Dilipak'tan AKP'ye Babacan uyarısı: "Fırtınadan önceki sessizlik!"
Ankara kulislerinde gündem eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile hareket eden Ali Babacan'ın kurması beklenen parti. Kulisler hareketli. Yeni partiyle ilgili her gün yeni bir değerledirme yapılıyor.
Ankara kulislerinde gündem eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile hareket eden Ali Babacan'ın kurması beklenen parti. Kulisler hareketli. Yeni partiyle ilgili her gün yeni bir değerledirme yapılıyor.
Akit yazarı Abdurrahman Dilipak da AKP'den istifa ederek parti kurma çalışmalarını ilan eden Ali Babacan için AKP'ye birtakım uyarılarda bulundu. Dilipak, "Eğer Babacan ekibi mecliste grub kuracak sayıya ulaşırsa, bu yeni oluşumun parlamentoda yapacağı muhalefet AK Parti için çok daha fazla yıpratıcı olabilir ve bu yeni oluşum belediyelerde anahtar parti haline gelebilir" dedi.
Dilipak, "Babacan" başlıklı yazısına "Gül mü parti kuracak, Davudoğlu mu, Babacan mı derken; Babacan en geç yola çıkıp, en öne geçen isimlerden biri oldu. Bu son olmayacak. Sağda ve solda yeni oluşumlar gündemde. Bugünler fırtına öncesi sessizlik gibi" sözleriyle başladı ve devam etti:
"Babacan, “ekonomiden anlayan, ekonomi odaklı”, “dürüst”, “sessiz, sakin, polemikten uzak” “ılımlı, radikal olmayan, İslam dünyasını dışlamayan ancak batıdan da uzaklaşmayan” bir kişilik profiline sahip. Sokaktaki insana sorunca üç aşağı, beş yukarı sağ seçmenden de, sol seçmenden de böyle bir cevap alacaksınız. Bu özellik bir partinin genel başkanı olarak devleti yönetmeye yeter mi, kadrosu ve projesi önemli. Babacan’ın yumuşak yüzü, dış ve iç güç odaklarını, kendisi üzerinde baskı kurmaya yönlendirebilir. Tabii önce, bu özelliklerine ek olarak kitleleri peşinden sürükleyecek karizmatik bir kişilik profili çizmesi gerek. Ekonomi çok önemli ama hayat ekonomiden ibaret de değil."
Abdurrahman Dilipak, yazısında eski bakan, milletvekili, teşkilat yöneticisi, işadamı birçok kişinin Babacan’la dirsek teması içinde olduğunu hatırlatıyor ve "Hatta bugün AK Parti saflarında milletvekilliği yapan bazı isimlerle de görüşüldüğü söyleniyor. İnşallah bu iş merkez, il ve ilçelerde, 1974 affı sonrası Nurcu kanadın MSP’den istifası gibi bir furyaya dönüşmez" diyor.
AKP'nin güç kaybetmesi ve zaafa uğramasının Türkiye’nin de işine gelmeyeceğini öne süren Dilipak, devam ediyor:
"AK Parti gibi Babacan’ın da işine gelmez. AK Parti çevresindeki birilerinin ve mediyasının da daha ilk günden Babacan’ı hedef almaları doğru bir şey olmaz. Babacan, özellikle İmamoğlu olayından sonra, toplumun gerilim istememesi gerçeğinden yola çıkarak ılımlı bir politika izleyeceğini düşünüyorum. Tam da böyle bir zamanda AK Parti söylemini daha da sertleştirecek olursa, bu AK Parti için hiç de iyi olmayabilir.
Babacan aslında hem sağ ve hem de soldaki yeni birtakım siyasi oluşumlar için turnusol kağıdı görevi görecek...
Babacan tam da ekonomik kriz ortamında, ekonomiyi önceleyen söylemleriyle siyaset sahnesindeki yerini almaya hazırlanıyor. Artık AK Parti’nin içinden gelen yeni bir muhalefet sözkonusu. Bunu görelim. AK Parti de bunu görmek ve adımlarını bundan sonra buna göre atmak zorunda.
Daha ilk günden tarafların birbirine yükleneceklerini sanmıyorum. İsimler belli oldukça fikirler telaffuz edilmeye başladıkça gerilimin daha da artması kaçınılmaz gibi gözüküyor. Babacan’ın çıkışı, aslında Gül ve Davudoğlu’nun bundan sonraki adımları için de yol ve yön gösterici olacaktır.
AK Parti karşıtları çok politik davranacaklar ve Babacan’a fazla yüklenmeyecekler. Bundan sonra Babacan ve ekibi daha fazla gündem oluşturacak, haber oluşturacak, tartışma konusu olacaktır. AK Parti de bundan sonra bu anlamda daha dikkatli olacaktır. "
Dilipak, "Diyorlar ki, Babacan, sadece AK Parti’den değil, CHP, MHP ve İyi Parti’den de adam alacaktır. Kendilerini Merkeze yerleştirmeye çalışacaklar. Özalvari bir yapılanmaya gidecekler. Partileşme ve örgütlenmesini tamamladıktan sonra grup kuracak sayıya ulaşmak için çaba harcayacaklar. Bazı belediye ve çok sayıda belediye meclisi üyesini de teşkilatlarına kazandıracaklar deniyor.. Tabii bu durum parlamento çoğunluğu ve belediye meclislerindeki kritik çoğunluklar açısından son derece önemli. Yani Cumhur İttifakı yeni durumda temsili çoğunluk açısından yeterli olmayabilir. AK Parti bakanlıklardaki değişikliği çok önceden yapması gerekirdi. Nedense hep geç kalıyorlar. Şimdi görevden alacağınız siyasi ya da bürokrat için gidebileceği yeni bir kapı var artık. Yeni kabineyi oluştururken de hep bu baskıyı hissedecek" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz