'nin?

Zaten CHP iktidar olmadığı sürece bu sorunu çözemez. Projeleri tabii ki var. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi diyoruz artık adı özerklik veya başka türlü de konulabilir. Bunun değiştirilmesi gerekiyor zaten. Tüm yetki ve imkanların tek bir yerde toplanması zaten başından beri yanlıştı. Hem Kürtler için hem de diğer halklar için yetkilerin dağıtılması zaten gerekli. Bunun yanı sıra Kürtçe anadilde eğitim  konusunda adımların atılması gerekir. Türkiye zaten bugün bunları gerçekleştirebilecek durumda. Belki eskiden kadroları yoktu, imkanları yok, ekonomik gerekçeler vesaire ileri sürebilirler ancak Türkiye bugün bu imkanlara sahip. Bugün Kürt sorunun çözümü de çok kolay, neden? Bugün Türkiye’deki Kürtler arasında bağımsızlık isteyenlerin sayısı çok az. Bağımsızlık, ayrılık  olmadığı sürece sistem içerisinde Kürtlerin haklarını elde etmesi de gayet kolaydır. Velev ki bugün Türkiye Ortadoğu’da böyle kalmış. Bugün Edirne’den öteye gittiğimizde bu tür konuları konuşursak bize gülerler. Anadilde eğitim hakkı zaten üzerinde konuşulması bile gerekmeyen bir mesele gibi. Akrabalarımız, yakınlarımız Avrupa'ya gidiyor, İsveç’e gidiyorlar, oranın vatandaşı da değiller. Tek bir çocukları bile ana dili farklı olursa, o şehirde ona ders verecek öğretmen olmayınca gidip başka şehirden getirip ona ayrı bir eğitim verilebiliyor. Bugün dünya artık bunu aşmış durumda. Dediğim gibi bugün Edirne'den bu tarafa konuşuluyor. Ama Edirne'yi geçtiğimizde buna tartışmak da abes kaçıyor.

Özerklik dediniz. Irak'ta, Kürdistan Bölgesi’nde bir model var. Kürdistan Bölgesi’nin varlığı Irak Anayasasında kabul ediliyor. Irak'ta ne Kürdistan ne de Kürt kelimesi yasak değil. Acaba CHP böyle bir modelin Türkiye'de daha hayata geçirilmesi için öncülük edebilir mi? Mesela ileride Kürdistan'dan bahsedersek CHP karşı mı çıkacak yoksa destekleyecek mi?

Kürdistan Bölgesi diye bir statü gerçekleşmiş durumda ve tüm Kürtler de bundan memnun. Türkiye'de herkesin her şeyi rahatça konuşabildiği bir ortamın geliştirilmesi gerekiyor. Bazılarının konuşabildiği bazılarını ise konuşamadığı bir ortamda bir sorun çözülemez. Her şeyden önce bu siyaset ikliminin değişmesi gerekiyor. Tek bir tarafın değil bütün tarafların, Kürtlerin de Türkiye’de yaşayan diğer halkların da talepleri nelerdir, partilerin talepleri nelerdir, bunları dile getirebilmeleri gerekiyor. Böyle bir ortamın sağlanması lazım. Zaten böyle bir ortamda, birilerinin konuşabildiği, diğerlerinin konuşamadığı bir ortamda büyük sorunların çözülmesi mümkün değil. CHP iktidara geldikten sonra, bu ortam oluşturulduktan sonra, Kürtler de kendi iradeleri ile taleplerini dile getirebilecek, diğerleri de ifade edebilecek. Bunlar üzerine tartışıldığında tez, anti tez ve sentez oluşturulduğunda hangi modelin uygulanabileceği, hangisinin uygulanamayacağı konusunda o zaman projeler oluşturulabilir. Fakat bunlar tartışılmadan, bir taraf konuşabilir, diğer konuşamaz ise, böyle bir ortamda bu sorunlar ne çözülebilir, ne de sağlıklı bir çözümü olur.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kürdistan lafından çok rahatsız oluyorum” demişti. Bu şekilde bir tavır ile sizin bahsettiğiniz projeleri yerine getirileceğine inanıyor musunuz?

Bu sözleri duyduktan sonra, ben de kendisine sordurdum ve “ben böyle bir şey demedim” dedi. Bunu ben de google de diğer yerlerde baktım araştırdım. Böyle bir şey dememiş. Böyle bir şey söylediğini belirten kimse iftira atmıştır.

Kürtçe eğitim ile Kürtçe şehir ve köy isimlerinin iade edilmesi meselesine geri dönersek... Kürtçe eğitim anlamında CHP ne yapabilir, bir projesi var mıdır? İktidar olması durumunda şehir ve köy isimlerini iade etmeye hazır mıdır?

Kürt sorunun çözülürse eğer bunların tamamı yerine getirilir. Kürtçe anadilde eğitim, değiştirilen isimlerin iadesi de. Şimdi her ne kadar değiştirildiyse de biz hala orijinal isimlerini söylüyoruz. kalıyor? Bu hatanın düzeltilmesi ve yasalara yerleştirilmesi. Zaten bu belirttiğiniz iki şey çözülmez ise Kürt sorunu da çözülmez. Bunlar basit şeyler ve yapılması da gerekiyor.

Kürtçe eğitim konusunda CHP’nin projesi nedir? CHP Kürtleri tatmin edebilecek bir proje ortaya koyabilir mi?

Bir proje ortaya koyabileceğime inanıyoruz. Buna inanıyorum. Ama bu ne kadar karşılanır şimdiden söyleyemem.

