Beşikçi: Selîmî’nin idamından dolayı derin bir hüzün yaşamaktayım'
İran Kürdistan Demokrat Partisi pêşmergesi, Mustafa Selîmî’nin idamından dolayı çok derin bir acı, hüzün yaşamaktayım. Bu acı, hüzün, sadece, değerli pêşmerge Mustafa Selîmî’nin kendisiyle, çocuklarıyla, ailesiyle ilgili değildir, aynı zamanda, Kürdlerin, Kürdistan’ın geleceğiyle de ilgilidir.
Bu yazıda, süreçle ilgili olarak Komala’nın ve Azadi Hareketi’nin açıklamalarına yer vermek istiyorum. Daha sonra da, Kemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu-I kitabının yazarı Evin Çiçek’in genel bir değerlendirmesi yer alacak.
Komala’nın, 11 Nisan 2020 tarihi açıklaması şöyledir:
BasNews – İran Devrimci ve Emekçiler Topluluğu (Komala) yaptığı açıklamada, Mustafa Selimi’nin Kürdistan Bölgesi Sınır Güvenlik Güçleri tarafından tutuklanarak İran’a teslim edildiğini belirtti.
Komala kendi internet sitesinden yayınladığı açıklamada, Mustafa Selimi’nin Doğu Kürdistanlı bir parti üyesi olma suçlamasıyla İran’da tutuklanarak cezaevine atıldığını ve bir süre önce bir kaç arkadaşı ile birlikte cezaevinden firar ederek, Kürdistan Bölgesine geçtiklerini dile getirdi.
Açıklamanın devamında, Mustafa Selimi’nin Kürdistan Bölgesi Sınır Güvenlik Güçleri tarafından tutuklandığı ve idam edilmeden bir süre önce Kürdistan Bölgesi Emniyet Güçleri tarafından İran’a teslim edildiğine dikkat çekti.
Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) içerisinde yer alan 16 Ekim ihanet şebekesi, Mustafa Selimi’nin Pencewin’e gelmesinden sonra tutuklanması ve İran’a teslim edilmesinde rol oynadığı belirtiliyor. İhanet şebekesi tarafından İran’a teslim edilen Mustafa Selimi, İran tarafından idam edildi.
Azadi Hareketi’nin, konuyla ilgili, 11 Nisan 2020 tarihli açıklaması da şöyledir:
YURTSEVER KURDISTAN HALKINA !
“Uzun yıllar Kurdistan halkı için yürüttüğü faaliyetlerden dolayı 17 yıldır Doğu Kurdistan’ın Seqız Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mustafa Selimi bir kaç gün evvel çıkan isyan ve ayaklanmayla tutuklu bulunduğu Seqız Cezaevi’nden 194 siyasi tutukluyla kaçmayı başararak, yüzlerce engel ve zorluğu aşarak çıkmıştır.
Ülkemizin Güneyindeki Süleymaniye Şehrinin Penciwîn ilçesinin Yurtsever Germek köyü tarafından sahiplenilen Mustafa Selîmî köye gelen YNK Asayişinin kendisine korona testi yapılacağı test sonrası Rojhilat Güçleri’ne katılabileceği eğer korona şüphesi varsa da 14 günlük karantina sonrası serbest bırakılacağı söylenmiştir.
Gece saat 23 sularına kadar Asayiş Binasında tutulan Selîmî, daha sonra YNK Asayişine bağlı araçlarla Doğu Kürdistan’ın BANE şehri hududunda yer alan Pasdaran Güçleri Ramazanî Karargahı Özel Timlerine teslim edilmiştir.
Burada formalite bir mahkemeyle idam cezasına çarptırılan Selîmî’nin infazı bugün (Cuma) gerçekleşmiştir.
Bu yaşanan utanç verici olaydan ötürü adı geçen YNK Asayiş Güçlerinin YNK tarafından cezalandırılmaları eğer YNK’nin olayla bir ilişkisi varsa Kürdistan Hükümeti tarafından en ağır şekilde cezalandırılmaları gerekmektedir.”
Kemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu-I kitabını hazırlayan Evin Çiçek’in genel değerlendirmesi ise şöyle: ‘… Dün Kürdistan beşe bölündü. Bugünse, yaban kazları örnek alınsaydı, Sincar’da (Şengal) binlerce Kürd kadın cellatların, insan tüccarlarının eline düşmez, insan pazarlarında zincirlenmiş olarak satılmazlardı. Kerkük ve diğer yerleşim birimleri, bir anda, baş kesmekten, karın deşmekten şeref duyan, işkence etmekten zevk alan, grupların işgaline uğramazdı. Kapılar, kendilerine saçılmaz, yerleşim birimleri altın tepside işgalcilere sunulmazdı. Güney’in topraklarının % 51’i kaybedilmezdi. % 93’ü bağımsızlık isteyen bir halk, başarı beklerken kayıp, ölümler, hayal kırıklıkları, yenilgiler ve ulusal travma yaşanmazdı.’ (s. 352).