Bağımsız Kürdistan'a doğru: Zaman Kürtlerin lehine, İran'ın aleyhinedir
Kürdistan Bölgesi, bağımsızlık referandumu çalışmaları devam ediyor. Bu çerçevede Kürdistan'da bulunan siyasi partilerle görüşen bağımsızlık heyetinin yakın bir dönemde İran'a ve diğer komşu ülkelere ziyarette bulunacağı belirtiliyor. Irak ve Suriye'de yaşanan iç karışıklıklardan faydalanarak bölgedeki nüfuzunu artırmaya çalışan İran'ın, Kürdistan'a ve bağımsızlık referandumuna karşı olan tutumunda değişikliğe gittiği belirtiliyor
Geçtiğimiz günlerde Kürdistan Bölgesi, bağımsızlık referandumunu 2017'de yapacağını deklare etmişti. Ancak Kürdistan'ın bağımsızlığına karşı olduğu ifade edilen İran, referandum kararına ilişkin herhangi bir resmi görüş dile getirmemişti. İran'ın mevcut şartları da göz önüne alındığında, diplomasi trafiğinin yoğun olduğu ve uluslararası alandan yoğun destek gören bir Kürt devletini karşısına almayacağı ifade ediliyor.
Öte yandan ABD'nin İran'a karşı yeni bir diplomasi hamlesi başlattığı biliniyor. Görevi Barack Obama'dan 20 Ocak'ta devralan ABD'nin 45. Başkanı Donald Trump'ın, Obama'ya nazaran İran'a karşı daha sert bir politika yürüteceği sinyalleri verilmişti. İran'ın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya Federasyonu, Çin Halk Cumhuriyeti, Fransa ve İngiltere ile Almanya'dan oluşan P5 + 1 ülkeleri ile yaptığı nükleer anlaşmayı iptal edeceğini söyleyen Trump'ın son dönemde bu yönde ciddi adımlar attığı dile getiriliyor. ABD'nin İdlib'de Suriye rejimini vurması da, aynı zamanda bu ülkede faaliyetlerini yoğunlaştıran ve doğrudan savaşın içinde olan İran'a karşı bir uyarı olduğu şeklinde de yorumlandı. Ayrıca Trump'ın Kürdistan'a karşı pozitif politikası da göz önüne alındığında, İran'ın bundan sonraki dönemde tüm bu gelişmeleri dikkate alarak hareket edeceği ve bağımsızlıkla ilgili tutumunu da buna göre şekillendireceği belirtiliyor.
İran Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-İ) Merkez Komite üyesi Rostem Cihangiri ve İran Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-İ) Üyesi Dara Natiq bağımsızlık referandumunu, referandumun Doğu Kürdistan'a ve bölgeye etkileri, İran'ın son dönemde değiştiği söylenen Kürt politikasını ve ABD'nin yeni İran politikasını değerlendirdi.
" İran'ın Kürt politikası değişmez!”
İran Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-İ) Merkez Komite üyesi Rostem Cihangiri, İran'ın şuana kadar Kürdistan'ın bağımsızlık referandumu ile ilgili olarak olumlu bir açıklamada bulunmadığını belirterek, "İran'ın Kürdistan'a ve Kürtlere bakışı değişmez. Çünkü İran İslam Cumhuriyeti, Kürtleri bölgede asıl büyük düşman olarak görüyor. Olumlu bir açıklamanın aksine, karşı olduklarına dair açıklama yapıyorlar. İran'ın Kürt milletine karşı takındığı tutum hiçbir şekilde değişmez. Ancak şartlara göre hareket edip tavır belirleyebilir” diyor.