CHP, 2022 yılında iki önemli belge hazırladı. Biri Anayasa taslağı, 6 parti birlikte paylaştı. Diğeri de Yeni Yüzyıl Vizyonu. Bunlarda “Kürtlere yönelik somut önerilere yer verilmedi” şeklinde eleştiriler var. Bu eleştirilerle ilgili olarak siz ne düşünüyorsunuz?

Bu eleştirilerin haklı yönleri var. Bugün siyaseten Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun da durumu zor. Bir tarafta ülkücüler, bir tarafta muhafazakarlar, merkez-sağcılar var, biz Kürtler varız. Böyle bir durum söz konusu. Ama dediğim gibi Kürtlerle ilgili olarak partinin çalışmaları var fakat henüz somutlaşmadı.

CHP’nin de içinde olduğu Altılı Masa, HDP ve Kürtlerin de oy verebileceği bir aday çıkarabilir mi?

Şimdi önemli olan şu. Öyle bir aday olmalı ki Türkiye’de herkes kendini onda görebilmeli, ona inanmalı. Çünkü her zaman şunu söylüyorum; tüzük ve program o kadar da önemli değil. İki akademisyen getirip dünyanın en demokratik tüzük ve programını yazdırabilirsiniz. Ama önemli olan onun uygulanmasıdır. Bugün ismi geçen adaylar arasında en iyisinin Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu düşünüyorum. Kürtler de onun gücüne, fikirlerine, şahsına, demokratlığına inanıyor, muhafazakarlar da, ülkücüler de inanıyor. Bugün muhalefet içerisinde Türkiye’deki bu düzensizliği ortadan kaldıracak ve yaraşır bir sistem getirebilecek her kesim Kemal Bey aday olduğunda ona oy verecek.

CHP, her ne kadar başka bir ittifak içinde olsa da seçiler için HDP’den de kendi adayına destek vermesini isteyebilir mi?

Hangi seçim için?

Cumhurbaşkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu aday olursa, doğrudan HDP ile destek için görüşür mü?

Mesele cumhurbaşkanlığı seçimi olursa herkesle görüşme olmalıdır. Burada HDP ile de diğer partilerle de, hepsi ile de görüşme olmalı. Tüm Türkiye’nin adayıyım, herkesin, her etnik köken, her inanç bana oy versin diyorsa herkesle iletişim kurulmalı. Bugün Kürtler Türkiye’nin üçte biri. Hiçbir siyasi anlayış Kürtleri dışarıda tutamaz. Kürtler içinde olmalıdır. Bu anlamda Sayın Kılıçdaroğlu da uygun bir aday olacaktır diye düşünüyorum.

Altı parti içinde bazı konularda çelişkiler olduğu dile getiriliyor. Meral Akşener’in seçimlerden önce iktidara destek vereceği yönünde de iddialar bulunuyor. Altılı Masanın dağılacağına inanıyor musunuz? Siz ne düşünüyorsunuz?

Dağılmamalı diye düşünüyoruz ama işte burası Ortadoğu. Siyasette hiçbir şeyin bir garantisi yoktur zaten. Ama net olarak görünen şu ki Altılı Masa dağılmayacak. Masayı bir arada tutan çimento da, demir de gördüğümüz kadarıyla Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bilgisi ve inancıdır.

Milletvekilliği için aday olacak mısınız?

Nuşirevan Elçi: Şimdi partiye katıldım. Kısmet olursa aday olacağım. Ama aday olmak için CHP’ye katılmadım. Olsam olmasam da CHP’ye katılacaktım. Bazıları söz falan almış diyorlar ama öyle bir şey yok. Aday olup olmamam fark etmiyor. Halkımıza hizmet etmek için aday olabilirim, dönemin şartlarına bakacağız. ‘İlle de aday olacağım’ noktasında değilim.

Son sorum şu; bölgede çok sayıda tanınmış şahsiyet CHP’ye katıldı. Siz de onlardan birisiniz. İskender Ertuş, Rüstem Zeydan hatırladıklarım... Bu husus, seçimde CHP oylarına nasıl bir etki yapacak? Çünkü yıllarca CHP bölgede bir tabela partisi olarak kaldı. Bölgede hedefiniz nedir?

Amacımız CHP’nin bölgedeki oylarının artması. Eskiden AK Parti’ye oy verenlerin bu sefer CHP’ye oy vereceği inancındayız. Ayrıca seçimlerde aday olacak isimler de önemlidir. Daha önceki seçimlerde bölgede aday olabilecek isim bulunamıyordu. Parti de bugünkü pozisyonunda değildi; eksiklerini görme, helalleşme ve demokratikleşme konusunda atılan adımlardan önce. O noktada da değildi. Bugün geldiği noktada halkın da CHP’yi tercih edeceği inancındayız. Daha önce AK Parti’ye ve diğer yerlere giden çok sayıda oyun da bize geleceğini düşünüyoruz. Zira bugün iktidardan memnun olan kalmamış durumda.

Nuşirevan Elçi kimdir?

1968 yılında Cizre'de dünyaya gelmiştir. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Nuşirevan Elçi, Hür Kürtler platformunda görev almıştır.

Demokratik Kitle Partisi'nde de yer almıştır. 1999 yılında ise avukatlık mesleğini yapmıştır. Ayrıca Şırnak Barosu Başkanlığı yapmıştır.

Nuşirevan evlidir ve 4 çocuğu vardır.

Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) katılan ve rozeti CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından takılan Nuşirevan Elçi, başdanışman olarak atandı.