Türkiye'den ABD'ye, S-400 ve Güvenli Bölge konularında üslup değişimi
Türk-Amerikan ilişkilerinin zorlu bir dönemden geçtiği bir süreçte Washington, Türkiye ve Amerika’dan siyasetçiler ve işadamlarını bir araya getiren Türk-Amerikan Konseyi’nin (ATC) konferansına ev sahipliği yapıyor. Konferans fırsatıyla Washington'a çıkarma yapan AK Parti'li politikacılar ABD yönetimine yoğun bir diplomatik baskı uygulamaya başladılar. Bu baskıda sert bir üslup yerine, ikna etmeyi ve kendilerini haklı göstermeyi hedefleyen diplomatik söylemlerin tercih edildiği dikkatlerden kaçmadı.
Türk-Amerikan ilişkilerinin zorlu bir dönemden geçtiği bir süreçte Washington, Türkiye ve Amerika’dan siyasetçiler ve işadamlarını bir araya getiren Türk-Amerikan Konseyi’nin (ATC) konferansına ev sahipliği yapıyor. Konferans fırsatıyla Washington'a çıkarma yapan AK Parti'li politikacılar ABD yönetimine yoğun bir diplomatik baskı uygulamaya başladılar. Bu baskıda sert bir üslup yerine, ikna etmeyi ve kendilerini haklı göstermeyi hedefleyen diplomatik söylemlerin tercih edildiği dikkatlerden kaçmadı.
Konferansta konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "S-400 kararı bir gecede alınmadı, bir geçmişi var" dedi, ardından devam etti:
"Rusya ile diyaloğumuz üçüncü bir ülkeyi hedeflemiyor. Biz NATO üyesiyiz. ABD ile stratejik ortaklığımıza değer veriyoruz. Türkiyenin F- 35 programından çıkarılması Türkiye için bir cezalandırma olmaz, programa zarar verir. Türkiye 360 derece bir dış politika izliyor. S-400 üçüncü bir ülkeyi hedef almıyor."
Amerika’nın Türkiye’yi müttefik ve dost olarak kaybetme lüksünün olmadığını belirten Kalın, "Başkan Trump Türkiye ile ticaret hacminin 75 milyar dolara çıkarılması hedefini koydu. Güzel. Ancak iki müttefik arasında tehditkar mesajlar varken bunu nasıl yapacaksınız?" dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise, "İki ülke arasındaki zorlukların karşılıklı anlayış temelinde aşılması için Türkiye elinden geleni yapıyor, müttefikimiz Amerika'dan da aynı şeyi bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
YPG'yi Kürtlerle bir tutma yaklaşımı yanlış
ABD'nin YPG'ye silah ve mühimmat sağladığını söyleyen Akar, şöyle devam etti:
"Hiçbir kısa vadeli yaklaşım bu politikayı haklı çıkaramaz. YPG'yi Kürtlerle bir tutma yaklaşımı yanlış. Bir terör örgütü, Kürt kardeşlerimizi temsil edemez. ABD’nin Suriye'den çekilmesi sonrası güvenlik boşluğu olmamalı. Suriye'de kurulacak güvenli bölge Türkiye'nin güvenlik kaygılarını gidermeli. Türkiye bu bölgede askeri varlık göstermeli."
Milli Savunma Bakanı da, S-400 tartışmalarına değindi. Akar, ABD'den sabırlı olmalarını istedi ve "Savunma teçhizatımız ulusal güvenlik ihtiyaçlarımıza cevap vermeli. Türkiye yoğun bir hava tehdidiyle karşı karşıya. Müttefiklerimizden ne yazık ki tatmin edici bir teklif alamadık. S-400 teklifi ortak üretim, teknoloji ve fiyat açısından ihtiyacımıza cevap verdi. Türkiye’nin NATO taahhüdünde değişiklik olmamıştır. S-400 alımı Türkiye'nin ulusal kararıdır. Biz F-35'lerin sadece alıcısı değil, programın parçasıyız. Türkiye ABD’nin hasımı değil, o nedenle CAATSA kapsamında değerlendirilemez. Patriot teklifi dikkatli şekilde incelenmekte, konunun yapıcı diyalogla çözülebileceğini düşünüyoruz. Bu süreçte itidal ve sabır bekliyoruz ABD tarafından" dedi.