"Doğu Kürdistan, bağımsızlığın arkasında duracaktır”
İran'ın Kürtlerin varlığını kendi çıkarlarına tehdit olarak gördüğünü söyleyen Cihangiri, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Çünkü İran, sınırında oluşabilecek bir Kürt devletinin, kendi işgali altında tuttuğu Doğu Kürdistan'ı da etkileyeceğini de biliyor. Zaten İran, bölgede yaşanan gelişmelerden de, ABD'nın bölgedeki varlığından da sorumlu olarak Kürtleri tutuyor. Bölgede son dönemlerde yaşananlar Kürtlerin lehine, İran'ın aleyhinedir ve İran şu an bir korku hali içerisinde. İran, eğer yapabilirse Kürtlerin tüm kazanımlarını ortadan kaldırmaya yeltenebilecek kadar Kürt karşıtı bir politikaya sahip. Doğu Kürdistan'da milli bilinç çok yüksek ve Kürdistan bağımsızlığını kazandığı an Doğu Kürdistan'daki tüm Kürtler tek ses olarak bunun arkasında duracak ve İran'a karşı ayağa kalkacaklardır” ifadelerini kullanıyor.
" İran, zor durumda!”
PDK-İ Üyesi Dara Natiq de, İran'ın Kürt politikasında köklü değişiklik beklemediğini ancak konjonktüre göre pozisyon belirleyeceğini belirtiyor. "İran, şuanda da bağımsızlık sürecini engellemeye ve Kürdistan partileri arasında ihtilaf çıkarmaya çalışıyor” diyen Natiq, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Kürtler yıllardır bağımsız bir devlet için mücadele ediyor. Bölgenin koşulları da buna müsait. İran, bu konuda olumlu bir tutuma sahip değil. Kürdistan'ın diğer parçalarına karşı da aynı düşmanca tutum içerisinde. Çünkü İran, Kürdistan'ın büyük parçalarından birini ve 12 milyonu aşkın Kürt nüfusunu kendi işgali altında tutuyor. Baskıyla hâkimiyetini korumaya çalışıyor. Dolayısıyla Kürtler lehine oluşabilecek her durumda düşmanca tutumunu sürdürüyor ve Kürt karşıtı bir politika yürütüyor” diyor.
"Kürtlerin eli güçlenecek”
İran'ın Kürt politikasında olası bir değişimin ancak mecburiyetten dolayı yaşanabileceğini ifade eden Natiq, sözlerini şöyle sürdürüyor: "İran, zor durumda kaldığı zaman politikasında değişikliğe gidebiliyor. Bu çerçevede bağımsızlık konusuna da Kürtlerin lehine olan şartları da göz önüne alarak taktiksel yaklaşabilir. ABD, Kürdistan Bölgesini çok önemli bir müttefik olarak görüyor. Bu nedenle ABD'nin İran politikası eskisi gibi olmayacak. Uluslararası güçlerden de Kürtlere yoğun bir destek var. Tüm bunlar İran'ın takınacağı tutumda da etkili olacak. Bağımsız bir Kürdistan, diğer parçaları da pozitif yönde çok etkileyecek ve Kürtlerin eli güçlenecektir.”
"İran, bağımsız Kürdistan'ı karşısına almayacaktır”
İran'ın mevcut şartları da göz önüne alındığında, diplomasi trafiğinin yoğun olduğu ve uluslararası alandan yoğun destek gören bir Kürt devletini karşısına almayacağı ifade ediliyor.
İran'ın bağımsızlık tutumunda ABD etkili olacaktır
ABD'nin İdlib'de Suriye rejimini vurması da, aynı zamanda bu ülkede faaliyetlerini yoğunlaştıran ve doğrudan savaşın içinde olan İran'a karşı bir uyarı olduğu şeklinde de yorumlandı. Ayrıca Trump'ın Kürdistan'a karşı pozitif politikası da göz önüne alındığında, İran'ın bundan sonraki dönemde tüm bu gelişmeleri dikkate alarak hareket edeceği ve bağımsızlıkla ilgili tutumunu da buna göre şekillendireceği belirtiliyor.
Bas Gazetesi