Yedi başlıkta Erdoğan-Trump görüşmesi

Yedi başlıkta Erdoğan-Trump görüşmesi

Ahval'de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretiyle ilgili analizde bulunan İlhan Tanır, süreci 7 başlıkta değerlendirdi.

O yazı şöyle:

1. Ziyaret süresi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 saatin altında süren ziyareti, Beyaz Ev'deki basın toplantısı ile sona erdi. Geçtiğimiz yıllarda ABD başkentinde üç ila beş gün kalan Erdoğan bu kez çok hızlı, gelip gitti. Beyaz Ev dışında bir ziyarette bulunmadı, zaten Erdoğan'ın Washington'da başka dostu da yok. Bu 30 saat içinde bir kazaya uğramadı. 'Ters' bir soru ile muhatap olmadı. 'Gazetecilerin özgürlüğü, insan hakları' soruları ile uğraşmadı(!)

2. Tarihi tesadüf: Erdoğan, Beyaz Ev'e Trump'ın oldukça iyi karşıladığı bir ziyaret gerçekleştirdi. Kamuoyuna açık olarak yapılan azil toplantılarının ilk gününe denk gelen ziyaret, Kongre'deki bu büyük 'tiyatronun' gölgesinde kaldı. 

250 yıla yaklaşan ABD tarihinde üçüncü kez başlatılan 'azil süreci' toplantılarının ilk gününde Trump'a ağır suçlamalar gelir, Temsilciler Meclisinde konuşan üst derece yetkililer Trump'ı doğrudan Ukrayna skandalına bağlarken, Trump ise Erdoğan ile yarım gününü geçirerek, 'ben bu süreçle ilgilenmiyorum, çok meşgulüm' imajını kendi tabanına vermeye çalıştı.

3. Sorunlar çözülmedi: Trump, Erdoğan'ın S-400 kararından geri dönmesi için bir dizi 'havuç' sözü verdi. Bunlar içinde (pek kimsenin güvenmediği ve ihtimal vermediği) 100 milyar dolarlık bir ticaret hacminden bahsetti. Namık Tan'ın henüz büyükelçi olduğu 2010'lu yıllarda sürekli ortaya atılan farklı ticari hacim hedefleri, 2020'ye girilirken bu kez 100 milyar dolar hedefiyle dillendirildi ama bu ilişkilere kafa yoran hiçbir uzmanın 100 milyar dolarlık hacmi ciddiye aldığı görülmedi.

Erdoğan'ın S-400'ü faaliyet geçirmemesi karşılığında Türkiye ile diplomatik ve ticari ilişkilerin geliştirileceği sözü bir Beyaz Ev açıklaması ile verildi. Ama bu konuda çözüme yaklaşıldığı ve ulaşıldığına dair bir kelime duyulmadı. Trump'ın iyi bir makyajla Erdoğan'ı iyi misafir ettiği görüntünün arkasında ise başarılan pek az şey vardı.

Örneğin, Trump, iki liderin de kendi dışişleri ve diğer yetkililerine S-400'den doğan sorunları çözme çalışmalarına başlamaları için direktif verdiklerini söyledi! Tabi ki cümlenin hiçbir önemi yoktu. İki ülke yetkilileri uzun bir dönemdir S-400 sorununu çözmeye çalışıyor.

4. Senatörler: Beş Cumhuriyetçi senatör ile Erdoğan ve Trump arasındaki diyalogun nasıl geçtiğini henüz bilmiyoruz. Erdoğan'ın Beyaz Ev'in Oval Ofisi’nde koltuğa yayılmış olarak verdiği poz, kendisine olan güveninden daha çok, konuğuna olan güvenini gösterir gibiydi. Trump'ın Erdoğan'a karşı sert olamaması nedeniyle, görüşmeye bu senatörleri getirdiği dedikodusu yayıldı ve geleneksel olmayan bir görüntü ortaya çıktı.

Trump bir 'resmi davet' yapmadı, 12 pare top attırmadı, yani bu gezi Obama'nın 2013 yılının Mayıs ayında yaptığı ağırlama seviyesinde değildi ama kamuya açık toplantılarda Erdoğan'ın canını sıkacak pek laf da işittirilmedi.

5. Halkbank: Halkbank iddianamesi konusunda iki taraf arasında neler geçtiğini bilmiyoruz. Basına bir şey yansımadı.

6. Erdoğan'ın az ama güçlü dostları: Başkan Trump ile Senato lideri ve Cumhuriyetçi Mitch McConnell, Türkiye'yi daha fazla Rusya'ya itmemek için Erdoğan'ın canını çok sıkacak işlere izin verilmedi. Trump Beyaz Ev'de, McConnell da Senato'da Erdoğan'ı sevindirecek bazı faaliyetler yapmaya devam ettiler.

Örneğin McConnell, beş senatörünün Beyaz Ev'de Erdoğan ile görüşmeye girdiği esnada Senato'da yaptığı kısa konuşmada her şeye rağmen Türkiye ile ilişkilerin daha çok zayıflatılmaması gerektiğini söyledi.

7. Senato'dan Erdoğan'a iyi haber: Trump ve Senato lideri son aşamada Erdoğan'ı hedefleyen ambargo paketlerini halen durdurmuş durumdalar. Lindsey Graham de Trump ile görüşme sonrasında Ermeni Soykırım Tanıma önergesini Senato'da engelledi. Erdoğan'ın eskisi gibi çok dostunun olmadığı Washington'da, tek dostu Trump ile yoluna devam ettiğini ve bu gezide de bu 'dostluğun' bu defalık yettiğini söylemek gerekiyor.

Trump, önce ambargoları durdurdu, sonra K.Suriye'deki operasyona yeşil ışık yaktı ve şimdi de Avrupa başkentlerine gidemeyen Erdoğan'a Washington'da oldukça iyi, kazasız-belasız bir karşılama düzenledi. 

Ne S-400 ne de K.Suriye konularında büyük bir adım atıldı ama günü kurtaran Beyaz Ev görüşmeleri Erdoğan'a fazlasıyla yetti. Trump da 'azil süreci' nin başladığı günde kendi tabanına 'ben dünya konuları ile uğraşıyorum' dedirtebildi.

Liderlerin iç politik hesapları için yararlı, ülkelerin çıkarları için ise pek çözüm göstermeyen bir ziyaret oldu. 

İki ülke arasında Erdoğan'ın sözcüsü Fahrettin Altun'un sözü ile yeni bir sayfa açılma konusu ise tam bir hikaye. Çünkü kurumsal sorunların hiçbiri çözülmedi. Ama Trump, Erdoğan için bulunmaz bir fırsat ve Erdoğan bunu sonuna kadar kullanacak gibi görünüyor. 2020'deki ABD seçimleri için Erdoğan’ın tuttuğu tarafın şimdiden açık şekilde Trump olduğu belli.