Diyanet İşleri Bakanlığın'dan El Ezher'e yanıt: Nedir bu Irak'ın bütünlüğü için döktüğünüz timsah gözyaşları?
Kürdistan Diyanet İşleri Bakanlığı, Mısır'ın en yüksek Sünni İslam otoritelerinden biri olan El Ezher Üniversitesinin bağımsızlık referandumu karşıtı açıklamasına yanıt verdi. Bakanlık, yaptığı açıklamada, pek çok Iraklı ve Suriyeli Sünni Müslümanı korudukları için, Müslümanların Kürtleri övmeleri gerektiğini dile getirdi ve Arap dünyasının, Irak yönetimi tarafından Kürtlere karşı yapılan haksızlıkları uzun süredir görmezden geldiğini yineledi.
Açıklamanın devamında şöyle denildi: Bağımsızlığımızın Sünni dünyasını istikrarsızlaştıracağından söz ediyorsunuz. Kürdistan'ı ziyaret eden alimleriniz size, Kürdistan'ın göçzede Sünniler için bir kale ve beşiğe haline gelmiş olduğunu size anlatmadılar mı? Bölgemizde Sünnilerin korunduğunu ve kardeşlik ilkelerine sadık olduğumuzu alimleriniz bizzat test edebilirler.
Kürdistan, birlikte yaşamın kuralları üzerine bina ediliyor. Bize birlikte yaşama dersi vermeyin, biz bu alanın liderleriyiz. Bakanlığımız bünyesinde, tüm dinlerin temsil edildiği genel bir dinler kurulu ve daha fazlası bulunmakta."
Bakanlık açıklamasında, bağımsızlık referandumunun, başta Sünni toplum olmak üzere, hiç kimseye zarar vermeyeceğini, Sünnilere her türlü zorluğu çıkaranın bizzat Irak merkezi yönetimi olduğunu hatırlatıldı.
El Ezher'in açıklamasının adil olmadığı ve Kürtlerin Irak yönetimi altında yaşadıkları adaletsizlikleri görmezlikten geldiği de eklenerek şöyle devam edildi:
"Nedir bu Irak'ın bütünlüğü için döktüğünüz timsah gözyaşları? Biz Kürtler yıllardır Irak merkezi yönetimlerinin adaletsizliğine, katliamlarına ve göçertmelerine maruz kalıyoruz. Kürt Müslüman milletine yapılan tüm bu adaletsizliklere yönelik tavrınız nedir?
Biz kanun, anayasa ve şeriat çerçevesinde haklarımızı elde etmeye çalışıyoruz. Devletimizi kuracağız ve şehitlerimizin ödediği bedellerle özgürlüğümüzü kazanacağız."
Açıklamada Enfal soykırımı, Halepçe'nin bombalanması ve Hewlêr'in petrol payının verilmemesi gibi, Bağdat'ın Kürtlere karşı işlediği suçlar ve haksızlıklar sıralanarak,
"Madem Irak'taki Sünni kardeşlerinizin çıkarları sizi çok ilgilendiriyor, Şii milislerin Sünnilere karşı yürüttükleri, kimliklerini ortadan kaldırmak, dini liderlerini öldürmek, camilerini işgal etmek ve bombalamak, Sünni iddialarının meşruiyetini ortadan kaldırmak için Sünnileri bulundukları kentlerden kovmak gibi, iğrenç ve zalimce eylemlere ilişkin açıklamalarınız hani nerede?" diye soruldu.
Açıklamanın sonunda 40 milyon Kürdün de, aynı Araplar dahil diğer tüm uluslar gibi bir devleti hak ettiğinin altı çizildi:
"Siz Araplar için 20'den fazla devlete sahip olmak helal iken, nüfusu 40 milyondan fazla olan biz Kürtler içinbir tek devlet haram olsun?"