Çözüm süreci tartışmaları: PKK’li Karasu’dan kritik açıklama!
PKK’nin kurucularından Mustafa Karasu, son dönemde Türkiye’de yapılan yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin “Kuşkusuz, hareketimiz de Kürt demokratik siyaseti de Türkiye’nin gerçek demokrasi güçleri de her zaman Kürt sorununun makul demokratik siyasi çözümünden yanadır” dedi. Öte yandan Karasu, AK Parti ile MHP’nin DEM Parti için “tuzak” kurduğunu savundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Meclis açılışında DEM Parti grubuyla tokalaşmasıyla başlayan "yeni bir çözüm süreci mi" tartışmaları taraflardan gelen karşılıklı açıklamalarla devam ediyor.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, tartışmalara ilişkin örgüte yakın ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli’nin el sıkışmasına yönelik soruyu yanıtlayan Karasu, “Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti dahil Kürt demokratik siyaseti için neler söylediği biliniyor. MHP’nin politik çizgisi, şimdiye kadar söyledikleridir. O zaman neden el sıktı? Devlet Bahçeli, el sıkmanın kendine göre gerekçelerini açıkladı. Bu gerekçesinin doğru olmadığı açıktır. Meclis açılışından önce Tayyip Erdoğan, Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. El sıkma ve DEM Parti’ye yönelik yeni politika, daha doğrusu yeni oyun, bu görüşmede kararlaştırıldı. Büyük ihtimalle bu oyunu Erdoğan planladı ve Devlet Bahçeli’ye kabul ettirdi. Erdoğan, Bahçeli ve MHP’yi iyi tanıdığından, Bahçeli’nin kabul edeceği bir öneri götürdü. Bunun, MHP çizgisinin memnuniyetle kabul edeceği bir plan olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Çözüm süreci yoktu”
“2007-2015 yılları arasında gerçek anlamda bir çözüm süreci yoktu, olmadı. Öcalan’ın, AKP iktidarını bir çözüm sürecine sokma politikası ve çabaları vardı. Bu açıdan biz bu dönemi esas olarak, AKP iktidarını ve devleti çözüm sürecine sokma süreci olarak değerlendirdik” diyen Karasu, şunları kaydetti:
“Kuşkusuz, hareketimiz de Kürt demokratik siyaseti de Türkiye’nin gerçek demokrasi güçleri de her zaman Kürt sorununun makul demokratik siyasi çözümünden yanadır.
Böyle bir çözüm isteyen her siyasi güçle ilişki içinde olur. Bu, her şeyden önce Türkiye’nin demokratikleşmesi için önemli ve olmazsa olmaz bir adımdır. Türkiye gerçekliği ve yüzyıllık politikaları dikkate alındığında, ancak demokratik zihniyette olanlar bu adımı atarlar.
Kürt sorununun çözümü kadar Türkiye için güzel ve iyi bir şey olabilir mi? Tabii ki bizler de, Kürt demokratik hareketi de her zaman bir demokratik çözümden yanayız, diyoruz. Bunu söylemezse kendileriyle çelişmiş olurlar.
Bu açıdan, bazı muhalif kanallarda sanki çözüm süreci kötü bir şeymiş gibi tartışmalar yürütülmesi hiçbir mantıkla izah edilemez. Böyle önünü arkasını tartışmadan çözüm sürecini olumsuz bir şey gibi tartışmak, Kürt halkı ve demokrasi güçleri tarafından Kürt karşıtlığı olarak anlaşılır. Kendine muhalif diyen kanalların tartışması şu yönlü olabilir: Kürt sorunu çözülmeli, Türkiye’nin demokratikleşmesi için bu gerekir, ancak MHP ve AKP zihniyeti bu sorunu çözmez, eğer Kürt sorununun çözümünü ve Kürtlerle barışmayı istiyorlarsa, o zaman Kürt sorununun çözümü konusunda atacakları adımları ortaya koysunlar, demelidirler. Eğer MHP ve AKP’nin kurduğu oyunun maskesini düşürmek istiyorlarsa bunu söylemelidirler. Kürtler, ‘bu bir oyundur, mevcut politikalar ortada, bu politikalar değişmeden biz bu oyunun parçası olmayız’ diyebilir. AKP-MHP iktidarının gerçekten de Kürtleri mücadeleden alıkoymak, Kürt soykırımı politikasını daha rahat yürütmek için bazı Kürtlerin kafasını karıştırmak ve PKK’ye karşı çıkın, diyerek Kürt halkının özgürlük mücadelesini zayıflatmak amacıyla böyle bir oyun kurduklarını söyleyebilirler. Açık adımlar ve politika değişiklikleri görmedikçe, bunu söylemelidirler. İmralı’da hukuk çiğneniyor, ağır tecrit uygulanıyor, zindanlar ölüm evleri haline gelmiş, binlerce siyasetçi içeride ve her gün tutuklamalar ve Kürt kültürü üzerinde baskılar var. Bu durumlar değişmeden Kürt sorununun çözümü için samimi niyet ortaya konulmuş olamaz.
Kürtler, böyle tavır koyabilir. Ancak muhalifler, çözüm sürecinin olumsuzluğu üzerinden tartışma yaparlarsa, bu demokratik bir anlayış olmaz; demokratik olmayan bir tutum olur. Aslında AKP-MHP iktidarının şimdiye kadar ki politikaları onaylanmış olur.”
“DEM parti’nin kabul edemeyeceği şeyler dayatacaklar”
AK Parti ile MHP’nin “tuzak” kurduğunu savunan Karasu, “AK Parti ile MHP, DEM Parti ve demokratik siyasal alan için bir tuzak kurmuştur. Çağrılar yapacaklar; DEM parti’nin kabul edemeyeceği şeyler dayatacaklar, ‘yol temizliği olsun’ dediği şeyleri gerçekleştirmeyecekler. DEM Parti ve demokratik güçler, onların dediğini yapmayınca da ‘DEM Parti’ye el uzattık, alan açtık, imkân sunduk, siyaset yapma fırsatı tanıdık, ancak bunlar karşılık vermediler’ diyerek saldırılarını daha da artıracaklar. Kurdukları oyun böyle gözüküyor” sözlerini kullandı.
“CHP inisiyatif alabilir”
CHP’nin tavır alabileceğini belirten Karasu, “Aslında bu süreçte ne tutum takınılacağı önemlidir. CHP’nin politikalarının yönünün ne olacağını da ortaya koyacaktır. CHP, açıkça ‘Kürt sorununda bir çözüm olursa biz destek veririz’ diyerek inisiyatif koyabilir. Bu, Kürt sorununda inisiyatifi ele almak anlamına gelir. CHP’yi gerçek demokratik çizgiye oturtur. Böylece bir daha CHP’ye ‘bölücülerin yanındasınız, şunun yanındasınız’ diyerek bir suçlama içine giremezler. CHP, muhalif kanallarda bazılarının ortaya koyduğu yaklaşımın tersine, bizzat kendisi Kürt sorununun çözümünde inisiyatif alabilir” dedi.