ABD'nin İran karşıtı söylemi tırmandırdıkça Tahran Kürtlere yanaşıyor
İranlı Kürt muhalif gruplar ve İran makamları, taraflar arasında bir süredir devam eden görüşmelerin üçüncü turu için ağustos ayında Oslo’da bir araya gelecek. Norveç’te çatışma çözümleri üzerine çalışan bir kuruluşun aracılığında süren görüşmeler İran için pek çok açıdan bir ilk niteliği taşıyor. Tahran 1979’daki İslam Devrimi’nin ardından ilk kez yabancı bir tarafın aracılığında Kürtlerle masaya oturuyor ve masada ilk kez birden fazla muhalif Kürt grubu yer alıyor.
İranlı Kürt muhalif gruplar ve İran makamları, taraflar arasında bir süredir devam eden görüşmelerin üçüncü turu için ağustos ayında Oslo’da bir araya gelecek. Norveç’te çatışma çözümleri üzerine çalışan bir kuruluşun aracılığında süren görüşmeler İran için pek çok açıdan bir ilk niteliği taşıyor. Tahran 1979’daki İslam Devrimi’nin ardından ilk kez yabancı bir tarafın aracılığında Kürtlerle masaya oturuyor ve masada ilk kez birden fazla muhalif Kürt grubu yer alıyor.
Görüşmelere katılan dört muhalif Kürt grubun yetkililerinden biri Norveç Çatışma Çözümleri Merkezi’nin (NOREF) arabuluculuğu ile başlayan görüşmelere ilişkin şunları aktarıyor: “Bu görüşmelerin müzakere ile karıştırılmaması lazım. Bu, düzenli müzakerelere temel oluşturmak, çerçeve çizmek amacıyla süren bir süreç. Daha ziyade taraflar birbirlerinin niyetlerini, samimi olup olmadıklarını yokluyorlar. Ben ise İran rejiminin samimi olduğuna bir saniye için bile inanmam.”
Yetkilinin sözleri, konunun hassasiyeti gereği isimlerinin açıklanmaması koşuluyla Al-Monitor’a konuşan diğer Kürt kaynakların hissiyatıyla da örtüşüyor.
Amberin Zaman'ın haberinde İranlı muhalifler arasındaki genel kanıya göre Tahran’ın NOREF ile işbirliği İran’daki Kürt muhalefetini olası bir askeri müdahale durumunda ABD ile birlikte hareket etmekten caydırma amacını taşıyor.
Al-Monitor’a konuşan Kürt yetkililerin hepsi, ABD’nin, İran rejimine karşı işbirliği için kendileriyle temasa geçtiğine dair iddiaları yalanlıyor.
İsveç’teki Linnaeus Üniversitesi’nden Doçent Barzoo Eliassi Al-Monitor’a konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Kürtler İran rejimine karşı muhalefetin en ön safındalar. Rejimin gerçekten korktuğu tek muhalif de onlar.”
ABD yaptırımlarının İran ekonomisini zorladığına işaret eden Eliassi şöyle devam ediyor: “(Rejim) meşruiyetini kaybediyor ve kendisini ne zaman zayıf hissetse gözünü Kürt gruplara çeviriyor. Kürt meselesini gerçekten çözmek isteseydi, bu partilerle temasa geçmek yerine doğrudan Kürt halkına haklarını verirdi.”
İsrailli düşünce kuruluşu Orta Doğu Haber ve Analiz Merkezi Başkanı Jonathan Spyer’ın Al-Monitor’a değerlendirmesi ise şöyle: “İran makamları, ABD’nin İranlı paramiliter grupları kullanarak devlete karşı bir vekalet savaşı başlatmasından gerçekten korkuyorlar. Bu da bu tür gruplara karşı geçen yıldan bu yana artan eylemleri açıklıyor. Ancak tuhaf bir şekilde ABD’nin bu gruplara kayda değer bir destek sağladığına ilişkin pek kanıt yok.”
Oslo görüşmelerine katılan bir Kürt yetkili de şöyle diyor: “Rejim Kürtlerle sadece tehdit altındayken ya da savunmasızken temasa geçiyor, devrimden hemen sonra, 1989’daki Irak savaşının ardından ya da Amerikalıların 2003’teki Irak işgalinin ardından olduğu gibi. Burada tekrarlayan bir motif var.”
Kamuoyundan gizli sürdürülmesi planlanan Oslo görüşmelerinin ilki mayıs, ikincisi de haziran sonunda Norveç’in başkentindeki bir otelde gerçekleşti.
Kürtler arasındaki kronik iç kavgaları aşmak amacıyla 2018’in başında kurulan İran Kürdistanı’nın Siyasi Partileri Arasında İşbirliği Merkezi isimli çatı kuruluşa üye dört grubun hepsi görüşmelere katılıyor. Bu gruplardan ikisi Kürdistan Demokratik Partisi’nin birbirine rakip iki fraksiyonu ile sol parti Komala’nın birbirine rakip iki fraksiyonu. Üçe bölünmüş durumda olan Komala’nın Komünist fraksiyonu ise görüşmelere katılmıyor. Görüşmelere katılmayan bir diğer parti ise PJAK.
Görüşmelere dair bilgiler sosyal medyaya yansıyınca çatı kuruluş 13 Temmuz’da ihtiyatlı bir açıklama yayımladı. Kısa açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kürt meselesine barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla bazı uluslararası merkez ve ortaklarımızla temas halindeyiz. Doğu Kürdistan’daki Kürt sorununun çözümü için ciddi müzakerelerin şartları oluştuğunda bunu şüphesiz kamuoyu ile paylaşacağız.”
Görüşmelerin kamuoyuna Kürtler tarafından “güvence” amaçlı sızdırılmış olması muhtemel. Al-Monitor’a konuşan bir Kürt yetkili de buna işaret ediyor: “Bu tür görüşmeler gizli tutulduğunda ne olduğuna dair acı tecrübelere sahibiz: Öldürülüyoruz.” Yetkili bu sözlerle, İranlı Kürtlerin efsanevi liderlerinden Abdurrahman Kasımlo’ya gönderme yapıyor. Kasımlo, İranlı yetkililerle görüştüğü otel odasında bizzat İran ajanları tarafındanöldürülmüştü. Kasımlo’nun ardından İran Kürdistan Demokratik Partisi’nin (IKDP) liderliğini üstlenen Sadık Şerefkendi de 1992’de Berlin bir restoranda silahlı saldırıya uğramıştı.
Eliassi “Kasımlo cinayeti Kürtlerin hafızasında hiç kapanmayacak bir yara açtı” diyor. Oslo’daki bir diğer Kürt yetkili ise şunu ekliyor: “Korunmamızdan Norveç makamları sorumlu, oteli kontrol ediyorlar, herhangi bir sorun yaşanmaması için gerekenleri yapıyorlar.”