CHP'nin, Kürt sorununa çözüm stratejisi

Cumhuriyet Halk Partisi’nin  (CHP) Milletvekili ve  önceki CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sezgin Tanrukulu, CHP Türkiye’nin Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yanadır şeklinde ifade etti.   

CHP'nin, Kürt sorununa çözüm stratejisi

Cumhuriyet Halk Partisi’nin  (CHP) Milletvekili ve  önceki CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sezgin Tanrukulu, CHP Türkiye’nin Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yanadır şeklinde ifade etti.   

BasNews, Türkiye'de 31 Mart 2019'da gerçekleşen yerel seçimlerin, kesin olmayan sonuçları ile ilgili gelişmeleri CHP milletvekili ve eski Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'na sordu. Kesinleşmemiş seçim sonuçlarını nasıl okuyorsunuz ?

AK Parti'nin Kasım 2019 tarihinde yapılması gereken genel seçimleri, geçtiğimiz yılın Haziran ayına yani bir buçuk yıl geriye alarak, muhtemel daha ağır bir hezimeti önlemek istediğine dikkat çeken Tanrıkulu, yerel seçimlerde ortaya çıkan tablonun AK Parti'nin kaygılarının ne kadar doğru olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı ve şunu ekledi:

AK Parti Doğu ve Güneydoğuda, Diyarbakır, Van, Mardin başta olmak üzere 92 belediyede, sonuçta seçimle gelmiş belediye başkanlarını olağan üstü halden hemen sonra çıkardığı olağan üstü kanun hükmünde kararnameyle görevden alarak kayyumlarla idare etmeye başladı. Ondan önce herhangi bir soruşturma ve dava olmadığı halde.”

Sezgin Tanrıkulu konuşmasının devamında, AK Parti'nin Ankara, İstanbul başta olmak üzere büyük metropollerde de yerel yönetim iddiası taşıdığı değerlendirmesinin ardından şunları belirtti.:” Şimdi bu yerel seçimlerde birincisi, başta Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya gibi büyükşehirlerde ittifak yaptığı siyasal partiyle beraber iktidarını kaybetti. İkincisi kayyum politikasına karşıda, iki buçuk yıldır süren ağır baskı koşullarına rağmen sonuçta yurtaşlarımız bu politikaya karşı çıkan bir tutum sergiledi. Ve büyük şehirlerde yeniden kayyumlardan yerel yönetimlere geçecek bir seçim tercihi ortaya koydular. İstanbul ve Ankara çok önemli tabi, Türkiyenin siyaseti bakımından. Şimdi ki Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul belediye başkanlığından Türkiye siyasetine gelmiş bir siyasetçi. Ve şunu söylemişti. İstanbul'u alan Türkiye'yi alır, İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder. Şimdi böyle bir pozisyonla karşı karşıya kalabileceği bir durumu 25 yıl sonra kendi elleriyle yarattı. Çünkü yerel yönetimde 25 yıl, Türkiye'de 17 yıllık iktidardan sonra bütün Türkiye'ye korkudan, nefretten, düşmanlıktan başka vaad edeceği birşey kalmadı. Ve buna da bütün yurtaşlar, bir vesileyle de demokrasi güçleri sandıkta cevabını verdi. Bu Türkiye'de yeni bir yolun, yeni başlangıcı olabileceğinin işareti aynı zamanda. Bu bakımdan bence çok önemli."

CHP’nin önceki Genel Sekreter yardımcısı Sezgin Tanrukulu açıklamasının devamında,CHP'nin Türkiye'nin Kürt meselesini Parlamento zemininde barışçıl bir yolla ve oluşacak bir komisyonla çözülmesinden yana bir tutum sergilediğini belirtti:

BasNews'in, "HDP ve Kürtler Batı şehirlerinde açık bir şekilde CHP'ye destek verdi, buna bağlı olarak CHP'nin Kürt sorununa yönelik tavrında bir değişim ve gelişim olur mu?" sorusuna yönelik Sezgin Tanrıkulu şunları ifade etti:

"Şöyle, CHP'nin nasıl siyaset oluşturacağından öte, AK Parti iktidarının Kürt politikasında izlediği, zulüm ve zalim politikaya karşı ortaya çıkan bir destekti.  Son 8 yıldır CHP geliştirdiği politikalarla sonuçta böyle bir desteğin CHP'ye verilmesinin zeminini yarattı. O zemin şu, CHP özellikle son 8 yıldır, Türkiye'de, Türkiye'nin Kürt meselesinin Parlamento zemininde barışçıl bir yolla ve oluşacak bir komisyonla çözülmesinden yana bir tutum sergiledi. Ve bu tutumda da yöntem olarak ısrarcı oldu. Ve bir zemin yarattı. Türkiye'deki Kürtlerin kafasında ve zihninde bir çözüm yöntemi önerdi. Çözümün nasıl olacağından daha öte, yöntemin ne olacağını önerdi. Bu yöntemin doğruluğu çözüm süresinden sonra bu çözüm masasının devrilmesiyle anlaşıldı. CHP'nin yarattığı bu zemin AK Parti'nin ve onun liderliğinin işte son iki buçuk yıldır yoğunlukla uyguladığı zulüm ve zalimlik, düşmanlaştırma politikası, nefret politikası, ortalamaya göre terörist görme politikası sonuçta HDP'ye yakın olan, olmayan her Kürt'te bir karşıtlık yarattı. CHP'de sonuçta bunun en uygun zeminiydi. Bütün metropollerde böyle bir doğal, kendiliğinden de gelen bir yönelim oldu. CHP sadece bu yönelim nedeniyle değil ama son 7 yıldır izlediği politikalarla eksikte olsa, sonuçta Türkiye'nin Kürt meselesini barış odaklı politikalarla çözülmesinden yana bir tutum ortaya koydu. Tabi şimdi verilen bu destek, daha büyük bir sorumluluk, daha büyük bir barış politikası, bir birlikte yaşama politikasının zeminini yaratma konusunda bir sorumluluğu da yüklemiş durumda. Bu durum Hem oy veren yurttaşlar, hemde destek almış yerel politikacılar ve CHP merkez yönetimi bakımından önemli. Ben böyle bir sorumluluğun, Türkiye'de CHP'nin, birlikte yaşama, eşit yaşama, özgür ifade içerisinde yaşama bakımından yerine getireceğini , yerine getirmek için çaba sarf edeceğine inanıyorum."