Beştaş: Çiller'in elinde olduğu gibi suikast listesi mi var elinizde?
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Süleymaniye’de öldürülen Türkiye vatandaşı Nagihan Akarsel suikasına ilişkin “Soruyorum, daha kaç kişiyi öldüreceksiniz? Çiller’in elinde olduğu gibi suikast listesi mi var elinizde? Büyükelçinin açıklamasına göre Nagihan Akarsel cinayeti bir yargısız infazdır” dedi.
Beştaş, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündem başlıklarını değerlendirdi.
Meral Danış Beştaş, HDP Iğdır Milletvekilli Habip Eksik'in, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde yapılan yürüyüşte "lince maruz kaldığını" söyledi.
Olayla ilgili polis kamerası görüntüleri ve MOBESE kayıtlarının verilmesini isteyen Beştaş, "Hala tek bir polis hakkında soruşturma, tutuklama yok. Kameralar yok, biz suçlanıyoruz" ifadelerini kullandı.
“Altılı masadan ayrı olarak HDP ile birlikteliğimiz sürüyor”
Eski Bakanlardan Murat Karayalçın'ın katıldığı bir yayında "Bizim HDP ile birlikte olmamız gerekiyordu. Altılı masadan ayrı olarak HDP ile birlikteliğimiz sürüyor” sözlerinin sorulması üzerine Beştaş, "Bizim Emek ve Özgürlük İttifakı dışında hiçbir parti ile birlikteliğimiz, ittifakımız, bu konuda anlaşmamız yok. Biz bütün partilerle zamanı geldiğinde, ihtiyaç olduğunda görüşürüz. Bu seçim odaklı bir görüşme değil” dedi.
Nagihan Akarsel suikastı
Süleymaniye’de öldürülen Nagihan Akarsel olayına değinen ve Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney’in suikastle ilgili açıklamasını değerlendiren Meral Danış Beştaş şöyle devam etti:
“Nagihan Akarsel nerede katledildi? Federe Kürdistan Bölgesinde, Süleymaniye kentinde. Genç bir kadın bir gazeteci, ömrünü kadın mücadelesine adamış bir akademisyen suikaste uğradı, katledildi. Niye Türkiye’yi ilgilendiriyor? Çünkü Türkiye vatandaşı, burada yaşadı. Gazetecilik yaptı. Hangi sebeplerle oraya gitti, elimde bir dosya yok. Ama Türkiye vatandaşı olduğu ve buradan gittiği sabit. Daha önce Paris’te 3 Kürt kadın siyasetçi katledildi Türkiye vatandaşı. Bunun MİT bağlantısına dair ses kayıtları çıktı. Çarşaf çarşaf bilgi çıktı Türkiye ile ilgili. Türkiye de soruşturma açtı. Cumhuriyet Başsavcılığında gizliliği devam eden bir soruşturma dosyası Ankara'da bulunuyor. 10 yıldır bir gelişme yok, açıklama yok.
“Nasıl bir akıl tutulmasıdır bu”
Diğeri Mehmet Zeki Çelebi yine Süleymaniye’de katledildi silahlı saldırı sonucu. Orada da ses kayıtları ortaya çıktı ve MİT bağlantısı olduğu iddia ediliyor. Bu bağlantıları yan yana getirmenizi rica ediyorum. Bu dosyalara ilişkin şöyle bir durum var. Bunların hepsi suikast, hepsi siyasi cinayet. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Bunu Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ali Rıza Güney söylüyor. Nasıl bir akıl tutulmasıdır bu kadar korkunç bir suçu itiraf etmek. Gerçeklikten kopmuş durumdalar. "Operasyonları sınır gözetmeksizin yaparız" diyor. "PKK odaklı ve PKK ile iltisaklı olan odaklar hedeftir" diyor. "Türkiye devleti adına cinayet işliyoruz" diyor. "Dünyanın neresinde olursa olsun insan öldürüyoruz" diyor. Bunu savunuyor. Bu itiraftır ama aynı zamanda tehdittir, aynı zamanda yasa dışıdır, aynı zamanda uluslararası hukuk ilkelerini yerle bir etmektir. Bu suikasti Büyükelçi açıklamasıyla sahiplendi mi? Soruyorum kendisine buradan. Hangi bilgilere sahiptir? Bu cinayeti kim işledi? Hangi bağlantılarla işledi? Büyükelçinin bu siyasi cinayetteki payı nedir? Bu konuda açıklama yok. Komşu ülkelerin topraklarını cinayet işleyecek saha olarak, arka bahçe olarak görüyorlar.
“Neden Büyükelçi sahiplendi?”
Hakikaten kabul edilebilir, izah edilebilir bir yanı yok: Bu suikast Türkiye’nin bilgisi dahilinde mi işlendi? Yanıt istiyoruz. Değilse neden Büyükelçi sahiplendi? Buna da yanıt istiyoruz. Dışişleri Bakanı konuşmadı. Büyükelçiden bu cinayeti sahiplenmesi konusunda bir izahat istedi mi? Bakanlığın da mı bilgisi var? Mevlüt Çavuşoğlu’na soruyoruz.
Öldürme meselesine gelince, devletler yargı olmadan insan öldüremezler. Devletlerin öldürmesinin tek bir meşru alanı vardır. İdam cezası olan ülkelerde mahkemeler idam cezası verir. Hukuk içinde uygulanır. Türkiye'de idam cezası yok. AİHS Ek Protokollerine göre o artık kabul edilmiyor. Peki nedir? Diyelim ki merhum Akarsel ya da başka biri Türkiye dışında, Türkiye ne yapacak? Kendisine karşı suç işlendiğini düşünüyorsa iade isteyecek. Bunun yolları var. Soruşturma açacak, dava açacak. Bütün ülkeler var ya da yok iade anlaşmalarını biliyorlar.
“Çiller’in elinde olduğu gibi suikast listesi mi var elinizde?”
Türkiye’de herkes terörist ilan ediliyor. Terörist olup olmama arasında çok ince bir sınır kaldı artık. Muhalifseniz teröristsiniz, iktidardan yana iseniz makbulsünüz. Bu açıklama derhal izah gerektiren bir açıklamadır. Soruyorum, daha kaç kişiyi öldüreceksiniz? Çiller’in elinde olduğu gibi suikast listesi mi var elinizde? Büyükelçinin açıklamasına göre Nagihan Akarsel cinayeti bir yargısız infazdır. Adaletin ve hukukun olduğu devletler suikast yapmaz, yargılar. Bu, devlet olmanın gereğidir.
“Bu cinayet uluslararası bir suçtur”
90'ların faili belli cinayetleri şimdi AKP-MHP eliyle devam ettiriliyor. Bu, Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsüne göre uluslararası bir suçtur ve yargılanmayı gerektirir. Eskiden OHAL valileri vardı cinayetleri sahiplenen, şimdi büyükelçiler OHAL valilerinin yerini aldı. Bu cinayetin de takipçisi olacağımızı ifade ediyoruz.”