Urmiye'de Bahaîlerin dükkanları mühürlendi

Urmiye'de Bahaîlerin dükkanları mühürlendi

İnsan Hakları Gözleme ajansı Hengaw'ın haberine göre, geçtiğimiz ay içinde İran güvenlik güçleri, Urmiye kentinde Bahaîlere ait 50'den fazla ait dükkanı mühürledi.  

Sözkonusu dükkanların çoğunluğu Mahabad kapısı, Şeyh Şaltot, Syros kavşağı ve şehir merkezinde bulunup kuyumcu, tamirci, benzin ve çocuk eşyaları satan işyerlerinden oluşuyor.

Dükkan sahipleri Hengaw'a yaptıkları açıklamada, "Güvenlik güçleri bizi tehdit ettiler. Bu konuyu gündeme getirirsek, öldüreceklerini söylediler." dedi.

Bahaîler kimdir?

Bahaîlik, Şii İslam kaynaklı fakat İslam’dan tamamen bağımsızlaşmış bir inanç. 1800'lerde İran'da Mirza Hüseyin Ali (1817-1892) tarafından kurulan Bahaî dini inananlarının sayısı 2007 y ılı itibariyle 7 milyon kadar. En önemli ideali, dünya barışını kurmak olan 193 ülkeye dağılmış durumda ki Bahaîlerin içindeki farklı kabile, ırk ve etnik grup sayısının 2 bin 112'ye ulaştığı sanılıyor. Bugün İran’da 300 bine ulaşan bir varlığa sahip olan Bahaîlerin kutsal bir kitapları olmadığı için 1979 Anayasası’nda Hıristiyanlar, Museviler ve Zerdüştler gibi dini azınlık kabul edilmiyorlar ve bu ülkede doğmaktan gelen haklara ve vatandaşlıktan doğan haklara sahip sayılmıyorlar. Dolayısıyla İslam’ın Kuran’da ve hadislerde vurguladığı başka dine mensuplara yönelik onurlu yaşama hakkından yararlanmaları söz konusu olamıyor. 

Bugün İran’da Bahaîler , bırakın bir vatandaş kabul edilmeyi kendilerine yönelik had safhada ayrımcı ve engelleyici tutumlar nedeniyle insan dahi sayılmayacak durumda hayatlarını sürdürüyorlar. Üniversiteye gitmeleri ve tutuklandıklarında avukat tutma hakları yok . Nedensiz yere tutuklanmaları son derece normal ve trafik suçundan bile hüküm giyseler, verilen ceza bir cinayetinki kadar olabiliyor . Açılan davalar da çok hızlı ve gizli yürütülüp birkaç dakika içinde sonlandırılabiliyor. 

Bahaîliğe geçmek idam gerekçesi 

İslam'dan Bahaî dinine geçmek isteyenlerin, devlet otoritesini ve dini grupları geçin akrabaları ve komşularının sosyal tacizi ve şiddetine maruz kaldığı, işkenceden geçirildikleri hatta öldürüldükleri de bilinmektedir. Geçtiğimiz yıla kadar ceza yasası din değiştirenlere ceza öngörmüyordu. Ancak sıklıkla Bahaîler ve din değiştiren Hıristiyanlar başka bahanelerle aylarca tutuklanabiliyordu. Fakat 2008 sonunda İran, İslamiyet’ten çıkanları (mürted) ölüm cezasına çarptıracak süreci başlattı. İran’da din değiştirenlere yani mürtedlere ölüm cezası öngören bu yeni ‘İslami Ceza Yasası’ darağacındaki ipe fazla uzak olmayan Bahaîler için çanlar çalmaya başladı. Geçtiğimiz yıldan bu yana Bahaîlerin İran’dan akın akın kaçmaları daha da arttı. 

Siyonizm suçlaması

İran’da Bahaîlere yönelik zulmün görünür nedeni, İsrail bağlantıları iddiası. Buna göre Bahaîler, Bahaullah lakaplı liderleri Mirza Hüseyin Ali’nin sürgündeyken öldüğü bugünkü İsrail’de üslenmiş olmaları nedeniyle, İran yönetimi tarafından kolayca Siyonist casusu olmakla suçlanabiliyor. Çok sayıda Bahaî, ülke güvenliğine aykırı hareket ettikleri, özellikle “Siyonistler (İsrail) olmak üzere yabancı güçlerle ilişki içinde oldukları” gerekçesiyle öldürülmekte ya da işkence görmektedir. Ancak İranlı Bahaîlerin maruz kaldıkları bu tutumların temelinde yatan neden ise sağlam temelli inanç kaidesinden yeni bir din ortaya çıktığı zaman genellikle meydana gelen bir yanlış anlama ve korku göstergesidir. Gerçekten de dünyanın büyük dinlerinin neredeyse hepsi ilk ortaya çıkışlarında şiddetli tepki ve zulümle karşılaşmışlardır. Hıristiyanlığın ilk çıktığı zaman Yahudilerden gördükleri muameleler gibi. 

Urmiye'de Bahaîlerin dükkanları mühürlendi