'Kürtçe konuşmak devleti bölmez’

İnsanların kültürlerini kendi dillerinde öğrenme hakkına sahip olduğunu dile getiren Gündüz, "Evet burası Türkiye Cumhuriyetidir. Ancak bu ülkenin kuruluşunda Türklerle birlikte Kürtlerin de kanı akmıştır. Biz Müslüman kardeşliği tesis etmek adına Türkçe gibi Kürtçenin de kullanılmasına müsaade etmeliyiz. Biz Kürtleri müstakil, bağımsız bir medeniyet sahibi kadim bir ırk olarak görüyoruz. Bir takım faşist ve ırkçı zihniyetlerin 'Kürd yoktur' anlayışını kabul etmiyoruz. Kadim medeniyete sahip olan Kürtlerin dillerini kullanmaları gerektiğini ifade ediyoruz. Bir televizyon programında moderatörün sırf Kürtçe konuşulduğu için ‘Burada bunu konuşamazsınız, burası Türkiye Cumhuriyetidir’ demesini kabul etmiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlet olarak Kürtçe konuşana da Türkçe konuşana da Arapça konuşana da sahip çıkarak büyüklüğünü gösterebilmelidir. Özellikle basın yayın organlarında Kürtlere, Kürtçeye karşı bu şekilde olumsuz davranışları gördüğümüz zaman üzülüyoruz. Artık Kürdün özgür ve hür şekilde Kürtlüğünü yaşadığı, yaşayacağı ve Kürtçesini de kullanabileceği bir dünya diliyoruz" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin Kürtlerin Kürtçe konuşmasından ötürü küçülmeyeceğini vurgulayan Gündüz, "Bu eski kafayı, sığ düşünceyi, faşist ve ırkçı anlayışları ayaklarımızın altına alıyoruz. Türk kardeşlerimize de tavsiyemiz Kürtçeden rahatsız olmamalarıdır. İngilizce konuştuğum zaman bana ‘Başkanım kendini ne güzel geliştirmişsin’ diyorlar. Kürtçe konuştuğum zaman ‘Başkanım senden bunu beklemiyorduk sen Kürt müsün?' diyorlar. Bu son derece gayri ahlaki ve gayri insani bir davranıştır. Kürtlere, Kürtçeye sahip çıkmalıyız. Geleceği Türk ve Kürt kardeşliği üzerine tesis etmeliyiz" dedi.

‘Mardin, Şırnak, Hakkâri’ye giden kaç İngiliz var?’

Her alanda Kürtçeye ihtiyaç olduğunu hatırlatan Gündüz, son olarak şu ifadeleri kullandı: "Mardin, Şırnak, Hakkâri’ye giden kaç İngiliz var. O yapılan İngilizce anonsları anlaya kaç tane insan gösterebilirsin. Oysa o uçakların neredeyse tamamı Kürd vatandaşlarımızla doludur. Havaalanlarında, garlarda, otogarlarda ve diğer tüm kamusal alanlarda Kürtçe anonslar yapılmalı, Kürtçeye yer verilmelidir. Bu yapılırsa Türkiye büyür, gelişir. Kürdleri inkâr eden politikaların bu çağda yeri yoktur. Geçmiş dönemlerden bunların hepsini tecrübe ettik. Havaalanlarında, uçaklarda, garlarda ve otogarlarda Kürtçe anonsların yapılmalıdır. Bu insani ve ahlaki bir gerekliliktir. Çünkü bu ülkede 25 milyondan fazla Kürd var. O zaman Kürtlere ve Kürtçeye saygı duyulmalıdır. Kürtçenin önü açılmalı, bu dilin kullanılmasına izin verilmelidir. Kürtçe seçmeli eğitim dili olmalıdır. Artık cesur kararlar alınmalıdır. Eski Türkiye'nin faşist ve ırkçı kafasıyla bu ülke büyüyemez ve gelişemez.”