Oluç: Kürt sorununun çözümünde Kılıçdaroğlu’nun samimiyetine inanmak istiyoruz

Yeşil Sol Parti Antalya adayı Saruhan Oluç, Kürt sorununun çözümünde Kemal Kılıçdaroğlu’nun samimiyetine inanmak istediklerini belirtti

Oluç: Kürt sorununun çözümünde Kılıçdaroğlu’nun samimiyetine inanmak istiyoruz

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü noktasında Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun samimi bir tutum sergileyeceğini söyledi. Oluç, 14 Mayıs seçimlerinde otokrasi ve demokrasi arasında bir tercih yapılacağını belirtti.

Seçim süreci hakkında konuşan Oluç, “Bu aslında bir kader seçimi. Türkiye toplumu şuna karar verecek. Bu tek adam yönetimi ve tekçi rejim bu şekilde devam etsin mi? Otoriter rejim, otokrasi bu şekilde devam etsin ve daha derinleşsin mi? Tek adam yönetimine bir son verilsin ve bunun yerine Türkiye'de demokratikleşmenin önü açılsın mı? Bunun kararının verileceği bir seçim” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç’un Mezopotamya ajansına verdiği demeçten öne çıkanlar şöyle:

Kürt halkının iradesi gasp edildi

‘’2019 sonrasında yerel seçim sonrasında seçilmiş olan bütün belediyelerimize neredeyse beşi haricinde kayyum atandı. Kürt halkının iradesi gasp edildi. Seçim hukuku, sandık hukuku yok sayıldı. 2019 öncesinde de elbette ki kayyım atamaları vardı ama son seçimden bu yana yapılmış olanların hesabının sandıkta sorulacağı bir seçim. 2016 4 Kasım’ında bir siyasi darbe yapıldı. O zamandan bu zamana kadar da arkadaşlarımız hükümsüz olarak cezaevinde tutuluyor. Ve esasında siyasi rehine olarak tutuluyorlar. Şimdi bunun hesabının sorulacağı bir seçim aynı zamanda.”

‘Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümünü konuşmaya başlayacağız’

Kürt sorunun Meclis’te çözülmesi gerektiğini söyleyen Oluç, “Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümün gerçekleşmesi gerekiyor. Biz de demokratik siyaset alanındaki bu konunun muhatabı olarak Meclis’te neler yapılabilirse, bunları yapmaya hazır olduğumuzu söyledik. Bu konudaki önerilerimizi dile getirdik” diye konuştu. Oluç, sözlerine şöyle devam etti:

“Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümünü konuşmaya başlayacağız. Böyle hemen birkaç ayda her şey hallolacak gibi beklentimiz yok. Bu çok naif bir beklenti olurdu. Ama şu önemli bizim bu konuda bir iddiamız var, bir irademiz var. Demokratik siyaset alanında biz bu iddiamızı ve irademizi ortaya koyuyoruz dedik.

‘Evrensel hakların konuşulması, tartışılması gerekiyor ’

Sayın Kılıçdaroğlu da yaptığımız görüşmede çıkıp kendisi de bu açıklamayı yaptı. Daha sonra demokratik bir çözümün Meclis’te konuşulması ve çözüm yollarının bulunması gerektiğine dair sözlerini söyledi. Biz de bu konudaki yaklaşımımızı her zaman söyledik. Evrensel topluluk hakları, kolektif haklar var. Bu evrensel hakların konuşulması, tartışılması gerekiyor. Ana dilde eğitim meselesi var. Güçlü bir yerel demokrasinin inşa edilmesi hem Kürt sorununun çözümü açısından hem bütün ülkede yerel demokrasinin güçlü olması açısından bir önem taşıyor. Dolayısıyla bütün bunların müzakere edilebileceği bir ortamı Meclis’te sağlamak mümkün. Hep beraber bunu yapmamız mümkün. Biz gücümüze güveniyoruz.

‘Kürt halkının taleplerinin karşılanması açısından hiç gizli bir şey yoktur ’

Hem Kürt sorununun demokratik çözümünde hem Demokratik Cumhuriyet yönünde adımlar atılması konusunda muhataplarımızın samimiyetine inanmak istiyoruz. Bunu göz ardı etmiyoruz. Ortalıkta söylenmiş laflar var. Kapalı kapılar ardında hiçbir şey bu anlamda konuşup bağlanmadı. Tam tersine ne konuştuysa heyetler olarak bunların hepsini hem Sayın Kılıçdaroğlu hem bizim eş genel başkanlarımız açık yüreklilikle kamuoyunun önünde, basının önünde dile getirdiler. Kürt sorununun demokratik çözümü açısından da Kürt halkının taleplerinin karşılanması açısından da bu konuda hiç gizli bir şey yoktur.

‘Kılıçdaroğlu’nun samimiyetine inanmak istiyoruz’

Bunun karşısında mesela Kürt düşmanlığını zirveye taşımış olan bir Cumhur İttifakı var ve onun sözcüsü bir numaralı temsilcisi olan Recep Tayyip Erdoğan var. Yaptığı seçim çalışmalarındaki konuşmalarını izliyoruz. Daha geçen gün yine yaptığı Van konuşmasında halka yönelik nasıl hakaretler yağdırdığını gördük. Halkın siyasi temsilcilerine yönelik HDP’ye, ittifaklarına dönük nasıl hakaretler yağdırdığı gördük. Dolayısıyla bir taraftan ‘Kürt sorunu yoktur. Biz çözdük’ diyen bir Cumhur İttifakı ve Recep Tayyip Erdoğan var ve Kürt halkına yönelik dünyanın her yerinde büyük bir düşmanlık sürdüren bir Cumhur İttifakı var. Öbür tarafta da ‘Kürt sorununun demokratik barışçıl çözümü için Mecliste adım atacağız, atmalıyız’ diyen bir Kemal Kılıçdaroğlu var. Dolayısıyla biz bu samimiyete inanmak istiyoruz.’’ (M.A)