Tarihçi Ayşe Hür: Tüm iktidarların ortak paydası Kürt düşmanlığıdır

Kürtlerin kendi haklarını tayin hakkının olduğunu hatırlatan Hür, hükümetin buna tahammül edemediğini vurguladı. Hür, "İttihat ve Terakkicilerin düşüncelerinden Kemalistlere kadar Türkiye'deki bütün iktidarların ve AKP'nin ortak paydası akıl almaz, mantıksız, bir Kürt düşmanlığıdır

Tarihçi Ayşe Hür: Tüm iktidarların ortak paydası Kürt düşmanlığıdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümetinin son zamanlarda sık sık dile getirdiği "Misak-i Milli" açıklamalarını değerlendiren tarihçi Ayşe Hür, bu söylemin arkasında yatan nedenin Rojava kazanımının bitirilmesi olduğuna dikkat çekerek, İttihat ve Terakkicilerden günümüze kadar tüm iktidarların ortak paydası "Kürt düşmanlığıdır" dedi.

Misak-i Milli Antlaşması'ndaki muğlaklığı uzun bir süre Kemalistlerin kullandığını şimdi ise AK Parti iktidarın kullandığını dile getiren tarihçi-yazar Ayşe Hür, Misak-ı Milli Antlaşması ile bugün Suriye ve Musul'a Türkiye'nin dahil olma çabalarını ve hükümetin Rojava'ya dönük politikası ile ilgili dihaber konuştu.

Misak-i Milli Antlaşması ile Musul başta olmak üzere Türkiye sınırlarının tartışılır hale getirildiğini hatırlatan Hür, bu antlaşmada halkların çoğunlukta bulunan yerlerde bir oylama yapılacağının belirtildiğini ama pratikte böyle bir şey olmadığını söyledi. Misak-i Milli Antlaşması'nın çoğu maddesinin esnek olduğunu ve bu nedenle Musul Sorununun uzun bir süre çözülmediğini vurgulayan Hür, Lozan Antlaşması ile birlikte Türkiye'nin sınırları için, "Çıkarlarımız nerede gerektiriyorsa sınırlar oradan geçer" gibi muğlak bir ifade bırakarak Misak-i Milli'nin reddettiğini belirtti. Bugün hükümetin de, "Ben Musul'u alacağım, Rakka'ya gideceğim, Rojava'yı çevreleyeceğim. Şengal'i alacağım" gibi söylemlerle bu türden bir siyaseti uyguladığını ifade eden Hür, şöyle devam etti: "Hükümetin Misak-i Milli'yi keşfetmesi çok sonra oldu. Bunu daha önce Kemalistler keşfetmişlerdi ve böyle bunalım dönemlerinde 'Misak-ı Milli sınırlarımız bize daha geniş bir alanı ima ediyordu' demişler. Hatay ve Musul meselesi bunlara örnektir."

'KÜRT DEVLETİNİN KURULMASINDAN KORKUYORLAR'

Hükümetin Misak-i Mili'yi keşfetmesinin ardından bunu Suriye için uygulamaya çalıştığını kaydeden Hür, şunları dile getirdi: "PYD yetkilileri sürekli 'Türkiye'ye karşı bir talebimiz yok, ona yönelik saldırgan emelimiz yok, genişleme emelimiz yok, biz sadece yaşadığımız topraklarda kendi kaderimizi tayin etme hakkını kullanmak istiyoruz' dedikleri halde hükümet buna kulaklarını tıkıyor. Sürekli Irak'taki gibi Barzani Bölgesi, Şengal gibi bir oluşum olmasından korkuyor. Rojava'daki kantonlarında birleşmesi durumunda Akdeniz'e kadar uzanan bir Kürt devletinin kurulmasından korkuyorlar."

'ORTAK PAYDA DÜŞMANLIK'

Kürtlerin kendi haklarını tayin hakkının olduğunu hatırlatan Hür, hükümetin buna tahammül edemediğini vurguladı. Hür, "İttihat ve Terakkicilerin düşüncelerinden Kemalistlere kadar Türkiye'deki bütün iktidarların ve AKP'nin ortak paydası akıl almaz, mantıksız, bir Kürt düşmanlığıdır" diye belirtti. İktidarın bu nedenle Suriye'deki savaşa dahil olduğunu da sözlerine ekleyen Hür, şöyle devam etti: "Tabii bir de orada Esad rejimini yıkarak, oluşan kaotik ortamda kendisine ideolojik olarak yakın gördüğü, selefi güçleri güçlendirmek, onlara orada üs kazandırmak, hayatiyet kazandırmak amacı var. Yine bunun alt başlığı tabi ki Kürtleri sarmalamaktır. Çünkü, Kürt hareketi esas olarak seküler, daha batı ve modernist, barışmaya hazır bir hareket. Diğerleri ise; AKP çizgisini temsil ettiği İslami muhafazakar çizgide."

'TEK ÇÖZÜM BARIŞCIL POLİTİKA'

Türkiye'nin Kürtler ile bir ittifaka girmesinin Türkiye'ye hiç bir zarar vermeyeceğini aksine güçlendireceğini anımsatan tarihçi Hür, "Eğer Türkiye Kürtler ile ittifak halinde olsa Suriye ve Irak'ta rahat eder ve istediğini alır. Stratejik olarak orada petrol ticareti başta olmak üzere birçok konuda daha barışçıl bir yol izleyip sonuç almış olur" dedi. Türkiye'nin Suriye'deki PYD bölgesi ile demokratik bir ilişki içinde olmasının ona bir şey kaybettirmeyeceğini ifade eden Hür, şunları dile getirdi: "Böyle bir şey olursa, iki taraf birbirine gider gelir. Kilis, Halep, Şam o bölgedeki Hatay, hepsi ticaret, turizm yaparlar, konserler düzenlerler, birlikte projeler geliştirirler. Oradaki bölgedeki zenginlikleri paylaşırlar. Akdeniz'de ticaret yaparlar. Yani bunların hepsi barış, dostluk içinde yapılabilecek şeyler ve bu ille de bölmeyi, parçalanmayı getirmeyecek şeyler. Aksine daha büyüyebilir. Misak-i Milli'deki Musul sınırının içine başka bir şekilde dahil olabilir. İlla onu savaşla, döve döve, tepesine asker koyarak, bastırarak, kontrol etmek gerekmez."

DIHABER