Demirtaş'tan 'Öcalan Heykeli' sözlerine açıklık: Üzüldüğümü belirtmeliyim

Selahattin Demirtaş, yargılandığı davada çözüm süreci döneminde Mardin mitinginde sarf ettiği "Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz, heykelini" sözlerine açıklık getirdi.

Demirtaş'tan 'Öcalan Heykeli' sözlerine açıklık: Üzüldüğümü belirtmeliyim

Selahattin Demirtaş, yargılandığı davada çözüm süreci döneminde Mardin mitinginde sarf ettiği "Başkan Apo'nun heykelini dikeceğiz, heykelini" sözlerine açıklık getirdi.

Demirtaş'ın 142 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu yargılandığı Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana dava duruşması dün gerçekleşti.

Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen dava duruşmasına tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Ses Görüntü ve Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile bağlanan Demirtaş, duruşmanın bu bölümünde 13 Kasım 2012'de Mardin'in Kızıltepe ilçesinde yapılan mitingde yaptığı konuşmada suçlama konusu yapılan sözlerine dair savunma yaptı.

Hakkında hazırlanan 30 Nolu fezlekenin, 29 Nolu fezleke ile aynı güne ait olduğuna dikkat çekerek savunmasını başlayan Demirtaş, şunları söyledi:

“Nusaybin mitingden hemen sonra gerçekleştirilmiş mitingde yaptığım konuşma üzerine düzenlenmiş bir fezlekedir. Bu fezlekenin savcısı bildiğimiz kadarıyla görevdedir. Dolayısıyla savcıya diyeceğimiz bir şey yok. Fezleke tarihi yine ilginç konuşmadan 4 yıl sonra hazırlanmış bir fezleke. Yani tarihi Şubat 2016. Bu konuşmayı Kızıltepe'de yaptığım tarihten 4 yıl sonra savcı bunun suç oluşturduğuna kanaat getirmiş ve fezleke düzenleyip meclise göndermiş. Elimdeki fezlekenin tarihi bu en azından. Kamuoyunda en çok bilinen bu fezleke. Çünkü miting alanlarında parlamento kürsüsünde iktidar sözcüleri, iktidar temsilcilerince en çok dile getirilen fezleke budur.'Öcalan'ın heykelini dikeceğiz' sözünün kast edildiği miting ve ona istinaden hazırlanmış fezleke. Fezlekenin düzenlenme tarihi de ilginçtir. Konuşmayı yaptığım tarihte değil, dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasının Meclis gündemine taşındığı günlerde düzenlenmiştir.

Benim, 'Öcalan'ın heykelini dikeceğiz' sözlerini söylediğim dönemdeki siyasi atmosferi hatırlamak lazım. İdris Naim Şahin, İçişleri Bakanı'ydı. Sonradan Cemaatçi olduğu gerekçesiyle görevden alındı. Benim o sözleri söylediğim miting başlamadan önce bir grup gencin elindeki Öcalan posterleri bahane edilerek, bütün kitleye copla, panzerle müdahale edildi. İnsanlara gaz sıkıldı, miting yapılamasın diye. Şöyle bir görüntü çıksın istediler; 'Hükümet tam da Öcalan'ı ciddiye almak üzereyken, biz Öcalan posteri taşıyanlara sert müdahale edelim, Öcalan taraftarları buna büyük tepki göstersin.' Çünkü bu, Erdoğan'a mal olacak, Başbakan o. 'Cezaevlerinde açlık grevi yapanlar, Öcalan posterine karşı, gençlere yapılan sert müdahalelere tepki göstersinler, açık grevlerini bitirmesinler.'

Hiçbir tereddüttüm yok kesinlikle suç değil. Kendi cümlemi kurarken de eksiklik ve hata nedeniyle üzüldüğümü belirtmek isterim. Sonra anlatmaya çalıştım, öyle heykel meraklısı da değilim. Seçimlerde de o videoları kullandılar. Öcalan'ın, Apo'nun heykelini dikecekmiş vs. Bugünlerde Abdullah Öcalan'ın mektubunu aldılar, bir akademisyen aracılığı ile canlı yayınlarda okuttular vs. Osman Öcalan TRT'ye çıkarıldı.

Bu konular dosyamızı doğrudan ilgilendirmediği için bir şey demiyorum ama şu aşamadan sonra acaba diyorum, savcı acaba mütalaasını değiştirip, bugünkü siyasi atmosfere bakıp şöyle mi diyecek; 'Abdullah Öcalan'ın heykelini dikme sözü verdi ama dikmedi…' Dolayısıyla 'görevi ihmalden' yargılanması gerekir mi?' diyecek bugün. İmralı'da Abdullah Öcalan'la görüşmek son derece haklı, meşru bir konu olarak tartışılıyor iyidir. Birlikte yaşam ve barış mevzusuna katkı sunacağına inanıyorum. Kendisini bizzat tanıdığım için de bunu tekrar ediyorum. Heykel dikme meselesi oradaki müdahaleye konulmuş bir tepkidir. Ne şiddet övgüsüdür, ne Abdullah Öcalan övgüsüdür. O günlerde Ankara'da yapılan tartışmalardan yola çıkarak barışı sağlayacağına dair inancımla ettiğim bir cümledir.

Sonrasında da zaten suç olarak görülüp, soruşturma açılmamıştır. Siyaseten eleştirenler olmuştur, halen de eleştiriliyor. Dediğim gibi saygı duyuyorum bu eleştirilere. Keşke kendimi daha doğru olarak ifade etseydim. Cümlelerim bu şekilde miting enerjisi içerisinde ifade edince insan kendisini tam olarak anlatamayabiliyor. Dolayısıyla insanlar eleştirebilirler. Ben bu kısmı daha doğru anlatabilirdim diye belirtmek istiyorum. Onun dışında bir şiddet övgüsü olmadığının altını çizmek istiyorum.

Bu ülkeye barış gelecek -aslında o anda içimden geçen ve cümleye dökmediğim kısım buydu, keşke o cümleyi de kursaydım orada ve bu ülkeye barış getirenlerin heykelini dikeceğiz demek istemiştim. Yoksa gerçekten heykel meraklısı değilim. İnsanların tabulaştırılmasından, tartışılmaz hale getirilmesinden, heykellerinin dikilmesinden de hazzetmeyen biriyim. Bu Öcalan için de geçerlidir, başkaları için de."