ABD Kongresi'nden 'Rojava'daki beyaz fosfor kullanımı' araştırılsın mektubu

ABD Kongresi'nden 'Rojava'daki beyaz fosfor kullanımı' araştırılsın mektubu

ABD Kongresi’nin üç üyesi, Türkiye’nin Rojava'ya yönelik operasyonunda beyaz fosfor kullanılıp, kullanılmadığının araştırılmasını istedi.Kongre üyeleri, iddia edilen saldırıdan sonra Türkiye’nin OPCW'ye yaptığı bağışı hatırlattı.

Rojava'da kimyasal silah kullanıldığı iddiaları gündemdeyken, iddiaları araştıracağını açıklayan Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne (OPCW), Lahey Büyükelçisi Şaban Dişli tarafından 17 Ekim'de 30 bin euro bağış yapıldığı ortaya çıkmıştı. 

ABD’nin Kongre üyeleri Ilhan Omar, Karen Bass ve Juan Vargas, Rojava'da kullanıldığı iddia edilen beyaz fosforun araştırılması için ortak mektup kaleme aldı.

ABD Suriye Temsilcisi James Jeffrey’e gönderilen mektubun tamamı şöyle: 

“Türk kuvvetlerinin 16 Ekim'de Suriye'deki sivillere karşı kasıtlı saldırısında beyaz fosfor kullandığı iddiasıyla ilgili kaygılarımızı dile getirmek için yazıyoruz. Sivil toplumlarda kimyasal silahların kullanılması, bir hükümetin veya ordunun alabileceği en iğrenç ve rahatsız edici eylemlerden biridir.

Yerel ve uluslararası yasalar uyarınca beyaz fosforun hem yasal askeri kullanımı hem de meşru olmayan kullanımlara sahip olduğunu kabul ediyoruz. Bununla birlikte Kürt Kızılay’ı da dahil olmak üzere yereldeki örgütlerden ve kişilerden gelen iddialar netleştiriyor ki Türkiye'nin kullanımının sivilleri hedef alması gayrı meşru kullanım kategorisine girmektedir. Dahası eğer beyaz fosfor kullanımındaki niyet yakıcı etkilerini sivil halk üzerinde kullanmaksa, bu bir savaş suçu olarak değerlendirilebilir.

23 Ekim'de yapılan bir duruşmada, Dışişleri Komitesi’nin çok sayıda üyesine bu iddiaları ‘incelemek’ istediğinizi söylediniz. Aynı duruşmada, ABD'nin Esad rejimi de dahil olmak üzere Suriye'deki diğer aktörler tarafından kimyasal silah kullanımına karşı olduğunu haklı olarak dile getirdiniz. Bu iddiaların ciddiyetini göz önünde bulundurduğumuz zaman konuyu yalnızca 'incelemek' verilmesi gereken uygun olan tepkiden oldukça uzaktır. Tam ve kapsamlı bir soruşturmadan daha azı yeterli olmayacaktır.

Kapsamlı bir soruşturmaya duyulan ihtiyaç, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW) iddiaları soruşturmak yerine yalnızca durumu 'izlemesi' nedeniyle daha da artmış bulunmaktadır. OPCW'nin sivil kurbanlardan deri örnekleri almayı reddettiği bildirilmiştir. [1] Ayrıca, iddia edilen saldırıdan sonraki gün, Türk hükümeti bir Kimya ve Teknoloji Merkezi için OPCW'ye 30 bin € bağışta bulunmuştur. [2] Bu, OPCW’nin iddialara ilişkin kararıyla ilgili olsun veya olmasın, kesinlikle uygunsuzdur.

İngiliz Ordusu'nun kimyasal silah biriminin eski başkanı Hamish Bretton-Gordon Newsweek'e verdiği bir demeçte 'Ortaya çıkacak sonuçtan korkmaları nedeniyle kimse bu iddianın incelenmesini istemiyor. İnsanları tedirgin eden en önemli etmen bence Türkiye'nin bundan sorumlu olduğunun ortaya çıkması ve Türkiye’nin bir NATO müttefiki olmasıdır' demişti.

Öte yandan tam da Türkiye'nin bir NATO müttefiki olması nedeniyle Birleşik Devletler bu iddiaları ciddiye almak zorundadır. Müttefiklerimizi rakiplerimizle aynı standartlara getirmek bizim ahlaki ve stratejik sorumluluğumuzdur. Bir NATO müttefiki uluslararası hukuku cezasızlıkla ihlal ederse, ittifaktaki ülkelerin geri kalanına da yansır. Ve bu durum Esad, Rusya, IŞİD ve İran'a yalnızca çıkarlarımıza hizmet ettiğinde kimyasal silah kullanımını cezalandırdığımızı söyleyerek propaganda yapma olanağı tanır.

Birleşik Devletler hem Türkiye ile bir NATO müttefiki hem de bu saldırılarla hedef alınan Suriyeli Kürtler ile ortak bir devlet olarak 16 Ekim’in saldırısını çevreleyen durumlarla ilgili tam bir soruşturmaya önderlik etmek üzere eşsiz bir konumda bulunuyor. Ayrıca bu konuyla ilgili özel bir ilgimiz daha var, çünkü eğer saldırı uluslararası hukuka aykırı olursa, saldırıda kullanılan uçakların ABD menşeli olması muhtemeldir.

Bu son derece acil bir konu. Irak’ta, Erbil’de tutulduğu iddia edilen kurbanlardan alınan doku örnekleri zamanla bozulacak. Birleşik Devletler ve uluslararası toplumun bu iddiaları araştırmak için gerekli tüm kanıtları bu bozulma gerçekleşmeden elde edebilmeleri büyük bir önem taşıyor.

23 Ekim’deki ifadenizi takiben, Birleşik Devletlerin 16 Ekim'de gerçekleşen bu kimyasal saldırı hakkında ne öğrendiğini anlamamızı sağlamanız için aşağıdaki soruları cevaplamanızı talep ediyoruz.

* Dışişleri Bakanlığı’nın, Türkiye’nin sivillere karşı beyaz fosfor kullandığı kanıtlanırsa, hem yerel hem de uluslararası yasalar çerçevesinde ABD’nin yükümlülükleri konusundaki konumu nedir?

* Dışişleri Bakanlığı, Suriye’de Türkiye’nin kullandığı kimyasal silah iddialarıyla ilgili tarafsız ve çok uluslu bir soruşturma yürütecek mi?

* ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden soruşturma talep etmek üzere Güvenlik Konseyi kararını kullanmak da dahil olmak üzere, yerel veya uluslararası hukuka aykırı olduğu tespit edilirse, saldırının failleri için tam bir sorumluluk üstlenecek mi?”