William Burns: ABD'nin Suriye politikasındaki hataları

ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Yardımcısı William Burns, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin 2013 yılı sonlarında Şam yönetiminin “kırmızı çizgiyi” aşmasına karşılık vermemesinin ABD’nin uluslararası gücünü ve rolünü olumsuz bir şekilde etkilediğini belirterek, “Suriye’de hatalar yaptık ve Putin bunları iyi değerlendirdi” dedi.

William Burns: ABD'nin Suriye politikasındaki hataları

ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Yardımcısı William Burns, ABD Başkanı Barack Obama yönetiminin 2013 yılı sonlarında Şam yönetiminin “kırmızı çizgiyi” aşmasına karşılık vermemesinin ABD’nin uluslararası gücünü ve rolünü olumsuz bir şekilde etkilediğini belirterek, “Suriye’de hatalar yaptık ve Putin bunları iyi değerlendirdi” dedi.

Şarku’l Avsat gazetesi, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda 5 ABD başkanı ve 10 dışişleri bakanının yönetimi altında çalıştığı 30 yıllık deneyimlerini aktardığı “Arka Kanal” adlı kitabının yayınlanması münasebetiyle William Joseph Burns ile Londra’da görüşerek kendisi ile bir röportaj yaptı.

Şarku’l Avsat’ın Burns röportajından sizler için derlediği en önemli 10 nokta şöyle:

1- Başkan Donald Trump’ın, Suriye’nin işgal altındaki toprağı Golan üzerindeki İsrail egemenliğini tanıması iki sorun yaratmıştır.

2- Ne Hafız Esad ne de Yaser Arafat ve İzak Şamir, ilk başta Madrid Konferansı’na katılmak istiyorlardı. Ama biz, güç ile beceri ve maharetten oluşan bir karışım kullanarak konferansın gerçekleşmesini sağladık.

3- Muammer Kaddafi insanın karşılaşabileceği en ilginç liderdir. Kendisi ile gerçekleştirdiğim görüşmelerden birinde üzerinde Afrikalı diktatörlerin resimlerinin bulunduğu bir “pijama” giymişti. Gözlerini tavana diktiği bir anda üzerindeki diktatör resimlerini saymaya çalışmıştım.

4- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin; haksızlığa uğramışlık, iddialı olmak ve güvensizlik duygularından oluşan eşsiz bir karışıma sahiptir. Rusya’nın bugünkü saldırgan politikasını anlamak için ilk önce Rusya’nın ilk dönemini yani kaos ile ümidin bir arada olduğu dönemi anlamalıyız. Putin, 20 yıl sonra şu iki hedefi gerçekleştirmek için yönetime gelmiştir: Rusya devletini ve Rusya’nın rolünü geri getirmek.

5- 2005 yazında güven mektubum ile birlikte ABD Başkanı’nın mektubunu da sunmak için Kremlin’i ziyaretim sırasında Putin ile ilk karşılaşmamı unutamam. Kremlin, yabancı ziyaretçileri korkutacak bir şekilde tasarlanmıştır. Putin içeri girdiğinde elimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. Ardından ben daha ağzımı açıp bir şeyler söyleyemeden bana, ”Siz Amerikalılar başka ülkeleri daha çok dinlemelisiniz. İşleri her zaman sizin istediğiniz gibi yürütemezsiniz” dedi.

6- Çin 21. yüzyılda ortaya çıkan eşsiz bir olgudur ve ABD, bu yükseliş ile nasıl başa çıkması gerektiği ile ilgili büyük bir zorlukla karşı karşıyadır. Çin, yükselen ve kalıcı bir güçtür. Rusya ise farklıdır ve devlet olarak gerileme yolundadır.

7- Suriye’de hatalar yaptık ve bana göre Putin de bunları iyi değerlendirdi. Esed’in gitmesi gerektiğini söyledik. Ardından Başkan Obama “kırmızı bir çizgi” belirledi ama buna kendisi de saygı duymadı.

8- Evet, İran’a yönelik ABD yaptırımlarının bir etkisi var ama büyük değişimlere yol açacağını ve rejimin teslim olarak beyaz bayrak çekmesini sağlayacağını düşünmüyorum.

9- Ortadoğu meseleleri, Rusya’nın geri dönüşü ve Çin’in yükselişi ışığında ABD-Avrupa ilişkileri bugün, geçmişte yaşanan dönemlerin hepsinden daha önemli bir dönemdedir. Ancak ne yazık ki bugün karşımızda zayıf ve bölünmüş bir Avrupa bulunmaktadır.

10- Orta vadede demokrasinin sorunları çözebileceği konusunda iyimserim ama yakın vadede önünde bazı zorluklar bulunduğunu da düşünüyorum. Dolayısıyla ben kısa vadede gerçekçi uzun vadede ise iyimser biriyim.