'Bitlis'teki tarihi külliyede Kur'an-ı Kerim tahrip edildi'

Bitlis’teki tarihi Şerefiye Külliyesi’nde restorasyon esnasında aralarında Kur’an-ı Kerim’in de bulunduğu tarihi yapıtların tahrip edildiği görüldü. BİEF, Külliye’nin aslına uygun restore edilmemesini de eleştirdi.

'Bitlis'teki tarihi külliyede Kur'an-ı Kerim tahrip edildi'

Bitlis Dernekler Federsasyonu (BİEF), kentteki en önemli tarihi yapılardan biri olan ve Bitlis Emîri IV. Şeref Han tarafından 1529 yılında yaptırılan külliye camide bir aydan bu yana yapılan restorasyon esnasında ortaya çıkan tahribata ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

“Şerefiye Camii Meydan Vakfı sorumluluğunda bulunan, atalarımızdan kalan nadide tarihi eserler sorumsuzca katledilmektedir” denilen açıklamada, ilgili eserlerin vakfın sorumluluğunda olsa bile halkın ortak değerleri olduğuna vurgu yapıldı.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

 “Aslına uygun olmayan restorasyon çalışmaları ecdadımızdan kalma yapıların orijinalliğine dönük açık bir ihlaldir. Özellikle restorasyon adı altında tarihi yapılarda kullanımı yasak olan inşaat malzemelerimin görülmesi trajik ve düşündürücüdür.

BİDEF (Bitlis Dernekler Federsasyonu) olarak ilgili vakıftan kamuoyuna bir açıklama bekliyoruz.

Ayrıca Şerefiye Külliyesi içerisinde kutsal kitabımız olan Kuran-ı Kerimlerin parçalanması ve çamura batmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. İlgili vakfı ve yöneticilerini esefle kınıyoruz.”

BİDEF ayrıca Bitlis İl Kültür Müdürlüğü, Bitlis Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Van Anıtlar Kuruluna konuya dahil olmaları çağrısında bulundu.

 

Atal: Evliya Çelebi “Kürdistan’da bir benzeri olmayan şahaser” demişti

Öte yandan tarih araştırmacısı Nimetullah Atal, Rûdaw’a yaptığı açıklama da şöyle dedi:

“Zengin tarihimizden kalan eşsiz eserlerin aslına uygun korunması ve yaşatılması elzemdir. Özellikle Şerefiye Külliyesi yazar ve seyyahların ilgisini çeken nadide bir yapıdır ki, Osmanlı Seyyahı Evliya Çelebi büyük bir övgüyle söz edip şunu aktarır ‘Kürdistan’da bir benzeri olmayan şahaser.’  Tarih ve kültür varlıklarına hassasiyetle yaklaşılması gerekiyor. İlgili ve sorumlu vakfın sorumsuzca davranışlarını terk edip hakkaniyet ve hassasiyetle hareket etmesini tavsiye ediyorum.”

Zeydanlıoğlu: Atalarımızın emanetini korumak elzemdir

Tarih araştırmacısı Baran Zeydanlıoğlu ise, “Bitlis Şerefiye cami ve külliyesi Bitlis'in ve Bitlislilerin silüetidir. Bir şehrin mimarisi yok olunca, kimliği de yok olur. Bu kadim şehir ki medreseleri ile tarihe adını yazdırmıştır. Her bir tarihi yapısı restore edilip, profesyonelce ve hakkaniyetle hazırlamış açıklamalı levhaları ile ahalinin bilgisine ve hizmetine sunulmalıdırlar. Zira tarihteki konumları o şekilde idiler” dedi.

Zeydanlıoğlu şunları kaydetti:

“16. ve 18. yüzyıl arasında Bitlis’in ilim irfan merkezleri olan medreseleri, aynı dönemde büyük bir şatafata sahip olan Semerkant ve Buhara ile yarışıyordu. Tarihte Kürdçe, Farsça ve Arapça dillerinde eğitim veren Kürd alimlerinin, hocalarının, fikir insanları ve çok etkin şeyhlerinin ikamet ettiği bir şehirdi Bitlis. Bu kutlu yerin medreselerine çocuklarını göndermek için sıraya geçerdi tüm Kürd beyleri. Şerefxanê Bedlisi bu konu da şöyle yazmıştır:

‘Bedlis kutlu ve kutsal bir yerdir; orada Allah’ı tanıyanlardan ermiş evliyadan olan bir çok tasavvuf adamları ve şeyhler yetişmiştir. Buradan son derece bilgili, kanaatkar, dindar ve faziletli insanlar çıkmıştır. Örneğin Şerefiye Medresesi’nde, Şafii fıkhının dallarını çok iyi bilmek konusunda, hadis ve tefsirde bir benzeri bulunmayan Mevlana Hıdır Bibi (Hidirê Xizani – Hizanlı Hıdır) ders okutmaktadır'. Atalarımızın bizlere emanet ettiği bu kutsal mekanların korunması ve tarihteki yerlerinin öneminin bir sonraki nesile aktarılması elzemdir.”