ABD,den AB’ye Reisi tepkisi: Celladı onurlandırdınız
ABD, AB’nin İran cumhurbaşkanının yemin törenine katılımına karşı çıkıyor.
ABD Kongre Üyesi Claudia Tenney, Avrupa Birliği’nin üst düzey diplomatına öfke dolu bir mektup gönderdi. Tenney, mektupta, “cellat” olarak nitelendirdiği İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin göreve başlaması münasebetiyle düzenlenen törene, AB’nin üst düzey bir yetkili gönderme kararından duyduğu endişeyi dile getirdi.
Tenney, AB'nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’i “Avrupa Birliği’nin, yeni despota/zalime/zorbaya ve yanındaki saldırgan gruba/çeteye saygı duyup desteklemek yerine insan hakları ilkelerini desteklemeye ve İran halkının yanında olmaya” çağırdı.
AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora’nın İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin göreve başlama töreninde AB temsilcisi olarak Tahran’a gelmesi nedeniyle ABD tepkili.
Tenney, “İbrahim Reisi’nin göstermelik bir seçimle iktidara gelmesi bir tarafa korkunç bir insan hakları siciline sahip olduğu” konusundaki endişelerini dile getirdi.
Mektup, Scott Perry, Tim Burchett ve Stephanie Pace’le beraber Kongre’deki bazı milletvekillerinin de desteğini aldı.
ABD’nin gönderdiği mektup, AB’yi “seçim kutlama törenine üst düzey temsilci göndererek” İran seçimlerini “meşrulaştırmaya” çalışmakla suçladı.
AB’nin tören için temsilci gönderme kararını “şaşırtıcı ve sorumsuz” olarak nitelendiren Kongre üyesi, “AB gibi demokratik idealleri savunmaya çalıştığını iddia eden bir yapı, düzmece olan bu süreci meşrulaştırmamalı, aksine meşru olmayan bu seçimi kınamalıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
AB’nin törendeki varlığının, “İran seçimleri için örtük bir beraat” ve “yeni İran cumhurbaşkanının “acımasız tarihinin” mümkün olan en aza indirilmesi” anlamına geldiğini iddia etti.
Ayrıca, İran rejiminin Umman kıyılarındaki İsrail tankeri “Mercer Street”e yönelik “insansız hava aracıyla ölümcül bir saldırı düzenlemedeki” rolüne de değindi.
AB’yi İran rejiminin suçlarını soruşturmaya ve “yüksek ahlaki konumuna ve insan hakları ilkelerine bağlı kalmaya” çağıran Tenney açıklamalarına şunları da ekledi:
“Bölgedeki istikrarı bozan bu saldırılar, İran rejiminin uluslararası toplumun güvenilir bir üyesi olarak kabul edilme meşruiyetinden ve böyle bir kapasitesinden yoksun olduğunu doğruluyor. Avrupa Birliği’nin, hem binlerce insanını öldüren ve meşru olmayan seçimlerle iktidara gelen bir celladı onurlandırıp hem de dışarıdaki insan haklarını ve demokratik ilkeleri korumaya devam etmek istemesi son derecede utanç verici ve sinir bozucu bir durum. Sizin bu şekilde davranmanız İran halkının özgürlük mücadelesini azalttı ve cellatları meşrulaştırdı. AB, demokratik taahhütlerini savunmalıdır. Buna göre de İran rejimi tarafından uzun süredir zulme uğrayan cesur İran halkını desteklemelidir”
İbrahim Reisi, birçok kimsenin gayri meşru diyerek nitelendirdiği cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferinden iki ay sonra, 3 Ağustos'ta İran cumhurbaşkanı olarak yemin etti.
Reisi, 1988’de, hamile kadınlardan ve genç kızlardan oluşan siyasi mahkumların infazı da dahil binlerce muhalifin toplu infaz emrini verme geçmişine sahip olan ve “Ölüm Komitesi” olarak bilinen İran Merkez Komitesi’nin bir üyesi olmakla suçlanıyor.
ABD bu bağlamda, “Ölüm komitesine” katılmakla suçlanan İranlılardan biri olan Hamid Nuri’nin geçtiğimiz hafta İsveç’te yargılanmasına başlandığını da hatırlatıyor.
Bu davanın, seksenlerin o döneminde İbrahim Reisi’nin rol aldığı bazı olayları ortaya çıkarması bekleniyor.
Nitekim Hamid Nuri, Tahran'ın batısındaki Kerec şehrindeki Gohardeşt Hapishanesi’ndeki 136 siyasi tutuklunun öldürülmesine katılmakla yargılanıyor.
Savcının, duruşma esnasında “ölüm komisyonu” hakkında yaptığı konuşma dikkat çeken bir diğer husus oldu. Söz konusu komisyon, aralarında dönemin savcı yardımcısı olan mevcut İran cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin de bulunduğu olan dört hakimden oluşmaktaydı.
(Şarkul Avsat)